7 Ocak 2008 Pazartesi

haberleri okurum...

haberleri okurum, o anki ruh halime uygun not yazarım haberin altına, bu alışkanlığım dijital ortamda da sürüyor. hem de daha rahat eskiden gazetenin yazılarının üzerine taşmamak için daha dar alanda yazardım.bir çok gazete ve haber içerikli web sayfaları okuyucu yorumları bölümü yapmış, bu sayede eski alışkanlığımı devam ettirebiliyorum. bir sürü yazı yazıyorum, üstelik içimde kalmıyor söylemek istediklerim. söylüyorum, bu sayede daha rahat ve huzurlu hissediyorum kendimi.
işte aşağıya bir haber ve benim yorumumu okuyacaksınız.
hangi gazetelere ve web sitelerine yapıyorum yorumu derseniz, hangisini okuyorsam ve hangisi olanak veriyorsa diye yanıtlayayım..
iki köşe yazarını her yazısı çıktığında okurum, üstelik o iki yazardan da çok farkı duruşları öğrenirim.çetin altan ve bekir coşkun. iki ayrı üslup ile yazılan kara mizah alanında en iyi ürün veren gazeteciler..
bir de yazma işini o kadar ileri götürdüm ki, uzun uzun yazılar yazıyorum ve onları da sizin ile paylaşıyorum, paylaşmakla kalmıyorum açık gazete de köşe yazısı olarak çıkıyor. orada çıkan yazılarım bir kaç tartışma platformlarında tartışma konusu olmaya devam ediyor.
cem

Times: Türkler gerçeklerden kaçıyor İngiliz Times, dünyada tatil için tercih edilen kitaplardan yola çıkarak, o ülke halkının psikolojisini analiz eden bir yazı yayımladı. Londra Üniversitesi edebiyat profesört John Sutherland'a göre, İpek Çalışlar'ın "Latife" romanının çok okunması örneğiyle, Türkler geçmişin parlak dönemine özlem duyuyor, hayalci ve milliyetçi. Fransız, Alman ve Amerikalılar ise, tatile "gerçek dünyayı götüren" milletler.

--- habere karşı yorumum! sabah gazetesinden...

türkler hayalci olarak belirtmiş yazar, haklıda ama hayalleri alınmış bir toplum neyi özler? geçmişteki parlak günlerini! hayal etmek demek, yeni teknolojiler üretmek demek, hayal etmek, ortak yaşamayı, çok kültürlülüğü savunmak demek! hayal etmek çok kültürlü bir dünyada homojen devlet olmayacağını bilmek demek! peki bunların hangisini hayal edebiliyor, latife kitabını okuyan? hiç birini değil mi? elbette geçmişin parlak günlerini arar, fakat o parlak olarak sunulan geçmiş gerçekten parlak mıydı? halkın durumu nasıldı? açlık, sefalet, fakirlik, bitten ölenlerin, hastalık ile mücadele edilmeyen zor günleri kim neden özlesin? demek ki geçmiş değil, geçmişteki onurlu duruşları ve evrensel köydeki yerini özlüyor türk insanı... hayal maalesef kuramıyor, hayalleri elinden alınmıştır! alanlar ise kimler olduğu ortada! söylemeye gerek var mı?

08 Ağustos 2006
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: