7 Ocak 2008 Pazartesi

Başı bağlı eşi olan bir dış işleri başkanı.


AB ve Türkiye konusunda bir oturum yapılsa orada neler söyleyebilirim diye düşündüm!
Geçtiğimiz bu günler içinde büyük bir sınav vermektedir, Türkiye AB karşısında!
Karikatür sonrası dünyada gelişen olaylar ve Türkiye’deki yansımaları avrupadan dikkatlice izlenmektedir.
Türkiye’nin tavrı sivil dünya ve gelişmiş dünyanın demokratik kurallarına saygılı mı değil mi konusunda verilen büyük bir sınav.
Trabzon’da gelen cinayet haberi ile Türkiye’nin AB normlarının dışında olduğunu söyleyenlerin eline büyük koz verilmiş konumdadır.
Bunun yanında hükümetin sağduyu çağrısı da burada yankı bulmaktadır.
AB komisyonu içinde olanlar Türkiye’deki alevi azınlığın tavrı ve bu olaylar karşısındaki durşunu da ilgi ile izlediklerini söylemeden edemeyeceğim. Çünkü her fırsatta Türkiye nüfusunun büyük çoğunluğunun Sünni inancından olduğu vurgulansa da alevi inancından da söz edilmeden geçilemiyor. Çünkü laik duruş ve özgür iradeleri ile alevi inancı Türkiye’nin demokrasi sibobu olarak görülmeye devam etmektedir.
Türkiye’de diğer ülkelerdeki gibi sokak eylemleri olmaması büyük bir şans, bu şans cuma günü ortaya çıkacak manzara ile ne hal alacağı henüz belli değil. Çünkü Türkiye içinde örgütlü olan radikal islam hareketleri cuma günlerini kendilerine uzun zamandır eylem günü ilan etmiş konumdalar.
El Kaide gibi uluslar üstü örgütlerin temsilcilerinden bazılarının Türk olması veya Türkiye vatandaşı olması tesadüfî değildir.
Halifeliği ortadan kaldıran Kemalist rejim onlar için en büyük düşman ve yok edilmesi bir yapı olarak ortada durmaktadır, çünkü Türkiye diğer İslam ülkelerine batıda duruşu ve kendisine özgü laiklik inancı ile kötü örnek olmaya devam etmektedir. Türkiye sanıldığı gibi Arap dünyası içinde çok tanınan bir ülke değildir.
Hatta Araplar halan eski düşman olarak gördükleri o sarıklı Osmanlı subayları olarak algılamaya devam ediyorlar.
Son Arap dünyasına seyahat eden başbakan ve eşi de bu inancın yükselmesine katkı sundular. Görünüş itibari ile ne Arap ne de batılı gibi olanlar, Arap dünyasındaki Türk imajını daha da güçlendirmekten öteye geçememiştir.
Arap eşi olan bir başbakan!
Başı bağlı eşi olan bir dış işleri başkanı.
Eşinin başının bağlı olduğu için övünen bir millet meclisi başkanı!
İşte Türkiye’nin Arap dünyasındaki imajı!
Radikal örgütler içinde Türk liderlerin olması tesadüfî olmasa gerek!
Bu son karikatür krizi ile ab ve Türkiye kendilerince bir imtihana girmiş durumdalar.
Bu imtihandan kim başarılı çıkacak, kim ne gibi eksik puanla günlük yaşama dönecek?
Bir karikatür yayınlandı ve dünya dengesinde ufak bir değişiklik oldu!
Bu değişiklikten en çok arada duran Türkiye gibi ülkeler olacağı söylemek abartı olmasa gerek!
Önce ikiz kuleler yıkıldı, arkasından iki ülke işgal edildi!
Sonra karikatür çizildi, bakalım bu sefer hangi ülkelerde ne gibi değişiklikler olacak?
09.02.2006
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: