9 Ocak 2008 Çarşamba

Bir sergiden izlenimler…

Bir sergiden izlenimler…

İstanbul’da bir sergi açtım, biliyorsunuz bir çok yerde reklamı da çıktı. Ona rağmen ilgi beklenenin altındaydı. En düşük beklenti ile açtığım sergide beklentilerimin altında bir durum ile karşılaştım.

sergi açılış ve sonrası dönemde dostlarım ile paylaştığım duyguları buraya da aktarayım dedim.

Barış Üzerine Karikatür Sergisi
Kadıköy Belediyesi Başkanlık Binası
Hasanpaşa / Kadıköy İstanbul
8-14 Eylül 2006

Sergi yerine gelipte afiş bulamayabilirsiniz, direkt belediye başkanın girdiği yerden girin, giriş katındadır.

Belediye anladığım kadarı ile hiç bir tanıtım faaliyetinde bulunmamış, eğer bu durumun daha önce bilmiş olsaydım, sergiyi iptal edebilirdim, çünkü bu durumda olan sergi açılışlarını daha önce de iptal etmiştim. Ne yazık ki Türkiye’de sanata gerektiği kadar önem verilmiyor, işte bir iki adam çizmiş sergiliyor gözü ile bakılıyor. iş olsun diye sanırım sergiler açılıyor, amaç işte ülkemizde bakın çizende var der gibi. çizginin ulaşması gereken kitleye elbette ulaşamayacak gibi, fakat bende sergi açmak için açmış gibiyim!.. Hiç canımı sıkmıyorum, bakın bu ülkede çizen insan var, üstelik düşünebiliyor, düşünmekle kalmıyor düşünmeye zorluyor!

Sergim hafta sonları da dahil sabah 9 - 18 arası açıktır.
Umarım vakit bulursunuz ve gelebilirsiniz!
Sevgiyle
08.09.2006

********

Küçük insan gün doğumunda ya da batımında güneşe arkasını vererek gölgesine bakar, ne kadar büyük olduğu konusunda, öğlen saatlerinde ve akşamları ise ortada gözükmez!

Nereden geldi aklıma böyle garip bir cümle kurmalar, neyse belki bir şeyler çağrıştırdı diyeyim, çağrıştıracak bir şeyde yoktu ya!

Sergim açıldı bir kaos ile, belediye içinde baktığım kadarı ile tam bir bürokrasi var, bir sergi açılıyor, belediye içinde, belediye binasında bir afiş asmak için kaç büro gezmeniz gerekli, o bürodakiler ne yapıyor, kahve içip fala mı bakıyor sanıyorsunuz? Neyse siz ne sandığınızı bilmiyorum, fakat benim gördüğüm kadarı ile masa sahibi olan biri masasına benzemiş olduğunu görüyorum!

Her ne ise, sergi açıldı, doğal olarak kendi dostlarımın dışında başkaları gelmedi. Gelmesini de beklemiyordum açıkçası, bir belediye başkanı için yapılmış binada ne kahve ne çay filan içemezsiniz yok! Yoktan var edilmez ya, çalışanlar öteki binada, burada tek belediye başkanı oturur, bir de onun koruma görevlileri. Salon büyük, kocaman ve tabi ki sergi için düzenlenmemiş, her zaman sergi açılıyor orada, sürekli diyelim, belediye önünde tanıtım yapabilecek bir alanda yok, yani tanıtım ve duyuru için cam ile kaplı metalden bir şey yapılamaz mı kapı kenarına. Yapılamaz sanırım görüntü kirliliği yaratır! Yol kenarına afiş asılamaz, çünkü Büyükşehir Belediyesi alanına girmiş oluyorsun, toplatılır!

Sergi açıldı, ben bu kadar garip bir sergiyi ilk defa açıyorum, bir daha belediyelerde sergi açmayacağımı buradan da ilan ediyorum, çünkü kimin ne yaptığı belli değil.

bir belediye başkanı düşünün, kendi çalışma bürosunun altında bir sergi açılmış, kim bu sergiyi yapmış, ne sergileniyor bilgisi dahi yok. Kaç defa aşağıya indi, gitti kendi kurmayları ile fakat adam bir dönüp merhaba dahi demedi, şimdi bu kişiyi eleştirebilir miyiz, yooo eleştirilmez! nasıl eleştireceğiz, seçilerek geldi, seçen kitle belli!

Seçmenini ileriye götürmek olan politikacılar ülkemizde hep seçmeninden geri olmuştur, o yüzden dün dündür bugün bugündür politikası devam eder, geçmişin muhasebesi yapılmaz. Büyük adamların arkasında hep birileri olur!

Peki, seçimi kaybettiğinde ne olur? Valla düşünmek dahi istemiyorum, çünkü garip bir vatandaş olur inancındayım! Hep ah ahhh ben şucuyken bak ne millet kapımı arşınlardı, bak şimdi?

Neyse Allahtan politikacı değilim, olamam da! Allah beni bu durumdan korumuş!

neyse efendim lafı çok uzattım sanırım, bugünkü gözlemimi kısaca yazayım dedim..
Sergime hayırlı uğurlu olsun diyen çok sevdiğim dostlarıma teşekkürler...

bir dahaki sergilerim elbette bir politikacıların himayesi altında olan salonlarda olmayacak! bu arada ben sergi salonunda saat 11:30 ile 15:00 arasında olacağım. Gelmeden önce bana telefon ederseniz sevinirim, beklerim en azından…

Sevgiyle kalın…
08.09.2006

********

Basında yer alanlara bir bakın, kaç aydan beri bir sanatçının poposu ekranda. Hatta o poponun üzerine giyilen şeyin açık artırmada satılıp satılmayacağını dahi tartışıyorlar. Şimdi bir de sergiye gösterilen ilgiye ve o kadar gönderilen davetiyelere bakıyorum, demek ki bu ülkede popolar, bir düşünce ürünü olan eserlerden daha değerli!

Bir poponun üzerinden kaç kişi ekmek yiyor? Kaç kişi o işi dallandıra ballandıra anlatırken popüler kimliğini koruyor. O popo üzerine yapılan yorumları yapanların da kendilerince popülertesini koruma güdüsü mü yatıyor?

Bir sanatçı bilinçli ya da bilinçsiz tanga giymiş ve kameralar yakalamış. Seks kokan görüntüler, (belki normal olarak porno kanalların serbest olmaması gereği olsa, yasa delinecek ya, yapımcılar delmiş yasayı ve sürekli gösteriyorlar, üstelik o görüntüler sabah akşam gibi zaman gözetilmeden.) üstelik her programda yenilenen söylemlerle eski görüntüler eşliğinde. Bir popo hakkında ne kadar çok söylenecek söz varmış, bitmedi!

Peki, ressamların, fotoğraf sanatçıların ve karikatürcülerin açmış olduğu sergiden kaç kişinin haberi var, sergiye gelenler genelde sanatçının yakın ya da uzaktan arkadaşları. Hatta bir de belediye binasında açmışsanız, o belediyenin başkanı dahi sergiye gelmez, bırakın çalışanları.
Balık baştan kokar derler, valla başı neresi, kıçı neresi karıştı son yıllarda. Çünkü bazıların başını göstereceklerine sadece kıçlarını gösteriyorlar, birde frikik yakaladık diye garip sesler eşliğinde ekrana yüzlerce kez geliyor aynı görüntü. Bir dakikalık görüntü için 20 dakika reklam yapan yalnızca bizim ülkenin programcıların başarısı olur. Bu magazin programlarında olduğunu sanmayın, ana haber bültenlerinde de aynı görüntü ve biçim var.

Bugün Pazar, Pazar günü magazin programları çok olur, bende magazin programlarına bakarak aptal olayım dedim, hiç düşünmeden, kim kim ile aldatıyor, hangi şarlatan kimin hakkında konuşuyor bakayım dedim, eh birazda benim aptal olmam gerek, bu ülkede akıllıca bir şey yapan mutsuz olur, en iyisi mutlu olmak için çoğunluğa uyayım!

Hadi bana müsaade magazin programlarına bakayım, aptal kutusunun en son sihirli dünyasında yok olayım!

Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum..
10.09.2006
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: