6 Ocak 2008 Pazar

kaybolan sadece geçmişimiz mi?

gecenin bir saati olmuştu, uykum kaçtığı için oturuyordum. gündüz satın alınacak gazeteleri internetten okudum.
belki başkalarına göre biraz erken okumuştum haberleri, teknolojinin hızı sayesinde!
geçen olaylara baktım ve ne hazin çağda yaşıyoruz diye iç geçirmeden de duramadım.
hazin çağın kaybolan kuşaklarındaydım belki.
fakat hala kendi düşüncesini söyleyebilen ve bunu paylaşan olduğum içinde diğerlerinde farklılaşıyordum.
kaybolan sadece bir kuşak mı?
kaybolan geçmişin yaratılmış olan bir çok değeri de tarih sahnesini alıyordu.
eskiden dostluklar vardı, her şey paylaşılan.
şimdi dostluklar çıkarların el verdiği oranda yürüyor!
bundan uzak değil, yirmi yıl öncesi dahi nostalji yapılacak şeyler vardı, ya şimdi?
nostalji yapabilmek için anı gerekiyor!
insanların çoğunun anısı elinden alınmış durumda!
o kadar hızlı yaşıyoruz ki, geriye dönüp bakma fırsatımız olmuyor!
bu hızlı yaşam içinde gelecek perspektifi olmadan günlük olayların peşine takılmış bir şekilde günü kurtarma yarışı içindeyiz!
akşam eve ne kadar yorgun ve bitmiş halde döndüğümüzü belki bir dostumuza telefon ile anlatıp, akşam yemeğini yer yemez, yatağın çağrısına uyup yatağa giden çok insan vardır aramızda.
çok şükür, çok şükür bugünü de kurtardık!
yarın endişesi içinde olan genç kuşak, endişesi dahi olmayan orta ve yaşlı kuşak!
pakistan´da depremde evlerini kaybedenler soğuk yüzünden donarak ölmeye başlamışlar!
belçika´da bir işsiz soğuktan donduğu için tüm dünya basını ona daha çok yer verdi!
belçika hükümeti bir daha bu tip olayların olmaması için önlem alacağını belirtti.
pakistan´da yok olan kuşağın ebeveynleri ise şimdi kendilerinin hayatta kalma mücadelesi içindeler.
onların elbette umurunda değil, dünyanın bir şehrinde toplanmış olan devlet adamlarının, dünya ekolojik dengesi üzerine yaptıkları toplantıdan!
ekolojik dengenin bozulmasına sebep olanlar sanki kendileri yapmamış gibi olayı dışarıdan izleyip gerektiğinde veto hakkını kullanmaya devam ediyor!
istanbul'da kapkaç yapan çocuk önünde giden kadını ve onun çantasını izlemeye devam ediyor bu arada!
kaybolan sadece kuşaklar mı?
kaybolan geçmişimiz değil mi?
kim getirecek peki bu geçmişi?
zaman çok hızlı akmaya devam ediyor, hiç kimse yarını düşünemiyor!
sadece günü kurtardık ya, bugünde işten atılmadık!
çok şükür, çok şükür!
şükrederken dünyanın dengesi bozulmuş, teknoloji hızlı ilerliyormuş, umurumuzda değil!
artık hiç bir şeye de şaşıramıyoruz!
şaşırma duygumuz dahi elimizden alındı!
bundan 20 yıl öncesi, daha geriye gitmeye gerek yok!
cep telefonlarını bu kadar küçüleceğini ve yeteneğinin çoğalacağını, üstelik her bireyin cebinde olacağını söyleselerdi çok şaşırırdık değil mi?
gece karanlığı ve soğuğu camımın dışında, şaşırmadan yaşamanın ne kadar kötü olduğunu düşünüyorum!
kaybolan sadece geçmişimiz mi?
geleceğimiz?

01.12.2005
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: