8 Ocak 2008 Salı

Bir hastane gözlemi II…

30.09.2006 tarihinde bu sütunda yayınlanmıştı hastane gözlemlerim. Henüz annem sağlığına kavuşamadığı içinde ben hastanede gözlemlerime zorunlu olarak devam ediyorum. Bakın başıma neler geldi, neler?


Eh bu şekilde soru sorup da yanıtlamamak olur mu?

Uzun zamandır hastanelerde yer var mı yok mu araştırmasını yaparken sonunda bir yatak bulundu. Bugün (6 Ekim 2006) sonunda annem hastaneye yattı ama hemen sanmayın dertlerinden kurtuldu, biraz daha zamana ihtiyaç var.

Hastaneler öğle yemeği verir, hasta evinden getirir çatalını bıçağını ve de kaşığını Bilmiyorduk biz, onları yanımıza alıp gitmemiştik. Yattı ya annem hastaneye, yemekte vermeye başladılar. Yemek geldi de kaşık yok Çatal yok

Yok, yok derken hadi doğru çatal kaşık aramak için sokaklardaki mağazaları dolaş. Efendim bir adet çatal alacaktık, tek tek satıyor musunuz? Garip garip suratına bakan satıcılar

‘Tek tek satılır mı, takım yakım alman gerek’

‘Tamam, bunun plastiği var mı?’

'Kardeşim bizim burayı ne sandın'

‘Tamam, tamam kızma, zaten patlamak için bende yer arıyorum, hadi neyse işim var, yoksa bi güzel kavga çıkarıp rahatlardım’

Baktım olacak gibi değil, hadi arabayı doğru eve sür. Ne olacak yol uzun kısa olmuş, sevdiğin için koşacaksın elbette.

Elbette koşacağım hem de neresi olursa olsun, yeter ki sağlık içinde olsun. Bir koşu geldim eksiklikleri tamamladım, şimdi yola çıkıyorum.

Bugün annem en büyük sorunundan kurtuluyor. Ayaklı bomba gibi dolaşan annem, sonunda bomba imhacıları olarak gördüğüm doktorlar tarafından etkisiz hale getirilecek.

Ellerine sağlık diyeceğim elbette, yeter ki her şey yolunda gitsin ve sağlığına yeniden kavuşturulsun.

Ameliyat olma kararı verildiğinde doktorlar maddi konuları konuşacaklarmış, eh ayakbastı parası gibi bıçağı eline alma parası vereceğiz. Ne yapalım sağlık için verilir...

Annem şu anda sağlıklı ve daha sağlıklı günler onu bekliyor. Umarım her şey istenildiği gibi gitsin. Elbette sevgiyi kalbinizde koruyun ve iyi bakın.

Kalbinize hiç bir zaman kötü duygu ve düşünceleri yerleştirmeyin, çünkü kötü kolay kolay çıkmaz, üstelik seni bitirir...

Sonra akşam olur bu duyguları taşırken ve kusura bakmayın ne yapalım ki ameliyat mesai saati bitti, seni en iyisi pazartesi günü alırız anju’ya Öyle derlerde durulur mu?

Annemin hastanede anju olacağını yazmıştım ya, olamadı. Saat 20:00'a kadar bekledik, olmayacağı anlaşılınca hadi eve dediler ve eve geldik.

Hafta sonu evde geçirecek, pazartesi günü yeniden hastaneye gideceğiz. Ne yaparsın, götürdüğüm tüm eşyalar ile birlikte annemi de geri getirdim. Şimdi düşünüyorum, izin ile çıkan hastanın ücreti alınıyor mu?

Çünkü sağlık sektör olduktan sonra ben hep kuşku ile yaklaşıyorum, her şeyden para kazanmaya çalışan bir döner sermaye var, döndüre döndüre alıyor parayı.

Döner sermaye ne için kurulmuştu, ne amaçla kullanılıyor?

Hadi bunu da siz araştırın ve düşünün... Sosyal devlet mi daha yaşanır, yoksa liberal devlet mi?

Eskiden çoook beklerdik, şimdi daha çoooook bekliyoruz, üstelik para vererek Üstelik gerçekten tedavi olup olmadığımızı bilmeden.
Liberal devleti savunuyor muyum?

İşte bana sorulmayacak soru bu. Hayır, ben sosyal devleti savunmaya devam ediyorum.2 Ekim 2006 tarihinde Açık Gazete de yayınlanmıştı hastane gözlemlerim. Henüz annem sağlığına kavuşamadığı içinde ben hastanede gözlemlerime zorunlu olarak devam ediyorum. Bakın başıma neler geldi, neler?

Eh bu şekilde soru sorup da yanıtlamamak olur mu?

Uzun zamandır hastanelerde yer var mı yok mu araştırmasını yaparken sonunda bir yatak bulundu. Bugün (6 Ekim 2006) sonunda annem hastaneye yattı ama hemen sanmayın dertlerinden kurtuldu, biraz daha zamana ihtiyaç var.

Hastaneler öğle yemeği verir, hasta evinden getirir çatalını bıçağını ve de kaşığını! Bilmiyorduk biz, onları yanımıza alıp gitmemiştik. Yattı ya annem hastaneye, yemekte vermeye başladılar. Yemek geldi de kaşık yok! Çatal yok!

Yok, yok derken hadi doğru çatal kaşık aramak için sokaklardaki mağazaları dolaş. Efendim bir adet çatal alacaktık, tek tek satıyor musunuz? Garip garip suratına bakan satıcılar!

‘Tek tek satılır mı, takım yakım alman gerek!’

‘Tamam, bunun plastiği var mı?’

Kardeşim bizim burayı ne sandın!

‘Tamam, tamam kızma, zaten patlamak için bende yer arıyorum, hadi neyse işim var, yoksa bi güzel kavga çıkarıp rahatlardım!’

Baktım olacak gibi değil, hadi arabayı doğru eve sür. Ne olacak yol uzun kısa olmuş, sevdiğin için koşacaksın elbette.

Elbette koşacağım hem de neresi olursa olsun, yeter ki sağlık içinde olsun. Bir koşu geldim eksiklikleri tamamladım, şimdi yola çıkıyorum.

Bugün annem en büyük sorunundan kurtuluyor!

Ayaklı bomba gibi dolaşan annem, sonunda bomba imhacıları olarak gördüğüm doktorlar tarafından etkisiz hale getirilecek. Ellerine sağlık diyeceğim elbette, yeter ki her şey yolunda gitsin ve sağlığına yeniden kavuşturulsun.

Ameliyat olma kararı verildiğinde doktorlar maddi konuları konuşacaklarmış, eh ayakbastı parası gibi bıçağı eline alma parası vereceğiz. Ne yapalım sağlık için verilir...

Annem şu anda sağlıklı ve daha sağlıklı günler onu bekliyor. Umarım her şey istenildiği gibi gitsin.

Elbette sevgiyi kalbinizde koruyun ve iyi bakın.

Kalbinize hiç bir zaman kötü duygu ve düşünceleri yerleştirmeyin, çünkü kötü kolay kolay çıkmaz, üstelik seni bitirir...

*****

Sonra akşam olur bu duyguları taşırken ve kusura bakmayın ne yapalım ki ameliyat mesai saati bitti, seni en iyisi pazartesi günü alırız anju’ya! Öyle derlerde durulur mu?

Annemin hastanede anju olacağını yazmıştım ya, olamadı. Saat 20:00'a kadar bekledik, olmayacağı anlaşılınca hadi eve dediler ve eve geldik.
Hafta sonu evde geçirecek, pazartesi günü yeniden hastaneye gideceğiz.
Ne yaparsın, götürdüğüm tüm eşyalar ile birlikte annemi de geri getirdim. Şimdi düşünüyorum, izin ile çıkan hastanın ücreti alınıyor mu?
Çünkü sağlık sektör olduktan sonra ben hep kuşku ile yaklaşıyorum, her şeyden para kazanmaya çalışan bir döner sermaye var, döndüre döndüre alıyor parayı!
Döner sermaye ne için kurulmuştu, ne amaçla kullanılıyor?
Hadi bunu da siz araştırın ve düşünün!
Sosyal devlet mi daha yaşanır, yoksa liberal devlet mi?
Eskiden çoook beklerdik, şimdi daha çoooook bekliyoruz, üstelik para vererek! Üstelik gerçekten tedavi olup olmadığımızı bilmeden!
Liberal devleti savunuyor muyum?
İşte bana sorulmayacak soru bu!
Hayır, ben sosyal devleti savunmaya devam ediyorum!

6.10.2006
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: