12 Ocak 2008 Cumartesi

Balıkçıdan…

Balıkçıdan…
Geçenlerde balıkçıya gittik, bir balık alalım da denizi eve getirelim dedik! Tezgahlar doluydu, eskiden tek tip balık olurdu, şimdilerde çeşit bol, istediğini al!
Balıkçının bize sorduğu ilk soru, deniz mi abi oldu! Benim orada gördüğüm her balık denizde yaşayan balıklardı, tatlı su balığı yoktu! Yüzümdeki şaşkınlığı görünce açıklama gereği duydu sanırım, çünkü günümüzde denizden eskisi gibi çeşit balık çıkmıyormuş, doğal balıkların yüzgeçleri ve pullarının parlak olduğunu, gözlerinin daha canlı olduğunu söyledi. Doğal koşullarda yetişen balıkların tadı daha farklıdır diyerek balıklarını övdü!
Çiftliklerde yetişen balıkları gösterdi, onlar kısa zamanda büyüyüp buraya geldiklerini, doğal olamayan besinlerle beslendiklerinden bahsetti. Anlamıştım, hormonluydu balıklar! İnsan bile bile de hormonlu balık alır mı?
Mağazalarda satılan tavuklar gözümün önünden geçti, normal bir tavuk kaç günde büyür, mağazada satılanlar kaç günde? Bir de yumurtalar! Yumurta için üretilen tavuklar, etlik tavuklar diye de sınıflandırıldığını duymuştum!
Mc Donald’s hayatımıza hamburger’i kazandırdı. Hızlı üretilen ve tüketilen yiyeceklerin başında gelir, hamburger ve patates kızartması. Bir de onların üzerinde dökülen soslar! Hızlı üretim olmazsa hızlı tüketimde olmaz değil mi? Orada tükettiğimiz ürünlerde hormonlu olduğunu kabul ediyorum.
Sadece beyaz ve kırmızı ette hormon yoktu, sebzelerde ve meyvelerde de hormon var! Doğada yetişmeyen aşılama şeklinde çoğaltılmış, genleri ile oynanmış kaç çeşit yiyecek tüketiyoruz? Eğer bütün bunları düşünürsem aç kalırım!
İlkokula giden çocuklara bakıyorum, özelikle Avrupa’da olanlara. Birinci sınıftakilerin boyları normal gibi, fakat iki ve üçüncü sınıftan sonra boyları bir anda uzanmaktalar. Çocuk suratlı delikanlılar! Çocuklarımızda hormonlu yiyecekler gibi bir anda uzamaya başladılar. Acaba çocuklarımızı da tavuklar gibi sınıflandırmaya aldık mı? Akıllı çocuklar, zeki çocuklar, kaslarından faydalanacağımız çocuklar, beyinlerinden faydalanacaklarımız! Çocuklarımızı neye göre sınıflandırıyoruz? Avrupa’da okullarda bir sınıflandırma var, Türk çocukları genelde kaslarından faydalanacak okullara gönderirler! İşçi ve usta olacak çocuklar genelde yabancılardan oluşur!
Ülkemizde henüz Avrupa gibi okul çeşidi bol olan ülke değil, fakat yine de bir sınıflandırma var! İlkokul sırasında başlar bu sınıflandırma. Yabancı dil ağırlıklı okul, sonra özel kolejler. Sınavla girilen okullar. Eğer bir okula sınavla öğrenci alınıyorsa bir sınıflandırma ve ayırım var demektir! Ülkemizde bol sınavları olan bir eğitim sistemi içindeyiz! Nitelikli öğrenci, niteliksiz öğrenci!
Balıkçıda deniz ürünü balıkların daha pahalı olduğunu öğrendim, çünkü tatları daha güzelmiş, çiftlikte yetişenlerden balık tadını alamıyormuşuz!
Doğal besinler ile yetişen günümüzde çocuk var mı?
Köyde yetişen çocukların boyları şehirde yetişenlere göre daha kısa olduğunu öğrendim, acaba neden?
Hormonların çocuk beyinlerine etkisi ne?
Doğal ortamda yetişen balıkların süzgeçleri ve pulları daha parlakmış!
Çocuklarımızın yüzlerine bakıyorum, sanki hep hüzün var gibi, güvensiz bir ifade görmekteyim! Zaten her çocuğu yanında bir büyük görmekteyim son dönemde!
Balıkçıdan deniz balığı aldım, diğerine göre biraz pahalı olsa da!
7 Ekim 2007

Hiç yorum yok: