8 Ocak 2008 Salı

Arabesk Haberler

Arabesk Haberler

Popüler kültürü içinde barındıran televizyon kanalları verdiği ana haber programlarını izlerken, insanın içi karışıyor, ne olduğu belli olmayan hislere kapılıyor.

Önceleri düşünüyordum acaba sadece bende mi bu duygu diye, arkadaşlarım ile konuşurken aynı duyguları da onların da yaşadığını öğrendim. Bir kan gölü ve magazin haberlerinin süslediği ve genellikle duygu sömürüsünün ağır bastığı arabesk haberler.

Tanımı doğru bulmuştum, Türk televizyon kanallarının büyük bölümü arabesk haber yapıyordu, üstelik arabeskten hiç hoşlanmayanlar tarafından!

Arabesk haberlerde; en ufak bir acıyı ve dramı sanki dünyanın merkezinde herkes yaşıyormuşçasına abartılarak ve dakikalarca müzik eşliğinde kurgulanmış görüntüler ile sunuluyor. Seyirci ağlamak, hislenmek zorundaymış gibi bir hava ile veriliyor. Nasıl olurda seyirciyi daha fazla duygulandırıp gözü yaşlı bırakırım diye düşünülmüş haberler.

Bir yerde bir güvenlik görevlisi öldürmüş olmasın, vatan millet söylemleri altında, tekbir sesleri eşliğinde ve üstüne de bir ermeni müziği eklenerek içler acısı hale getirilen görüntüler dakikalarca ekranda kalıyor. Ağlayan, bayılan ve onu teskin edenlerin kahrolsun diye bağırmaları, Türk bayrakları eşliğinde, arka fonda tekbir sesleri birbirine karışarak sunuluyor. Güvenlik görevlisinin cenazesi o şekilde işlenir ki, her aileden bir birey ölmüş gibidir. Bir şeyler gizlenir, orada haksız bir kesim var, o haksız olanlar bu ülkeyi parçalıyor, yok ediyor, hatta ülkemize tecavüz ediyorlar gibi bir durum havasında haber veriliyor. Normal insan ister istemez öldüren taraftarın düşmanı oluveriyor. Ülkenin parçalanması, histeri düzeyindeki duygular bu haberler ile beslenir ve ülke içindeki hoşgörü ortamı bir anda karşıtların çatışmasına hazırlanır. İki tarafta geliştirilen bu karşıtlık duygusunu pompalayan arabesk haber veren kanallardır. Bunun en iyi izleyebildiğim kanallardan örneği atv ve showtv haberleri olduğunu söylesem abartı olmaz sanırım.

Bu iki kanalın haberlerine bakamıyorum, çünkü saatlerce süren sarhoş polis diyalogları ki, bunu en iyi tüyoya alan Levent Kırca’dır. Sonra kapkaç kültürü ve onun yansımaları ve kurbanlarının yaşadıkları o şekilde anlatılıyor ki, Türkiye’nin her bir parçasında bu olaylar oluyor sanırsın. İnsanın sokağa çıkası gelmiyor, korku her yere sindiriliyor. Sokağa çıkma bak sokakları sana getiriyoruz anlamında magazin haberleri. Ev alacaklar için nerede hangi ev kaça haberleri ki bu evler genellikle ya villa ya da villa düzeyinde normal insanın almayacağı bütçelere ait evler, ev içinde geziler ve müthiş manzaralar! Hiç tanımadığın erkeklerin ve kadınların özel hayatları, aldatılma ve aldatma haberli. Bak bak durumuna şükret haberleri olarak görüyorum. Belli sayıdaki magazin ile yaşayan ve ondan ekmek kazananların oluşturduğu bir kesimin günlük yaşantısının her eve konuk edilmesi ve onların akıllıca tavsiyeleri! Akıllıca dediğim düşünceleri ise insanı uçurumdan aşağıya atan düşenceler olduğunu unutmayın, onları dinle git esrar iç! Hayat gerçekleri ile alakası olmayan ve günlük yaşamdan çok uzak sohbetler. Bu sohbetleri en iyi şekilde gören amerikan firmaları da her ülke televizyon kanalına bu tip programları dayatıyor ve her ülkede birbirine benzeyen günlük magazini tüyoya alan sohbet programları. Üç dört mizah yönü gelişmiş insanı sahneye al, orada günlük yaşamdan uzak konuları özellikle seç ve onlar ile seyirciyi eğlendir. Pişti diye de bağır en sonunda!

Haberleri izleyemez hale geldim, çünkü haber yerine sadece kimin çocuğu kimden sohbetine dönmüş durumda. Sanki kim kim ile nerede ne yaptığını çok ilgilenen büyük kesim varmış gibi sabah programlarını haberlere almış durumdalar. Demek ki, ülke topraklarında gerçek haber olacak olaylar ve gelişmeler olmuyor sanırısın. Bir bakarsın bir yerde kaza olur, ya da bir yerde bir kitapevi bombalanır, nereden çıktı şimdi bular diye şaşkın şakın bakar seyirci. Hani ülkemiz günlük güneşlikti, nereden çıktı bu çatışma! Sokağa çıkma her türlü kötü olay sokakta oluyor, evinde yaşa! Sakın çocuklarınızı okula göndermeyin, bakın okullar çeteler yuvası oldu, her an çocuğunuz bir şekilde bıçaklanabilir, saldırıya uğrayabilir. Haberler korkuyu topluma bilinçli bilinçsiz bir şekilde sunuyor ve benimsetiyor. Ülke insanı bütün bunları görünce ne yapacak, yaşanmaz bu ülkede en iyisi dışarıda arayayım geleceğimi telaşına düşmüyor mu? Bütün bu duyguları geliştiren haberler neye göre hazırlanıyor?
Seyircinin isteğine göre! Peki, bu istek yapan seyirci kim, ya da kimler? Toplum seviyesini yukarıya çıkarması ve daha hoşgörünün olduğu güzel dünya özlemlerini dile getiren, doğayı ve insanları sevmeyi öne çıkaracak haberler neden bu bültenlerde yer almazda, kan ve gözyaşı alır? O halde seyirci isteği mi daha önemli, yoksa toplumun geleceği mi? İstekler ve düşünceler popüler kültür içinde geldiği seviye belli, durmadan geriye doğru gidişi sembolize etmekte, belden yukarıya çıkamayan bir seviye!

Haber programlarında haber görmek istiyorum, çünkü yeteri kadar magazin programları var, o programlarda zaten izleyebiliyorum. Bir de haberlerde magazin programlarında olan olayları tekrar izlemek istemiyorum. Kim kim ile kırıştırmış, kim kim ile aldatmış beni o kadar ilgilendirmiyor. Eğer ilgilendiriyorsa onlar için de programlar var, onlara bakarım. Bu programların içinde de en iyisi bence ‘uçan kuş’ programı! Tam magazin haberciliği içinde barındırmaktadır. Haberler birer ‘uçan kuş’ programı olmadan çıkarılmalıdır. Duygu sömürüsünün ve toplum içinde düşmanlıkları körükleyen haber verme sitilinden ayrılıp gerçek haberciliğe dönmelidir. Haberler programlarında seyircinin ne istediği önemli değildir, önemli olan haber niteliğini almış haberlerin belli bir seviyede verilmesidir. Haberler magazinleşince, bir trafik kazasını “lagaluga” diye adlandırırız ve gerekli önemi ve ciddiyeti gösteremeyiz.

Cinayetlerde hayatı kaybeden kim olursa olsun, onların haberleri toplumsal histeriye dönüştürülecek şekilde verilmesini ve işi magazinleştirerek duygu sömürü şeklinde arabesk niteliğe büründürülmesinden de rahatsızım. Bu tip haberler toplumda sorunların çözümüne yönelik gelişecek her türlü girişimi baltalamaktan öteye gitmiyor, tarafların çatışmasını körükler niteliktedir. Ölen kişinin ailesi ister gerilla ailesi olsun, ister güvenlik görevlisi ailesi olsun, onların acısını hiçbir şey dindirmez. Fakat bu acı bir öç almaya dönüştürülmesin. Kan davalarına dönüştürülmesin. Bu şekilde yapılan haberler ile işinden çıkılmayan sorunlar yumağına dönderilmiş durumdadır.

Popüler kültürü içinde barındıran televizyon kanalları verdiği ana haber programlarını izlerken, insanın içi karışıyor, ne olduğu belli olmayan hislere kapılıyor. Bu hislerden bir an önce kurtulma umuduyla…

Not: son günlerde Cem Karaca şahsında yapılan miras kavgası, hem Cem Karaca’yı, hem de Cem Karaca sevenleri yaraladığına inanıyorum. Orada yapılan miras kavgası hem ölüye, hem de geçmişe yönelik bir saygısızlık olarak görüyorum. Bunu haberlerde işleyerek ve yangına körükle giden, mahkeme olmadıkları halde mahkeme gibi karar vererek haber yapanları da kınıyorum. Haber tarafsız olur, taraf oldun mu haber olmaktan çıkar. Türk medyası ne yazık ki uzun zamandır taraflı haber vermektedir, bu taraf olmasının getirmiş olduğu bir çıkmazı yaşamaktadır.

08.04.2006
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: