6 Ocak 2008 Pazar

gazeteciler...


pazar yazısı konusu olarak gazetecileri seçtim!
eskiden gazeteciler daha bağımsız ve kendi inisiyatiflerini kullanma şansları vardı. memur zihniyetli değillerdi. bir haber kokusunu aldın mı onun üzerine gitmekten çekinmezlerdi. o yüzden devlet kurumları içinde gazeteci ile dost olan insan sayısı azdı.
son yıllarda ise değişim o kadar hızlı bir şekil aldı ki, gazeteci kendi inisiyatifini kaybetti. haberler gözünün önünde olsa dahi yazamaz hale geldi. eğer yazı işleri müdürü o yazıyı yazmasını istediği an haber olur hale geldi gördükleri.
günümüzde yine gazeteci devlet memuru zihniyetine büründü doğal olarak!
çalıştığı gazete veya ajanstaki müdürleri ne diyorsa onu yapar hale geldi. nereye gideceği, hangi saatte mesaisinin biteceğini bilir konumdadır!
bütün bunların içinde bir de kendilerine gazeteci diyenler var, onlarda köşe yazarlarıdır. onlar sıradan muhabir gibi haber sınırlaması ile karşı karşıya değillerdir. istedikleri konuları köşelerine taşırlar. tek bir farkla, yazdıkları gazetenin patronunun çıkarına aykırı olmayacak!
eğer aykırı şeyler yazarsa bu sefer transferi gündeme gelir.
parayı kim verirse kalemin ucu da onun lehine döner anlayışına büründü. parayı veren köşe yazarına istediği konuyu yazdırır biçimine büründü! (burada istisna bir iki yazar olduğunu da göz ardı edemeyiz, sözüm meclisten dışarı efendim.)
devlet memuru zihniyetine bürünen gazetecinin, devlet kurumları içinde de bir çok dostu oldu, çünkü patronunun çıkarları yönünde orada iş takibinde de bulunmaktadır. her şeyden önce patronun çıkarıdır gazetecilikte önde olan!
ne demek patronun çıkarı?
patron bir işçisini kendisine çalıştığı süre içinde her türlü yaşam haklarını satın aldığını düşünür, yani malı olarak görür. o malını ise kendi çıkarları yönünde ‘verimli’ şekilde kullanabilir. verimlilik hesapları içinde bakılınca gazetecinin verimli kullanılması da kaçınılmazdır! yani görevi haber yapmak olan kişi, o görevinin dışında başka amaçlar içinde kullanabilinir!
devlet kurumları içinde o kadar iyi ilişkiye girer ki gazeteci mesleğinden olanlar, bir bakarsınız gazetecilik unvanının yanında bir de yazar unvanı alabilir!
özelikle mit gibi istihbarat teşkilatından aldıkları dostça dosyaları yeniden düzenleyip yeni ve araştırılmış bir şeymiş gibi dosyaları kitaplaştırıp piyasaya sunarlar. bir bakarsınız ki, o ilişkiler sayesinde kendi boyu kadar kitapları oluvermiş. hepside bir gazetecilik başarısı gibi sunulur piyasaya. kim ses çıkarabilir ki bu tip dosyalara, çünkü ilişkiler zaten kirlenmiştir, o kirli ilişkiler içinde eleştiri yapmak ne mümkün! hatta büyük başarı olarak görülür ve gıpta ile bakılır.
sonuç olarak haber merkezinin verdiği kararlar yönünde ve gazete patronun çıkarları uygun olan konularda haberler yapılır hale geldi.
bakın gazetelere, haber var mı?
daha çok köşe yazarlarının oluşturmuş olduğu bir bülten konumundadır.
köşe yazarlarının bıraktığı boşluklara serpilmiş bir kaç haber görülür. o haberlerde her gazetede vardır. ajanslardan gelen haberdir genellikle. kullanılan fotoğrafa kadar her şey aynıdır.
gazetede daha boşluk kalırsa eğer, patronun şirketlerinden birinin reklamı alınır. yoksa birine kıyak geçilir, haberi büyütülür! yani resmi!..
bir de gazete patronlarından bahsetmek gerek, çünkü şu anda gazete patronlarının hiç biri gazeteci kökenine sahip değil. para başındakilerinin yan işidir gazete çıkarmak. onu da ihale işlerinde bir araç olarak kullandıklarını söylemek abartılı olmasa gerek! gazetede haber olmuş, satışı iyi olmuş gibi bir sorunu yok, bir muhalif bir de iktidar tarafı çıkan her zaman değişik gazetelerin patronudur!. yani iktidar değişiklikleri hiç bir zaman bu patronları etkilemez. gelen paşam, giden ağam konumunda bakarlar iktidar değişikliklerine. eğer iktidar bir çıkarına uygun olmayan davranış yaparsa o zaman açıklarını tek tek yayınlayacak idealist bir gazeteci bulunur ve ona o iş yaptırılır. sonra ne olur gazeteci, o da sisteme uyar ve emeklisini düşünür hale gelir.
çünkü kaybedeceği çok şey vardır. arabası, evi, yurtdışı seyahat özgürlüğünden olmakta var. o yüzden patronu ne derse boyun sallamaya uygun davranışların olması da doğaldır.
işsiz bir gazetecinin yeniden bir gazetede işe başlaması da çok zordur, yeni iş için önceden iyi ilişki kurmuş olması gerek, eğer o ilişkisi yoksa aç kalma tehlikesi daha çoktur.
bu ilişkiler sadece gazetecilik mesleği için geçerli değil! düşünün bir, her meslek içinde bu tip ilişkiler mevcut değil mi?
iyi bir hafta sonu geçirmeniz dileği ile...

30.10.2005
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: