12 Ocak 2008 Cumartesi

istanbul'dan

istanbul şehrinin tipik görünümüdür. vapur ve arkasından giden martılar. karşıdan karşıya geçerken bu görüntü ile karşılaşır insan, belki sırf bu görüntü beni çeker kendisine. üst üste binmiş binaların arasında yaşamaya alışmış olan martılar, vapurların arkasıdnan giderken, oradan atılacak bir parça simit için birbirleri ile kıyasıya yarıştıkalrı hissine kapılırsınız. fakat her martı diğerinin hakkına saygıldır, saygısı olamayan insan gibi geldi bana.
istanbul'dan gördüklerimi paylaşayım derim, fakat nedense hep güzel görüntüleri paylaştığımı gördüm. insan yaşadığı yerin hep güzelliklerini mi görmek ister?
çelişkilerin bu kadar yoğun olduğu bir şehirde, nedense çelişkileri görmezden gelen bir yanım olduğunu düşündüm. kelimelerim gibi değil çektiğim fotoğraflar!okunup, silenen bir ileti içinde ki bu cümleler acaba bir etkisi var mı yaşamın içinden?
yoksa her cimleyi kurarken, gökyüzüne yazı yazan doğa gibi mi davranıyorum!
bulutlar ve renkler bir şeyler anlatır sürekli. onlara bakarak yağmur yağacağını, fırtınanın geleceğini düşünürüz. günün battığı noktaya bakarak ertesi günğn havasının güneşli olacağını düşleriz!
bizlerin cümleleri düşlerdeki gibi silinen görüntüler mi?
suya kelimelerimi bırakıyorum, boğazın azgın akan sularına ve yok olup gidiyorlar.
tıpkı yaşadığım bu anın hemen yok olması gibi...
geleceğe dip notları saklıyorum, fakat o dip notları da yaşamın kendisi gibi beklemeyle yok oluyor!
yaşam beklemektir aslında!
bende bekliyorum!
13.12.2007

Hiç yorum yok: