8 Ocak 2008 Salı

Dünya dönüyor!

Dünya dönüyor!

"Dünya dönüyor sen ne dersen de!"
Yıllar önce bu şarkı hepimizin ağzında bir nakarat olarak dururdu, şimdi dünyanın dönüğünün dahi farkında değiliz.
O kadar bir hızın içine kendimizi kaptırdık ki, ne yaptığımızı ne düşündüğümüzü bilecek kadar da değiliz.
Bir derenin, ırmağa buluşması, ırmağın akıntısına kapılmak gibi, bir yerden bir yere doğru hızlı bir şekilde akıyoruz. Nereye gittiğimizi bilmeden.
İçgüdülerimizle bir şeylere karşı gelmemiz gerektiğini düşünüyoruz, bir şeyler yapmak gerektiğini hissediyoruz, fakat bunu seslendiremiyoruz.
Kendiliğinden buluşmalar oluyor. Bir şeylerden rahatsızız, fakat bu bizi rahatsız eden şeyin ne olduğunu somut olarak ortaya koyamıyoruz.
Bir küçülme yaşamaktayız.
Gün geçtikçe daha da yalnızlaşıyoruz.
Yalnızlaşan insan, hızın getirmiş olduğu savrulma içinde eskiden kalan bütün değerlerinde yok olduğunun farkında.
Son yüzyılın belki en hızlı dönemecinden geçiyoruz.
Bir gün içinde yenidünya kuruluyor, içinde yer almaya çalışıyoruz.
Teknolojik hız, siyasi hız derken hıza dayanamayan araçlar gibi bir yerlerimizden bir şeyler kopuyor.
kopan sanki geçmiş..
Geçmişimizden günümüze taşıdığımız bir kaç eski dost!
Onlara da gerektiği kadar zaman ayıramıyoruz.
Her şeyimiz iş dünyasının oluşturmuş olduğu yeni çevre.
Yeni çevre yeni ortamlar hep yüksek binalar içinde olmaya başladık.
Yüksek binaların bir katında, bir dairesinde dışarının güzelliğine bakmadan bilgisayar ekranına bakarak yaşıyoruz.
Pencereden dışarıya bakacağımıza, başka penceredeki rakamlara bakmak sanki normalmiş gibi gelmeye başladı.
Kariyer uğruna yaşamını yaşayamayan kaç kişi var bu çalışma dünyası içinde?
Her birimiz yalnızız!
Üst üste kulmuş dairelerin oluşturmuş olduğu bir getto.
Her birimiz o gettolarda yaşayan yalnız kişiler olduk.
İlk büyük katlı binalar nasıl oluştu hiç düşündünüz mü?
Venedik şehrine doğru gittiğinizde, eski binaların içinde üst üste konmuş yüksek binaların olduğu bir semte ulaşırsınız!
Adı getto!
Çünkü eskiden Yahudilere bir yerde oturma hakkı verilirmiş, doğal olarak Yahudi nüfusu da diğer haklar gibi artıyormuş!
Yeni yerleşim yerleri açılamadığı için, bu getto bölgesinde yaşayanlar evlerinin üstelerine bir kat çıkmışlar.
Nüfus arttıkça kat sayısı da artmış!
Bugünkü yüksek binaların oluşturduğu bu bölgelere getto denmesi de oradan gelir olmuş.
Nerede yüksek binalarda oturanları görsem bu hikaye usuma düşer.
Dünya dönüyor, fakat döndüğünün dahi farkında değiliz!
15.02.2006
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: