10 Ocak 2008 Perşembe

Kadıköy belediyesi

Kadıköy belediyesi

İSMAİL CEM ÖZKAN - Geçen senelerden birinde orada sergi açma gafletine düşmüştüm. O sergi açılışı için İstanbul’a gittim ve Kadıköy belediyesini aradım. Sergi organizasyonu yapan vatandaş sergi öncesi izine çıktı, hiç görüşemedim. Aksilikler baştan başlamıştı, sonunu hayır eylesin!

Sergiyi bir üç katlı belediye başkanın oturduğu büyük binanın girişinde açtım. Bina büyük ama içinde kalan insan küçüktü! Yoksa bana mı öyle geldi, ne zaman büyük binaların yanında insanlara baksam insanlar hep küçük gözükür gözüme! Binanın büyüklüğü karşısında insan ezilir! Belediye başkanı küçük boyu ile her gün geliyor ve merdivenlerinden yukarıya çıkıyordu. Sergi giriş katında olmasına rağmen orada ne sergileniyor diye hiç merak edip bakmamıştı. Küçük adam küçük adımlar ile merdivenlerden yukarıya tek başına olmadan çıkıyordu, her zaman yanında birileri oluyordu. Çünkü başkandı ve yardımcıları ya da yağdanlıklarından biri olurdu. O takımdan hiç kimse sergiyi merak edip izlemediler. İzlemedikleri gibi sergi tanıtımı için kendi gazetelerinde haber dahi yapmamışlardı, çünkü organizasyonu yapan izine çıkmıştı!

Neden aklıma geldi durduk yere, çünkü yerel seçimler yaklaşıyor ve yerel seçimler de belediye başkanlıkları yeniden belirlenecektir! Üç dönem belediye başkanı Muş’lu hemşerilerini de unutmamıştı. Belediye çalışanlarının nedense bana çoğu Muş’lu gibi geldi. Sosyal belediye başkanı, sosyal çevresini yanında taşımıştı. İhaleler kimlere gitmişti bu başkan zamanında, ama kendisi hukukçu olduğuna göre yasalara uygun ihaleler yapıldığı kesindir. Bir ara kanalizasyon ihalesini alan firma kanalları yaptıktan sonra kanallar için kullandığı betonu kanallara dökerek tıkanmasına sebep olmuştu, ne zaman olmuştu olay, unuttum. Belki hafızam beni yanıltabilir! Çevresinde çok sevildiği söylenen bu küçük boylu insan, giriş katında açılmış olan bir sergiye hiç gelmemişti. Sosyal bir belediye başkanı sadece kendi sosyal çevresini görüyordu. Belediye binasının olduğu sokaktaki iş sahipleri kimler olduğunu dahi bilmez, sadece kanal kanal dolaşarak ne kadar sosyal politikalar gerçekleştirdiğini anlatıyordu, ben orada olduğum süre içinde. Büyükşehir belediyesinin almış olduğu yanlış bir karara yeşili koruma adına büyük direniş göstermiş, yanlışın kısa yoldan geri dönmesini sağlamıştı!

Kadıköy Türkiye’nin en büyük yerel belediyelerindendir. Büyük şehir içinde kendisine bir yer edinmiş olan Kadıköy’de kapkaç, mafya ve uyuşturucu diz boyu sergilenirken, Kadıköy sosyal belediye anlayışı gereği sosyal çalışmalar içindedir. Tiyatro festivalleri yapar, sergiler, konserler kısaca üst yapıda göstermelikte olsa bir şeyler yapılır gözükür. Fakat başkan’ın vakti ancak basın kameraları orada olduğunda, poz vermek için olur, sonra ne olduğunu bilmeden bir çok etkinliğin altına imza atar! Sosyal başkan sadece kendi çevresine gözükür, dışarıya kapalıdır, hatta sergi açılmıştır giriş katında haberi dahi olmaz. Her gün o serginin olduğu yerden gelir gider ama sergide neler sergileniyor diye bakmaz. Orada o kadar çok sergi açılır ki, her sergiye şöyle bakmaya çalışsa başka yapacak zamanı kalmaz! Büyük başkanın zamanı kıttır ve onu en iyi şekilde kullanmak zorundadır! İş aşkı ile Kadıköy’ü çağdaş büyük bir köy görünümden çıkarmak için, gecesini gündüzüne katmıştır! Vakti yoktur büyük başkanın! Sergi için bir de zaman mı ayırması gerek, ne kötü ve anlamsız düşünce! Başkana yapılacak en büyük hakarettir!

Bir gün yurtdışından yabancı konuklar gelmişti, onlara önceki belediye başkanlarının heykellerini gösterir, onlardan sonra ben seçildim diyerek göğsünü gererek küçük boyunu daha uzatmaya çalıştığını görmüştüm. Eğer seçimi kaybederse oraya kendisinin de heykelinin de konacağını düşünüyordu, çünkü kendisi kendi heykelinin orada olabilmesi için böyle bir gelenek başlatmıştı! (belki daha önce başlamıştı o da devam ettirmişti!) Beklemek elbette kendisince haklıydı. Bakalım gelecek olan belediye başkanı onun heykelini oraya koyacak mı? Seçim sonrası gidip yenilmiş bir belediye başkanın heykelinin orada olup olmadığına bakacağım! Çünkü Kadıköy’e kazandırdığı en büyük eser işte bu heykellerdir! Çünkü o heykellere bakarken ne kadar gurur duyduğunu izlemiştim. Yabancı konuklara gösterirken. O heykeller benim eserlerimin olduğu salondaydı, ve konuklara burada sergi yapıyoruz, gelin birlikte izleyelim dahi dememişti, çünkü kendisi o sergiyi hiç görmemiş ve izlememişti. Nasıl davet edecekti, bilmediği sergiye? Yabancı konukların başka programları olduğundan kollarından tutuldu ve oradan hemen uzaklaştırıldılar! Biri sergiye doğru yöneldiğinde bu olayı görmüştüm! Bütün sorun sanat sevgisi filan değil, zamansızlık! Bu zamansızlık bakalım seçimde ne gibi sonuç çıkaracak! Şeriat geliyor söylemi de bitti bu seçim ile, laik seçmenin oyunu bu sefer nasıl toplayacaklar? Tepki oyları ile seçilenler, bir gün gitmek zorundadır!

Belediye binasında bir sergi açmıştım, büyük bir giriş salonunda. Başkan da üst katta oturuyordu ve her gün bu serginin olduğu salondan geçmek zorundaydı. Fakat büyük sanat aşkı ile kavrulan sosyal belediye başkanı bu sergiden haberi dahi olmamıştı. Sergi açılan yere dışarıdan insanın girmesi de ayrı bir sorundu, çünkü başkanın olduğu binaya herkes giremezdi! Özel güvenlikten geçerek girilirdi! Halka açık sergi, halktan uzakta bir binada sergilenmişti. O günden beri halktan uzak olanların dışında yer almaktayım!

Yerel seçimler yaklaştıkça, başarılı belediye başkanlarımız hakkında gözlemlerimi yazmaya devam edeceğim, insan gezince ne gibi olaylar ile karşılaşıyor?!!!

9 Ağustos 2007

Hiç yorum yok: