8 Ocak 2008 Salı

Bugün Halepçe katliamının yıldönümüydü.

Halepçe üzerine…

Dünyada birçok katliamlar olmuştur, değişik coğrafyalarda gerçekleştirilen katliamlar daha sonraları insanlığa ibret olsun diye anılır ve anıt mezarlar ile unutulmalarına izin verilmez. Bu anıtlar geleceğe bırakılan bir uyarıdır.

Bugün Halepçe katliamının yıldönümüydü.

Katliam yıl dönümlerinde hüzün hakim olur, o masum insanların ne amaçla öldürüldüğü tartışılır. Sonuç olarak neler oldu, bugün Halepçe katliamını yapanlar Bağdat’ta mahkeme önünde ifade veriyorlar, iktidarlarının sonsuza kadar süreceğini sananlar iktidar koltuğundan gitmiş, mahkum olmuşlardır. Her ne kadar hukuki anlamda hüküm giymemiş olsalar da, insanlık tarihi içinde hüküm giymiş durumdalar.

Bugün Halepçe katliamın yıldönümü, o yıldönümü için yapılmış olan bir anıt önünde, ölenlerin anılacağı sanılıyordu. Fakat haberlerden öğrenebildiğim kadarı ile katliam için yapılmış olan anıta saldırdılar ve ölenleri bir kez daha katlettiler!

Anıt mezarın içinde olan tüm ölenlerin resimleri teker teker yerlerinden koparılmış, anıt mezar ateşler içinde bırakılmıştır. Bu ateş içinde bırakılma hangi inanca göre hoş görülür? Hangi kültür, ölenlere karşı sorumsuzca saldırıyı hoş görür?

Haberlerden öğrenebildiğim kadarı ile ellerinde Arapça harflerle oluşan bayraklarla bu ölenlerin mezarı yağmalanmış ve yakmışlardır. Bunu yapanlar katliamı yapanlar ile aynı olduğunu gözardı edebilir miyiz? Nereden kaynaklanıyor bu hınç ve düşmanlık, nasıl oldu da bu kadar hınç bir histeriye dönüşüyor?

Kürtlerin göreceli olarak eskisine göre daha rahat yaşaması ve onların bölgesinde olayların daha az olması Sünni inanca inananları kışkırtıyor mu? Her şeyden tahrik olup, önlerine gelen saldıran bu inançtakiler, acaba düşünüyorlar mı, ölenlere karşı yapılan bu saldırı en büyük kötülüktür. Bu kötülüğü gören Sünni inancındakiler, acaba bu saldırıyı kınayacaklar mı?

Uzun süredir Irak toprakları içinde dini inançların sembollerine yönelik saldırılar devam ediyor, camiler bombalanıyor, ibadet edenler öldürülüyor, mezarlar tahrip ediliyor. Bu saldırıların sadece Irak ile sınırlı olduğunu lütfen düşünmeyin, Pakistan’da uzun zamandır devam eden saldırlar mevcuttur. Orada ki Taliban ve popüler olmuş olan E Kaide tarafından da Şii camilerine yönelik saldırılar sürmektedir. Bugüne kadar bu konuda birkaç kez yazı yazmış olmama rağmen ciddi anlamda hiçbir eleştiri duymadım. Anladığım kadarı ile bu saldırlar bilinçaltından da desteklenmeye devam ediyor. Yüzyıllar önce olan ayrılığın tohumları hala devam etmekte ve dünyanın gelişiminden ne kadar uzak yaşadıklarını kanıtlamaktadır.

Şimdi soruyu bir kez daha soruyorum, şu karikatüre karşı gösterilen histeri sınırlarını zorlayan tepkiler, neden bunlara karşı gösterilmez ve kınanmaz? Neden İslami örgütler bu tip saldırıları kınayıp mahkum etmezler?

Etmediklerine göre destekliyorlar demektir. Bu İslamın kendi içinde ve kitaplarda olmayan bir cihadı mı? Cihat terimini sürekli ağızlarından eksik etmeyenler, bunu nasıl yorumluyorlar?

Halepçe'de bir anıt yerle bir edildi, küller altında bırakıldı. Bu küller altında ise ateş sürekli yanmaya devam edecek. Her ne amaçla olursa olsun, bu tip saldırıları her zaman kınıyorum. Evrensel olarak kabul edilen doğrular dünyanın her yerinde geçerlidir.

Evrensel olarak oluşturulmuş olan ahlaki kurallara sahip çıkmayanlar, kendilerine karşı gelen saldırılar karşısında neden insanların ses çıkarmıyor diye sormaları da anlamsızlaşıyor.

İkiyüzlü davranış yaşamın her alnında daha çok göze batmaya başladı, bu mazlum olduğunu tüm dünyaya haykıranlar, aslında mazlum değil, cellât olduklarını da göstermeden duramıyorlar. Mazlum ve cellâtlık arasındaki çizgi bugünkü kadar ince çizgi ile ayrılmamıştı.

Halepçe katliamı yıldönümünde yapılan bu çirkin saldırıyı kınıyorum. Tıpkı diğer kutsal mekânlara yapılan saldırıları kınadığım gibi. Ölenlere yapılan bu ahlak dışı davranışı hiçbir şekilde hoşgörü ila kabul etmiyorum.

16.03.2006
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: