9 Ocak 2008 Çarşamba

İsyan kendime, sessizliğime!

İsyan kendime, sessizliğime!

Deprem geliyor, ayak seslerini çoktan duyurdu. Bilim adamları gelen felaketi durmadan anlatıyor, bürokratlar hala bir şey olmayacakmış gibi davranmaya devam ediyor.

Her alandan felaket geliyor, gelmekte olanı her kes biliyor.Gelene karşı isyan etmemiz ve bir şeylerin düzelmesi için bir şeyle yapılması gerek ama yetkililer bir şey yapmıyor, bir şey yokmuş gibi davranmaya devam ediliyor. Yaşamımız hep böyle gidilecekmiş gibi davranılıyor.

Bu arada hortumlayanlar iş başında durmadan bir yerler hortumlanıyor, hortumlar her alana yayılmış durumda. Soyulan vatandaş, sadece ekonomik olarak değil, düşünsel olarakta soyulmuş oluyor. Yaşamı kısırlaşmış, kısırlaştırılmış durumda!

İsyanımız var, sokakta can güvenliğimiz olmadığı için!

İsyanımız var, soyulan hazineye benim cebimden alınarak yeniden hazinenin doldurulmasına!

Dolan hazine hemen hortumlanıyor. Sessiz mi kalmak gerek! Hayır isyan!

Ama kim ile kimlerle isyan!

İsyan kişinin yaptığı bireysel bir hareket oluyor günümüzde!

Sokaklar birer kan gölüne, değnekçilere ve kapkaççılara kaldı!

Şehirler birer huzur alanı olmaktan çıktı, uyuşturucu ve fuhuş yataklarına dönüşüyor.

Gelen depremin ayak sesleri, fakat çürük binalara sağlam raporu veren denetçiler!

Hepimiz, ayrım gözetmeden felaketin içine doğru sürükleniyoruz!

Girilen bir girdaptan çıkmak için dahi emek harcanmıyor.

İsyan kendime, sessizliğime!

Ama bir şeyi gözden kaçırıyoruz, halkımız kadercidir. Kaderde ne yazılıyorsa yaşanır. İsyan kültürü yoktur. İsyanı yalnız küçük bir okumuş aydın takımı yapar. İktidarı ele geçirdiğinde isyankarlar, ülke büyük değişim yaşar. İşte cumhuriyet bu küçük azınlığın emeği ile oldu. Şimdi halkı isyana çağırmak boşuna, halk isyan etmez!

01.11.2006
İSMAİL CEM ÖZKAN

Hiç yorum yok: