6 Ocak 2008 Pazar

insan için en önemli şeydir su!


üst üste bu kadar yazı mı yazılır diyeniniz olur!
fakat ne yapayım ki, yazı yazarken keşke şuna da bi değineyim diye de içimden geçiriyorum!
sonra o değineceği konuyu unutup gidiyorum.
unutkan olduğumdan ben şimdi yazayım dedim ve elimi tuşların üzerine bıraktım!
parmaklarım bu sefer bataklık konusunu işleyecek!
eskiden anadolunun topraklarında bir çok bataklık vardı, o bataklıkta her türlü canlı yaşardı.
aklınıza gelebilecek her türden canlının yaşadığı bu topraklar zaman içinde oturuma açıldı ve insanların yaygınlaşması ile birlikte doğa içinde yaşayanlarda azaldı.
insan gelirde kendi pisliğini getirmez mi?
elbette getirir!
doğa içinde yeni yerleşim yerleri açan insanoğlu önceleri eski yerleşim yerlerinin yıkılan yerlerine yeninden yapılanarak üst üste oluşturmuş olduğu kültürünü taşıdı!
hani anadoluda biç çok höyük ile karşılaşırsınız, belki anadolu içine girmiş ve şehir dışında başka yerleri görmüş olanlar görmüştür!
bir kültürün başka kuşaklara taşındığını görürsünüz!
yıkılan binalar ise gerek depremler gerek savaşlar nedeniyle oluşmuş olabilir.
fakat insan o yerleşim yerinin çevresinde yeni yerler açmış!
yayılan insanoğlu kendine yeni ürün yetiştireceği topraklara ihtiyaç duymuş!
hani anlatırlar ya, anadolu o kadar sık ağaçlarının oluşturmuş olduğu ormanlar varmış ki, koskoca timur ankara savaşından önce ankaraya ulaşmak için filleri ile yol açmış!
yani o kadar yeşil ve güzel bir coğrafyaymış!
insan yeni yerleşim ve tarlalar açarken çevredeki bataklıklarda kurutmuş!
o bataklıkların olduğu yerler biliyorsunuz sulaktır.
insan için en önemli şeydir su!
yaşam su ile başlar ve devam eder.
eski şehirlere bakın her biri su kenarında kurulmuştur. modern zamana kadar!
modern zamanda ise artık kurutulacak bataklık kalmamıştır, çünkü insanlar o kadar yayılmışlar ki, o güzelim ormanları teker teker yok etmiş koskoca ülke bozkıra dönüşmüş!
şimdi çöle dönüşmekte!
bataklığı sadece ürün alacağı tarla için değil, kendi yaşam alanına müdahale eden sivrisineklerden ve börtü böcekten de korunmak için kurutmuş!
çünkü yerleşim yerleri bu bataklıklar kenarına kadar hızlı yayılmış!
doğanın en zayıf yaratığı olan insan kendini koruyabilmek için kurtmuş bu bataklıkları!
ilkel çağda bile bataklıların tam kurtulmadığı zaman sivrisinek ürettiğini keşfetmiş!
o yüzden modern çağa kadar yerleşim yerlerinin kenarlarında bataklık kalmamış!
modern şehirlerin kurulması ile birlikte alt yapı sorununu çözememiş olan şehirler kendileri yeni bataklıklar yaratmış!
üstelik şehrin tam göbeğinde!
bu bataklılarla uğraşırken ilaçlamayı bulmuşlar. bataklığı kurutacağına ilaçlamış ve oradaki tüm canlıları öldüreceğini düşünmüş!
liberal ekonomi diyelim buna!
ilaç firmalarını desteklemiş oluyor bu suretle o yerleşim yerinin yöneticileri!
hem de istihdam!
bazı kişilere iş imkanı!
eğer bataklık kurursa bu sefer işsiz kalacak değil mi halkımız!
o yüzden bu sonradan oluşturulan bataklıklar hiç bir zaman tam olarak kurutulmaz!
son dönemde ki olaylara bakınca aklıma bu tarihi süreç geldi!
acaba demekteyim, bu işten rant elde edenler mi var?
bataklıklar kurutulmadan bu tip haşerelerden kurtulamayacağımız hepimiz biliyoruz, fakat bi türlü kurutulması içinde bir şey yapamıyoruz!
çünkü o şehrin yöneticileri liberal ekonomiyi savunuyor!

13.11.2005
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: