7 Ocak 2008 Pazartesi

12 eylül

solun ışığının sönmesi 12 eylül askeri darbesi ve arkasından sovyet devletlerinin tek tek yok olmasında aramak gerek!
çünkü tanklar altında kalan sol, kendini toparlarken bir de uzaydan düşen glasnost bombası ile karşı karşıya kaldı!
sosyal devlet o tarihten beri dünya üzerinden tasfiye edilirken, sağ da kendini nereye koyacağını bilmeden kişiliksizleşti.
iki tarafta birbirini etkileyerek politika üretirken, şimdi iki tarafında ideolojisine uymayan bir global politika ile kaos içinde ne yapacağını bilmeden bir perspektif sorunu ile karşı karşıyadır.
sağ yoktur politik arenada, sadece şekilsiz sağcı politikacıların günü birlik demagojileri vardır arenada!
arena içinde demagoji ile ilerlemeye çalışanlar ise, geçmişte savundukları ideolojilerden uzaklaşıp, piyasanın belirlediği insan tiplemesine dönüştüler.
dün abd emperyalizmi ile kavgalı olanlar, şimdi onun bekçiliğini yapmaktalar.
demagoji temel sorunlara yanıt üretemediği için ülke daha keskin sorunlar ile karşı karşıyadır.
şimdi bu sorunları çözecek bir iskenderin kılıcı aranmaktadır, fakat iskender dünyada olmadığını bilmekteyiz!
aydın insanların tek tek yok edilmesi aslında tesadüfi değildir, onları yok edenler, arenanın çeteler tarafından ve para ile kontrol edebileceğini düşünen demagoglardır.
en büyük demagog süleyman demirel, artık kendi çevresini koruyamaz hale geldiğinde, her bir evlatlığı devlet hortumcusu olduğu ortaya serilivermiştir!
şapka taşıyan asalaklar, şimdi başka şeyleri taşımaktan gocunmuyorlar, hatta gururlu şekilde bir ülke içinde maliye bakanlığı dahi yapabilmektedir!
tarihe bakarken veya sosyal olaylara bakarken siyah beyaz olarak bakılmaz, çünkü hiç bir olay siyah ve beyaz kadar homojen renklerden oluşmaz!
1992 yılında bir birine karşı kurşun sıkanlar yine aynı yıllar içinde balık üretme için firmalar kurup, ankara çankaya’da ortak büroda ticaret yapmışlardır. o firma hala aktiftir, ve iki zıt kutup burada ortaktır.
hiç bir olay dışarıdan gözüktüğü gibi değildir.
mumcuları öldürenler derin devletin labirentleri içinde gizlidir, fakat o işi organize eden de devlet değildir, devleti elinde tutmak isteyen yeni çetelerde aramak daha mantıklıdır. bakmayın mit ajanı gazetecilerin yayınladığı kitaplara, onlar bilgileri açıklarken bizim gözlerimizi de karartmadan duramıyorlar, ve olayları olduğu gibi görmemizi engelliyorlar.
eğer bir taraf zifiri içinde kaldıysa öteki tarafta karanlığın içinde olduğunu düşünmelisin, çünkü karanlık içindekini görmek için sende karanlıkta olman gerekli, gözlerin alıştığı zaman karanlık içindekini görebilirsin.
aydınlıktan karanlık içindekini göremezsin!
duysan duysan karanlıkta çıkan sesleri duyabilirsin.
ki o sesler 12 eylül zindanlarında çok duyduk!
kulaklarımda o seslerin yok olmasını istiyorsam eğer, o karanlık dönemle hesaplaşmalı diye düşünmekteyim.
o yüzden 12 eylül generalleri ve o dönemin politikacıları yargılanmalı.. tabi ki bu yasalarla değil.
işte o insanlarda bu generallerin ve o dönemin hortumcularını yargılanmasını istiyorum!
16.08.2005
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: