10 Ocak 2008 Perşembe

Havalar yeniden ısındı!

Havalar yeniden ısındı!

İSMAİL CEM ÖZKAN - Havaların yeniden ısınması sonucu geceler yatılmaz oldu, sıcak içinde bir sağa bir sola dönerken, ülke siyasi bir gerilimden kurtulmuş, adayların bir sağa bir sola dönmeleri de durulmuş, seçim sonucunu bekler olmuşlar!

Gece yarısı genelde de saat üç civarlarında köpeklerin uluması kenti teslim alır, çevrede yanan ormanların getirmiş olduğu sıcağın etkisi ile olsa gerek, nefes almaya çalışıyorlar gibi bir his oluştu bende. Bizim insanımız gibi sıcaklarda köpeklerde seksi düşünür olmuş, sabahın o saatlerinde doyuma ulaşma çığlıkları atıyorlar! Bir anda tüm sesler kesiliyor, ben ne zaman köpek ulumalarını duysam tedirgin olurum, çünkü deprem olacak diye tetik halde yatağımda yüzümü kapı tarafına dönderirim, çünkü en ufak bir sallantıda kendimi dışarıya atacak pozisyonda tutarım. Bir daha kendimi kibrit kutusunda sallanan kibrit çöpü gibi hissetmek istemiyorum!

Sabahın ilk ışıkları üzerime dokunmadan kara bir sineğin vızıltısı ile uyuma kavgası vermeye devam ederim. Elimle iteklerim, kovalarım ama bu vızıltı yok olmaz! Gece yarısı sivrisineğin vızıltısından daha beter bir durum, sivrisinek istesem de istemesem de yiyecek nasıl olsa, yesin de gitsin diye fazla uğraşmam, bu sayede bir sinek Türk kanı ile tanışmış, bizden bir şeyler taşımış olur! ‘Dünya Türk Olsun!’ Diyerek yollara ve duvarlara yazanlara destek kendimce vermiş oluyorum! Ben sivrisineklerden başlamış oldum! Bir yabancı hanım ile evlenerek ondan da bir bebe yaparsam görün benim bu harekete verdiğim desteği! İzmir sokaklarında bu yazı yanında bir yazı daha yazmışlar, ‘bire bin istiyoruz!’ anlamadım ama şimdi benden bir milim kan alan sivrisinekten bin damla almam gerek, yoksa işimiz harap ama ben nasıl bin damla alınacağını bilmiyorum! Her slogan demek ki gerçekleri söylemez, imkansızı da ister!

Ülkemizin meydanlarında sloganlar havalarda uçuyor, nasıl iktidara gelmeyecekmiş gibi her şey vaat ediliyor, fakat tesadüfen iktidara gelirlerse ne olacak? Hani bugünkü iktidar iktidara gelmeden 28 Şubat sivil darbenin nedeni olan sorunu çözecekti, şimdi başka seçimlere çözüm önerlerini bıraktı. Devletimizin önceliği için bazı şeylerden feragat etmek gerekirse, edilir! Her şey devletimiz için! Arada bazı politikacılar ve bürokratlar kendi ve yakınlarının cepleri daha öncelikli olur ama olsun! Devletimiz var olsun! Öyle zengin bir devlette yaşıyoruz ki, ye ye bitmiyor! Mübareğin sonu yok, sonsuz maden! Nasıl olsa bu kadar çok geliri olan ülkede, birazını cebe atmışlar ne olacak? Nasıl olsa bizim bir geleneğimizde var, önemli olan devlette devamlılık değil mi? Bu ülkenin zenginleri bile devletten beslenir, zora düştü mü devlet babamız onu korur kollar! Kasalarımızda para mı azaldı, sat kar eden bir kurumu kapat açığı! O kar eden kurumun stratejik önemi filan o kadar önemli değil, nasıl olsa bu halk yenisini kuracak bilgi ve birikime sahip! O kurumları yoktan var etmedi mi, gelecekte oluşacakları da var eder!

Ülkenin ormanları yok oluyormuş, alevler arasındaymış hangi politikacının umurunda? Hangi parti başkanı bu yangın yerine gidip çalışmaları yerinde izledi? Politikacılarımız geleceğin ülkesi olarak Dubai şehrine bakıyorlardır. Dubai’yi de ağaç mı var, ağaç olarak bir iki ada yaptılar, hurma biçiminde, dünyanın en pahalı arazisini orada yarattılar. Dünyanın en zenginlerinin evleri var bu adalarda! Bizim sahillerimizde çöl kumları ile kaplandığında, bizde hurma ağacı gibi adalar yapacak bilgi birikimine sahip uluslar arası firmalar mevcuttur! Dünyayı yeniden inşaat eden bizim firmalarımız değil mi? Konya ovası çöl olmaktaymış, Harran tuz ile kaplanmış, olabilir, hangi siyasi parti başkanı bunu gündeme getiri ki, önemli olan fındık baş fiyatının üst seviyede açıklanması. Tarım destekleniyor bu sayede. Hiç fındık üretmeyen Portekiz dünyada en fazla işlenmiş fındık ihraç eden ülkesiymiş, kim bilebilir ki? Biz içine kapanık bir halkız, dışarıda gelişen olayları sadece bize dokunduğunda farkına varırız. Bize dokunmayan yılan bin yaşasın!

Ülkemizde her yıl kaç bitki ve hayvan türü yok olmakta, bir bilen var mı? Yer altı sularımızın rezervi ne kadardır? Deprem fayları üzerinde yaşamaktayız ama binalarımızın sağlamlığı kontrol edildi mi? Biz korku ile yaşamaya alışık olduğumuzdan, korkarız ama gerçeği öğrenmek için hamle yapmayız!

Bodrum civarı alevler içinde yanarken, yüzen bir diskotek içinde yolcularını alarak sabaha kadar mavi tur yapmış! Üstsüz bir DJ ise oraya katılan genç güzel kızları ve erkekleri eğlendirmiş, sabaha kadar kaç litre alkol tüketildiğini kimse bilmiyor! Fakat bodrum civarında Prezervatif satışlarında patlama yaşanmış, kimin ne hastalığı taşıdığı belli olmadığından olsa gerek, korkuyu prezervatif ile yenerek eğlenmişler! Özel sitelerinde yangını uzaktan seyredenler, alevin yönü kendilerinden tarafa döndüğünde hemen telefona sarılıp valiyi ve en yetkili kişileri aramışlar ve bu yangının durdurulmasını rica etmişler!

Yanan evler arasında hiç villa olduğunu duydunuz mu, hep yanan evler nedense köylülere ait olanlar oluyor! Yerleşim yeri dendi mi, bu özel korumalı siteler ve hoteller anlaşılıyor! Yangından sonra sadece siyah kalır, sonra sonrası ne mı olur, elbette villa olur! Yeni özel site alanları olur, şimdi ki sit alanları!

Havalar ısındı, ısınınca yeryüzünü siyahın kaplama alanı da genişledi!

10 Tem. 07

Hiç yorum yok: