9 Ocak 2008 Çarşamba

Bir umut!

Bir umut!

Miras yiyen (banka gelirleri) ve hazineden geçinen bir parti ve onun lideri bu aralar Talat, Enver ve Cemal paşaların ruhlarını çağırma partilerini eski büyükelçiler ile birlikte yapmaktadır! Ülkenin sorunlarına cevap aramak değil, çözümsüzlüğü politika olarak sunup, yalnızlaşan ülkemizi daha da yalnızlaştırma ve kendi içinde çözümü çözümsüzlükte arayan politikalar üretmektedir!

Ülkenin ana muhalif partisi, kendi partisinin ekonomik sorunları olmaması için parlamentoda kalma mücadelesi yapmaktadır. Seçimlere iktidar olmak için değil, sadece hazineden yardım almak için girmektedirler! Ülkenin en milliyetçi kesimine seslenerek, ülke içindeki çatışmayı körükleyen ve halkalar arasında düşmanlığı geren politikaları ruh çağırma partileri sonucunda daha da belirginleştiriyorlar!

Ülkemizde şahin olanlar güvercin olurken, onu avlamak isteyen oklar gökyüzün doldurmaktadır. Şahin avını avlamaktan vazgeçmiş evine dönerken, oklar bu sefer şahin üzerine dönmüş durumda. Aklımızda soru hep şu olacak, şahin şahinliğinden vazgeçer mi? Bence geçmez ama bu seferlik izleyelim derim, çünkü çözümün önemli bir adımı olarak iki tarafın analarının acısının aynı olduğunu gördü! Gözyaşının ırkı ve rengi olmaz, acı her iki taraf içinde geçerlidir. Gözyaşlarının bir an önce durması için atılacak her türlü adım önemlidir. Gözyaşlarının sürmesinden ekmek yiyenler bu işe elbette ok atacaklardır!

Ülkemizde güzel bir dayanışma örneği ile karşılaştım. 1umut derneği (http://www.birumut.org/) ” ‘Sözle hayatı, hareketle meramı birleştirmek, birbirinin can suyu olmasını sağlamak mümkün değil mi?’ dedik.Mümkün olduğuna inandık.” Diyerek yola çıkmış. Yol üzerinde karşılaştıkları ve umudunu yitirmek üzere olanlara yeni bir umut olmuş. Bu çalışma şimdilik kısıtlı bir alanda yürütülmekte ama bu demek değildir ki Türkiye’yi kucaklamayacak. Bütün çalışanların ve çalışmayanların bir araya gelip birbirini dinlediği ve sorunlarını paylaştığı bir alan olmaya başlamış. Geleceği birlikte kuralım diyerek yola çıkanların bir mekanı daha olmuş, bu dernek ismi adı altında.

Gelecek bir arada ve farklılıklarımızı bilerek ve de kabul ederek ortak yaşamaktan geçmektedir. Ayrılıkları daha da artırarak değil, ortak paydalarımızı öne çıkararak ortak bir geleceği yakalayabiliriz. Ortak bir geleceği düşleyeceğimiz günler o kadar uzak değildir, önemli olan bir araya gelip konuşmaktan geçiyor. Ok atarak, ruh çağırarak geçmişin kahramanlıklarını öne çıkararak gelecek yakalanmıyor. Geleceği birlikte kurmak için öncelikle ortak yaşamak ve bir arada olmayı yeniden denemekten geçmekte. Bireysel kurtuluşun çözüm olmadığını son liberal ekonomik politikalar ortaya sermiştir. Kapkaç ve linç kültürü yaşamın her alanına sinmektedir. Eski imece dayanışmalar birer anı ve roman sayfalarında kalmasın! Çözüm bir umut derneği kendince ortaya koyuyor. Elbette bu dayanışma gelecek politikasını belirleyecek değildir, fakat o yolda önemli bir nüvedir.

“Hepimizi hepimize karşı yükümlü kılan şey kalbimiz ve vicdanımızdır. Böyle bir ortaklık ve yükümlülük mülk, keyif gibi unsurlarla örtüldüğünde artık uğruna direndiğiniz şey, herkese yani insana ait olmaktan çıkıp bencilce bir gereksinim haline gelir. Böyle bir açgözlülük, vicdanın kabuğu haline gelip insanın amacını bu maddi zenginliklerle belirler. Oysa bizim açgözlülüğümüz, doğal olana, samimi olana, insani olanadır. Bizim açgözlülüğümüz, bizi dönüştürecek anlamlara ulaştıracak ve onurumuzun savaşını yaratacak sorulara ve bilgiye olmalıdır. Çünkü insanın varlık nedenidir sormak ve bilmek. Çünkü yeni ve başka hayatlar sorgulamalarla ve bu sorgulamaların öreceği ve donatacağı yollarla kurulur.”

25 Ekim 2006
İSMAİL CEM ÖZKAN

Hiç yorum yok: