8 Ocak 2008 Salı

Bunları da yakında unutacağız!

Bunları da yakında unutacağız!

Son dönemlerde Türkiye’de müzelerde yapılan dolandırıcılık üzerine çok düşündüm. Aslında bu tip uygulamalar yeni değil, yeni olan sergideki eserlerin yerlerini sahtelerin alması!

Müzeleri gezerken hangisinin orijinal hangisinin sahte olduğunu bilemeyeceğiz, sadece orijinal olduklarını farz edip o şekilde inceleyeceğiz. Orijinallerini de bilmediğimiz için birçoğunun adama bak, ne güzel sahtesini yapmış, tıpkı gerçek gibi diye düşünemeyeceğiz.

Bundan 4 yıl önce müzelerde yapılan bir araştırmada ki o araştırma ne için yapılmıştı bilmiyorum, (anımsadığım kadarı ile) 30 bin tarihi eser her yıl müzelerden çöplere gidiyordu.

O zamanlarda aynı konu üzerine düşünmüş ve bu konu üzerine yazı yazmıştım. Çünkü çöpe giden tarihi eserlerin kaçta kaçı gerçekten doğal nedenlerden dolayı sergilenemez ve kullanılamaz duruma düşmektedir?

Bilmekteyiz ki, Türkiye müzelerinin birçoğunda eleman ve yetişmiş kadro eksikliği nedeniyle, adı müze olupta kapısı açılmayan binalar ile Anadolu topraklarında karşılaşmışsınızdır.

Müzelerde kaç yetişmiş eleman çalışmakta? Bilinmiyor, bilinen oralarda hükümete gelen siyasi iradenin seçmenlerinin çocukları için iş sahası olduğu gerçeğini gizlemiyor. Kısaca hükümetin arpalık olarak gördüğü alanlardan biridir müzeler. Meslek dışı ve tarihi bilgisi olup olmadığını bilmediğim birçok insan bu gibi kurumlarda memur olarak çalışmaktadır. Antropoloji ve arkeoloji bölümü mezunları ise başka mesleklerde yaşam mücadelesi vermeye devam ediyorlar.

Müzelerdeki bu son gelişmeler umarım hem müzecilik kavramı üzerinde ciddi düşünmeyi hem de meslek insanların durumu tartışma konusu olurda, kuşku duymadan müzeleri gezeriz. Aksi halde yurt dışına daha önce kaçırılmış tarihi belgelerimizi yeniden gerçek yurduna döndürme mücadelesi anlamsızlaşır. Çok para harcayarak getirilen eserler bilinmeyen eller tarafından bir zenginin bir salonunu süsleyen süs eşyası konuma dönmüş olacak. Hem de koruma altında olan eserler, koruma olmadan insanlık tarihinin bir halkası yok olmuş olacak!

Almanya’nın Berlin şehrindeki tarihi eser tüm ihtişamı ile ayakta durmaya devam ediyor, peki geldiği yerde neler oluyor? Oraya bir baraj kuruluyor, orada bir tarihi alanda sular altında kalacak yakında.

Londra’daki British museum’da duran eserler hala yerli yerinde durmaya devam ediyor, en azından kullanılamaz hale geldi diye çöpe atılmıyor. İnsanlık tarihi için bu eserler nerede sergilenirse sergilensin, önemli olan işini bilen, meslek sahibi kişilerin elinde olması önemli. Eğer ülkemizde gerçek anlamda müzecilik ve yetişmiş eleman olursa ve 30 bin eser her sene sonunda çöpe atılmayacak duruma geldiğinde, keşke o eserler gerçek topraklarında olsa diye iç geçiririm. Şimdi bulundukları yerde kalmaları onların geleceği için daha önemli olarak düşünmekteyim. En azından sahtesi ile değiştirilmiyor!

Son dönemde çıkan sahte tarihi eserlerin sergilendiği müzelerdeki yolsuzluklar gazete sayfalarında yer almaya başladı. Tarihine sahip çıkamayan ve balık akıllı ulus olduğumuzdan kısa bir süre sonra bunu da unutacağız ve yağma devam edecek!

08.06.2006
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: