8 Ocak 2008 Salı

İzmir’de zaman!

İzmir’de zaman!

İzmir saat kulesinin hikayesini kaç kişi bilir? İzmir şehrine gelip de saat kulesinin etrafını dolaşmadan geçen kaç kişi var?

İzmir’in sembolü olan saat kulesi ne şartlar içinde olmuştur, oluşturulmuştur? Abdülhamit iktidardadır. İktidara gelişinin 25. yılı tüm ülke topraklarında kutlanacaktır. Onun için iktidara daha şirin gözükmek için valiler bugüne kadar ülke topraklarında görülmeyen batılaşmayı da sembolize eden şeyler düşünülmüşlerdir. Saat kulesi düşünceler içinde en iyisi olduğuna oluşturulan komisyonca karar verilmiştir. Hem cami ayarlı zaman ölçümünden daha çağdaş olan saat ölçününe bir dönüşümünü de ifade ediyordu. Batılaşmayı sembolize ediyordu saat kulesi. İnşaatına 1 Eylül 1900 yılında başlanmıştır. O tarih Abdülhamit’in iktidara gelişinin 24. yılıydı. Mösyö Pere tarafından çizilen bu anıtlar hızlı bir şekilde bitirilemeye çalışılmış, birçok taşı Marsilya’dan sipariş edilmiştir. Ve inşaat tam bir yıl sürmüş ve 1901 yılında açılmıştır. Yani Abdülhamit iktidara gelişinin 25. yılında. Her zamanki törenlerden farklı ve daha heyecanlı bir kutlama yapmıştır İzmir ili.

Biraz daha yakından bakalım saat kulesine.

“Konak meydanını süsleyen ve İzmir’in simgesi olan Saat Kulesi gerçekten zarif bir sanat eseridir. 81 metrekare taban üzerine sekizgen şekilde ve dört basamaklı haç biçimde mermer bir platform üzerine yapılan Saat Kulesi, 25 metre yüksekliğinde ve dört katlıdır. Sekizgen platformun dar kenarlarında, dörder küçük sütun üzerine oturan sebiller yer alır. At nalı kemerli, baldaken (=kumaştan yatak üzerine tavan biçimini alan kubbe) biçimli sebillerin üçer çeşmesi ve kurnası ile ortasında fıskiyeleri vardır. Fıskiyelerden bugün iki tanesi yok olmuştur. Baldekenlerin üzerini alemli (=bayrak) kubbeler örter. Sebiller (=musluklar) arasındaki geniş dört cephede, at nalı kemerli, demir şebekeli birer açıklık bulunur. Bu açıklıklardan deniz tarafındaki olanı kapıdır. Cephelerin ve sebillerin üzerini çepeçevre fistolu saçak dolaşır. Kulenin platformu beyaz mermerden, diğer bölümleri ise kesme taştan yapılmıştır.

Sekizgen kaide üzerinde sütunlu bir galeri ve onun da üzerinde köşeleri pahlanmış kare prizma gövde yükselir. Zarif başlıklı, küçük kaideli sütunlar birbirine üç dilimli kemerlerle bağlanır. Galeri ve çeşmelerde kullanılan pembe ve yeşil sütunların başlıklarında ve köşelerinde bitkisel süslemeler yer alır.

Gövdenin dört bir tarafında, orta yerinde açılmış at nalı kemerli küçük nişli balkon görüntüsü veren unsurlar görülür. Bunun üzerinde, Doğu ve Batı yönlerinde birer Osmanlı arması, Kuzey ve Güney yönlerinde ise Sultan II. Abdülhamit’in tuğraları kabartma olarak yapılmıştır.

Gövde üzeri, içleri beş kollu yıldızlarla doldurulmuş baklava dilimli kabartmalarla bezenmiştir. Gövdenin üst bölümü üç sıra mukarnasla (=çıkıntı, burun) genişletilmiş ve dış yüzüne dört adet 75 cm. çapında saat konulmuştur. Saatin dönemin Alman İmparatoru Kaizer II. Wilhelim tarafından Osmanlı-Alman yakınlığı nedeniyle hediye edildiğine dair bir takım kayıtlar varsa da, bu bilgiyi orijinal kaynaklarda doğrulatamadık. Saatin ana mekanik bölümü özel yapılmış demir köşebentler ve döküm ayaklar üzerine oturtulmuş, yirmi iki dişli çarktan oluşmuştur. Saatin bazı parçaları üzerinde 1901 tarihi görülmektedir.

On iki küçük sütun üzerine oturan dördüncü kat, gövdeden daha dardır ve üzerini hilalli alemi olan metal kubbe örter ve bu bölümde, saatin şimdi çalışmayan çanı bulunmaktadır.”

II. Abdülhamit hakkında çok şey yazıldı söylendi, fakat hala muğlak olan tarafları da varlığını korumaktadır. Kimdi II. Abdülhamit? Neden Türk tarihi içindem önemli bir yeri işgal eyler? Osmanlı imparatorluğu büyük bir yıkıntının içindedir, topraklar kayıp oluyor, hatta bir ülkeyi para karşılığında atın alınması bile teklif edilebiliniyor. 1876 yılında kardeşi 5.Murat’ın yerine tahta geçer. 33 yıl sürecek olan iktidarı döneminde birçok kanlı olay olacaktır. Kendi adıyla anılan Hamidiye birlikleri kurar, doğuda Ermeni nüfusa karşı katliama girişir. 31 Mart olayları bahane edilerek iktidardan uzaklaştırılmış, Abdülhamit ailesiyle Selanik’e sürülmüştür. Yerini alan İttihat ve Terakki Partisi ülkenin bugünkü haline gelmesinde önemli bir yol ve karar alacaktır. Selanik’in elden çıkmasıyla İstanbul’a gelen Abdülhamit Beylerbeyi sarayına yerleşmiş ve 10 Ocak 1918de kalp krizi sonucu ölmüştür.

Türk tarihinin önemli bir dönemecidir, Abdülhamit dönemi. Ülke tam bir kargaşa içinde ve kendisine özgü bir yönetim deneyi içinde bir padişah! Ülkeyi düzeltmek için bir iki adamı asın bak nasıl düzeliyor mantığı ile her şeyi zorla yok etme fikri hakimdir. Asmaktadır ve öldürmektedir, önüne gelen ve şüphelendiği kişileri. Ona karşı doğal olarak da direnişler olmuştur. Özgürlük isteyenlerde fırsatlarını bulduklarında seslerini çıkarmışlar ve 2 defa meclisin açılmasını sağlamışlar. Gericileri yanına alarak ülkenin kötü gidişatına karşı siyasi bir direnç sağlamak ve ülkeyi gerçek anlamda birlikte tutacağına inanmış, karşısında ise gittikçe yükselen ve batı taraftarı İttihat ve Terakki harekatı. Abdülhamit yaptıkları ile düşündükleri arasında sürekli çelişki yaşamış biridir. Ülkenin batılılaşması ve bu kötü durumundan kurtulmanın eğitimden geçtiğini bilmektedir, genç beyinlere olanak açmak istemektedir, bir yandan da onları denetim altında tutmuştur. Ülkenin ihtiyaçlarına uygun olarak birçok kurum kurmuştur, orduyu yeniden yapılandırmıştır. Daha disiplinli bir ekonomi politika gütmüştür. Balkanların kaybedilmesini Hıristiyanların oyununa bağlayıp, ülkedeki tüm azınlıklara karşı güvensiz ve kuşkucu yaklaşmış ve onları her fırsatta cezalandırmaktan da geri durmamıştır. Ermeni nüfusu onun döneminde önemli bir azalma göstermiştir, çünkü değişik illerde toplu katliamlar yapmıştır.

İzmir’deki bu saat kulesi işte bu dönede yapılmıştır ve İzmir gibi azınlıkların büyük bir nüfusu barındıran şehre Abdülhamit bir saat kulesi ile nefesini burada da hissettirmiştir. Peki, bu saat kulesinin durduğu yerin karşısında duran valilik konağı kimin, çünkü saat kulesinin konduğu yerde çok önemlidir. Neden Karşıyaka ya da başka yerde değil Konak? Konak adından anlaşıldığı gibi ismini bu Konaktan alıyor. Tahminlere göre bu konak altın ticareti ile uğraşan iki kardeşe ait. Söylemlere göre ise zengin bir ermeni vatandaşa ait. Bununla ilgili olarak resmi makamların kayıtlarında bir belgeye rastlanmıyor, rastlanan şeyler sadece yukarıda aktardığım söylenceler. Sadece buna benzer evler Buca ve Alsancak’taki Rum evlerinde rastlanıyor. Yani ilk söylem daha doğru gibidir. Saat bir yere dikiliyor ve 25 yıllık iktidarı sembolize ediyor. Hem de ülke topraklarındaki azınlıklara karşı güvensiz birini sembolize ediyor, ne diyebilir burada Abdülhamit? Bir saatin yerine koyun ve düşünün! Zaman sizin aleyhinize çalışıyor, uslu durun, yoksa! Evet, Abdülhamit’in başaramadığını daha sonra iktidara gelecek olan İttihat ve Terakki Partisi sistemli bir şekilde uygulamaya koyacaktır. İzmir’deki bu saat kulesi Abdülhamit’in iktidara gelişinin 25. yılını temsil etmektedir.
21.09.2006
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: