10 Ocak 2008 Perşembe

CHP meclise girmezse ne olur?

CHP meclise girmezse ne olur?

Seçimlerin sonucunu almaya günler kaldı, sandıkların kurulup kaldırılmasına da! Bu seçimler sonucunda Deniz Baykal’ın partisi meclise girmez ise ne olur? Bu olasılık üzerine düşünüldü mü?

Deniz’in partisi ilk defa Deniz’in isteklerine uygun olarak ve içinde hiç hizipçi barındırmayan bir şekilde seçime giriyor. Bu seçimde muhtemelen alternatif olacağı düşündüğü parti ile de ittifak kurarak, kendi bayrağı altında seçime sokmuştur. Alternatifsiz bir konumdadır, seçmen istemez ise de seçecektir. AKP korkusunu iyi bir şekilde analiz etmiş ve diğer partilerinde geçmişlerinden dolayı onlara gitmeyecek oylarda hesaplandığında Deniz’in partisi her durumda mecliste olacaktır. Çünkü sol alternatif yoktur! Her ne kadar CHP sol bir parti olmaz ise de, kendisini sol göstererek sol oyları bugüne kadar alışkanlık gereği almıştır. Ortanın solu kavramını geliştiren Ecevit alışkanlıkları değiştirmiş ve kendisini bir kez de olsa iktidara taşımıştır.

Deniz’in partisi mecliste olmaz ise ne olur? Bu sorunun yanıtı bence hiçtir. Meclis içindeki geçen dönemlerde yapmış olduğu muhalefetlik ortadadır. Yani muhalefeti olmadan çalışmıştır iktidar partisi. Mecliste varlığı ve yokluğu protokollerde önem kazanmış, onun dışında mecliste var mı yok mu diye arayan soran olmamış. Deniz’in partisi içinde çok değerli bilim adamları ve sanatçılar olmuş olmasına rağmen, onlar Deniz korkusundan olsa gerek milletvekili oldukları süre içinde kendi görüşlerini kamuoyundan saklamışlardır. Her şeyi bilen kişi ülkemizde parti başkanlarıdır ve her konuda fikirleri vardır.

Meclis içinde bir partinin varlığı ya da yokluğu devlet politikası açısından önemi var mıdır? Bu sorunun yanıtı da ortadır, devlet politikası içinde partilerin önemi yoktur. Devlet politikası bir şekilde devam eder, aksamalar olursa eğer bir uyarı ile her şey rayına oturur, çünkü ülkemizin ve devletimizin bekçileri her zaman vardır, onlar bu ülkenin temel direğidir.

Deniz’in partisi meclise girmez ise ne olur, belki Deniz parti başkanlığını bırakır, belki sol partilerin bir çatı altında birleşimi için fırsat doğabilir! Fakat Deniz’in parti başkanlığını bırakması partiyi bırakacağı anlamına gelmez, çünkü geçmişte bırakmış ve daha sonra yeniden parti başına gelmiştir / geçmiştir! Partiyi kendi çıkarları ve düşünceleri yönünde örgütleyen ve her noktaya kendisinin atadığı kişileri koyduğundan onun bilgisi dışında parti içinde kuş dahi uçamaz. Partinin her noktasına hakim konumdadır. Geçmişte kendisinin yaptığı muhalefet hareketinden büyük ders almış ve bilgi birikimi ile bugünkü Deniz partisini oluşturmuştur. (Eski arkadaşlarını çevresinden uzaklaştırmasının arkasında bir neden aranacaksa, o artık yönetimde olduğunu tespit ederek başlanmalıdır, çünkü birlikte yola çıktığınız arkadaşlarını iktidara gelir gelmez hemen çevresinden uzaklaştırması gerekmektedir, çünkü muhalif hareketi yine kendi arkadaşı oluşturacağını bilir!) Bütün bunlar bilinerek Deniz partisi içine girip politika yapmak isteyen etnik ve dinsel gruplar olmuş ama büyük bir kıvraklıkla onları parti dışında tutmasını bilmiştir.

Bütün bu söylediklerimi siyaset ile uzaktan ilgilenenler dahi söyler ama kimse bu gerçekliği görmek istemez, kendi kafalarındaki Deniz partisinin , demokrat, cumhuriyetçi, halkçı ve laik olduğunu düşünür! Peki bu altı ok ile sembolize edilenlerden ilkelerden hangisini bugün Deniz savunmaktadır? Hangisini uygulamaktadır? Kişinin lafına bakılmaz değil mi? Yaptığı işler ortadadır!

Deniz’in partisi sağ bir partidir, hala sol olarak görüyorsa, gören kişinin soldan ne anladığına bakmak gerek, deniz daha ne yapsın sağcı olduğunu göstermek için! Miting meydanlarına çıkıp, seçmeninden hayır duası almakta, oy isteyeceğine!

Askerlerin partisi Deniz’in partisi değildir, olmuş olsaydı eski generallerden hangisi o parti içinde çalıştı? Bakın eski orgenerallere hangi partiden milletvekili seçildiler?

Hayal dünyasında ve ezberden konuşuyoruz! Deniz’in partisi laikliğin bekçisi değildir, demokrasinin bekçisi değildir, neyi bekler? İş bankasından gelirlerinin düzgün almasını ve hazineden partilere verilen parayı bekler!

Vekilleri neyi bekler? onun da yanıtlayayım, çünkü ezberden konuştuğumuz için onu da bilemeyiz! Ya aybaşlarında banka veznesini bekler! (günümüzde maaşlar direkt banka hesaplarına gittiğinden, eskisi gibi vezne beklenmez) emeklide nasıl yazlıkta oturacağını hesaplar! hobilerini yapmayı bekler, Deniz başkanın vereceği direktifi bekler, kendi fikri ve zikri olmaz bir vekilin! hadi Deniz gibi düşünmede kal partide! Ya da bir dahaki seçimde milletvekili adayı ol!

Deniz’in partisi kendisine kendisinde olmayan roller biçerek halkın gözünü boyama işi bilmiştir, artık anne bak kral çıplak diyen çocuğun sesi duyulma zamanı gelmiştir. Partinin gerçek misyonu ortada olmasına rağmen, yüksek sesle söylenme zamanıdır.

Peki parti büyük bir sürpriz yaparak meclise girmez ise ne olacak? Meclis bu sefer tek resmen sağ partilere teslim edilmiş olmuş olacak! Bakalım bu durumda ne olacak?

27 Haz. 07
İSMAİL CEM ÖZKAN

Hiç yorum yok: