6 Ocak 2008 Pazar

azınlıklara karşı gösterilen hoş görü, o ülkenin gelişmişliğini gösterir.


dünkü yazımda azınlık konusunda değinmelerim olmuştu ve kısaca anımı yazmıştım. şimdi daha başka bir açıdan azınlık kavramı üzerine yazmaya devam edeyim dedim, çünkü eksik kalmış yönlerinin olduğunu gördüm.
bir ülke coğrafyası içinde yaşayanların bir bölümü çoğunluğu temsil edebilir, o onların suçu değildir.
o çoğunluk üyeleri başka bir coğrafyada da ise azınlık üyesi olabilirler.
çoğunluğuz diye kendi çıkarına gelen her şeyi yapmayı düşünenler, uluslararası arenada ise yalnızlığın içinde kalmaya mahkumdurlar!
israillilerle filistinliler, filistin topraklarında birbirlerine karşı yıllardır savaş vermekteler. aynı gruba dahil iki halkın evladı, fransanın başkentinde yan yana gelmek zorunda kalıyorlar, çünkü fransız ırkçılarının ortak hedefidirler. ırkçı kafa ayrım gözetmez, kendinden olmayan her şeye saldırır.
türkiye toprakları içinde yaşayan her kültürden insan birbirleri ile çatışma içinde olabilir, fakat yurtdışına gitti mi, o ülkenin ırkçıları tarafından saldırıya uğrarken ayrım gözetilmez. tek suçları türkiyeden gelmedir orada! yoksa dini inançlara ve sahip olduğun kültürün ayrımında dahi değildir ırkçı tarafından.
ırkçılık bazen belli bir coğrafya ile sınırlı iken, başka bakış açılardan evrenselde olabilir. örneğin renk ayrımına yönelik ırkçı saldırıların coğrafyası yoktur. geçenlerde abd'de beyaz ırkçı nazi hareketi, beyazlar dışında her şey yok edilsin diye gösteri yaptılar.
aynı nazi grubu hangi ülkeye giderse gitsin, ki bu grubun üyeleri, danimarka, isveç, norveç, hollanda ve de almanyada örgütlü olduklarını haklarında açılan davalardan biliyorum. yani sırf sarı ırkın üstünlüğünü öne alıp, ortak düşman ilan ettikleri siyahlara karşı yıllardır savaşmaktalar. onların hakim oldukları iş yerlerinde renk ayrımına göre işçi alınmaktadır, kişinin bilgi ve tecrübesine göre değil!
coğrafya ile sınırlı olan ırkçılıkta insanlığa karşı işlenen bir suçtur.
çoğunluk üyeleri devlet erkine sahip oldukları için soykırım gibi suçlamalar ile karşı karşıya gelmeleri tesadüfi değildir. çünkü güçlü oldukları için azınlık üyelerini ortadan kaldırmaya her zaman eğimli olabilirler, eğer devlet erkinde güce erişirlerse.
azınlık üyesinin ırkçısı olabilir mi?
elbette olabilir, fakat bu azınlık üyesi ırkçıları devlet yönetimi ele geçirme konusunda o kadar büyük şanslı olmadıkları için fazla göze batmazlar. fakat abd'de olduğu gibi azınlık üyesi olupta, lobi faaliyeti içinde olan ırkçılarda kendi ülkelerinin çıkarları için her türlü oyunu oynamaktan da geri duramazlar.
azınlıkların yaşadığı coğrafyada küçük bir alanda dahi çoğunluk olduklarında onlarda ırkçı tavır içinde olabilirler. her zaman çoğunluk suçlu olmayabilir!
ırkçı tavır konusunda düşünürken bir çok faktörü de göz önüne almak zorunluluğu var, çünkü bir anda kavramlar iç içe geçip kafa karışıklığına dahi gidilebilinir. fakat duruş noktanızı azınlık üyeleri tarafından yaparsanız olaylara daha bir saydamlıkla bakabileceğinizi düşünüyorum.
dün ırkçılık yüzünden büyük zararlar görenler bugün devlet erkini ele geçirdiğinde ırkçı bir tavıra girmeleri tesadüfi de olmasa gerek.
ırkçılık kavramı azınlık kavramı ile çok iç içe olduğunu sanırım anlatabilmişimdir. çünkü ırkçı olanlar her ne kadar çoğunluk olmasa dahi, büyük bir tehlikeyi de yanlarında taşımaktalar. çünkü ırkçı kafa kendisinden olmayanı her zaman suçlu olarak görür ve yok edilmesi düşüncesi hakimdir.
tüm dünya sadece türkçe konuşsun demek ırkçı bir tavırdır.
tüm dünya türk olsun demek ırkçılıktır.
tüm dünya müslüman olsun demek ırkçılıktır.
benim gibi düşünmeyen tüm düşünceler yanlıştır demek ırkçılıktır.
ırkçı düşünce de güçlendiği an, büyük çatışmaların ve yok olmalarında habercisidir.
almanyada yaşayan tüm türkiyeden göç edenler ayrım gözetmeden sosyal demokrat partiye oy vermesi bir savunma biçimidir. yoksa o düşünceyi savundukları için değildir. olmadıkları da türkiyede verdikleri oylar ile kendilerini kanıtlıyorlar.
azınlık üyesi her kişi kendine yakın gördüğü kesim ile iç içe yaşar. bu tesadüfi değildir. tıpkı almanyada bir arada yaşayan türkiye kökenli vatandaşların aynı yerlerde bulunmaları gibi.
azınlık üyeleri demokrasiye her zaman sahip çıkarlar..
azınlık haklarının korunması ancak demokrasi ile mümkündür.
bugün bu ülkede çoğunluk olduğunu düşünenler yarın başka bir ülkede azınlık olabilirler...
azınlıklara karşı gösterilen hoş görü, o ülkenin gelişmişliğini gösterir.


25.10.2005
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: