20 Ocak 2008 Pazar

Anımsamak

Anımsamak geçmişe doğru yapılan bir yolculuktur. Çocukluk ve ilk gençlik yılları hep güzel anımsanır. O dönemlerdeki arkadaşlıklar ve okunan kitaplar, izlenen diziler insanın geleceği ile izleyeceği yol çizgisi gibi durur ve bir konu açıldığında hemen gözler önüne seriliverir.

Benim kuşağım içinde Cin Ali çizgi romanları anımsar. İlkokullarda okurken bu küçük kitapçık elimizin altında dururdu. Ona bakar kendi hayal dünyamızda başka öyküler yazdığımızı hep düşünmüşümdür. Hiç görmediğim yerlerde sanki yaşamışım gibi öyküler anlattığımı anımsıyorum. Hayal dünyamın zengin olması okuduğum kitaplar ve dinlediğim arkası yarın radyo serilerinin etkisi olabilir.

İnsan hayal dünyasının geniş olması geleceği anlatan eserlerin oluşmasına yol açmıştır. Bu sanayi devrimi ile birlikte teknolojinin gelişimi ile ilgili hayallerin roman ve öykülerde yer bulmasına neden olmuştur. Bunlardan biri George Orwell 1984 romanıdır. Romanda bahsedilen büyük birader korkutucu bir şekilde hayatta yerini almıştır. Despotlar tarafından halkın üzerine serilen bir gözden bahsedilir. Günümüz dünyasında göreceli özgür toplumları da büyük bir göz, sistemin güvenliği için haklı izlemeye devam etmektedir. Büyük biraderin gözü günümüzde asayiş ve güvenlik için gerekli olduğu toplumun tüm bireylerine kabul ettirilmiştir!

11 Eylül ikiz kulelerin yıkılması ile birlikte tüm dünyada güvenlik ve bireyin yaşam hakkı tartışılır hale getirilmiştir. Bu güvenlik kaygısı ve ona çare olarak sunulan kapalı devre televizyon kameraları (CCTV) sokaklarımızda ve meydanlarımızda görmeye alışıyoruz.

Eskiden sokaklar daha özgürdü, çocuklar sokaklarda oyun oynar, gece yarılarına kadar saklambaç, futbol ve şu anda aklıma gelmeyen oyunlar oynardık. Hiçbir çocuk ve aile korku duymazdı. Sokaklar daha güvenliydi. Komşuluk ilişkisi vardı, komşu komşunun kapısını çalmadan girilebilirdi. Anma gerekirse eski komşuluk ve sokakları düşünmek yeterlidir. Günümüzde çocuğumuzu gönül rahatlığı ile bırak komşuya akrabalara dahi gönderemez haldeyiz. Kuşku ve korku benliğimizin en küçük parçasına kadar işledi. Korku verilmek istenendi, başarıldı! Şimdi özgür sokaklar bir anı olarak kaldı.

Geçmişe doğru baktığımızda korkularımızın ne kadar az olduğunu görüyorum, ne oldu da korkular her tarafımızı kapladı. Şimdi insanlar yaşlanmaktan dahi korkar hale geldi, sokakların özgür olduğu toplum sürekli gözletilerek oluşmayacağını geçmişe doğru bakıldığında görülüyor. Sokaklar bugün sessiz ve çocuk seslerinden mahrum olarak kalıyorsa, yönetici sınıfın güvenlik kaygılarının topluma yansıması olarak düşünebiliriz! Korku ile bastırılmış tek kutuplu dünyada, kutupların oluşmaması için her türlü önlemi aldığını düşünenler bunun yanılgısını, hiç yıkılmayacak olarak bakılan Roma İmparatorluğunun tarihin hangi sayfasında durduğuna bakması yeterlidir.

21.12.2007

Hiç yorum yok: