8 Ocak 2008 Salı

"kendimi iyi hissediyorum, kendi rengimde olanlar arasında!"

"kendimi iyi hissediyorum, kendi rengimde olanlar arasında!"

Fransız gazetesi Libéretion (23.06.2006) gazetesinde Nicolas des Casiniere makalesindeki siyah kadın demekte.

Fransız toplumu daha özgürlükçü, işte diğer kişilerin özgürlük alanlarına saygılı filan biliriz değil mi? Bu makaleden anladığım kadarı ile Fransa’da diğer Avrupalı toplumlar gibi kendisinden olmayanları dışlıyor, dışlamakla kalmıyor nefret diyor.

Siyah kadın sahibi siyah olan bir saç bakım yeri olan berbere girdiğinde kendini çok rahatlamış ve huzurlu hissettiğini söylemekte, çünkü dışarıda sırf ten rengi farklı diye, farklı şekilde bakıldığını, hatta laflar atıldığını ve sokakta huzurlu olamadığını belirtmekte. Bir beyazın berber dükkânına girdiğinde rahat edemediğini, gözleri ile rahatsızlık verdiklerini belirmektedir. Bugüne kadar bu durumdan dolayı kendi arkadaşları arasında saçlarını evde yaptırdıklarını, bir salona gitme ihtiyacı duymadığını belirtmektedir. Yakınlarında açılan bu yeni yer, onlarda huzur hissi uyandırdığını ve daha rahat nefes aldığını özelikle siyah kadın belirtmektedir.

Berber salonları deyip geçmeyin, oralar birer danışma yerleri gibidir, düşünceler alınır, sorunlar konuşulur, hatta hukuki işler bile orada anlatılır ve bir tanıdık avukat tasfiye edilir, eğer avukatın vakti varsa, bir de saçını yaptırmaya gelmişse, orası olur bir avukatlık yazanesi.

Kısaca berber dükkânı deyip geçmeyin, her biri Fransız vatandaşı olan bu siyahlar için bir yaşam alanı da oluyor.

Ben bu yazının sonucunda şöyle düşündüm, acaba sadece renklerinden dolayı dışlananlar mı var, geldikleri ülkeye göre dışlananlarda o toplum içinde bulunmaktadır. Bizim Türkler ya camilerde ya da derneklerde kendilerine bir yaşam alanı yaratmışlar ve tüm sorunlarını orada gidermeye çalışıyorlar.

Bir ülke içinde adacık yaşamlar.

Belki sokakta siyahlara göre daha rahat yürüyorlar, fakat kimlikler ve konuşmaya başlanınca, ne gibi tavır ile karşı karşıya kalacağını bilemez, eğer bir ülkede düşmanca tavır varsa, nefret varsa, kendinden olmayana karşı.

Irkçılık nerede olursa olsun, kötüdür ve tarihimizden ve yaşantımızdan kazınması gereken birer ur gibidir.

Bir Fransız gazetesini okurken, insan hiç düşünmediği noktaları düşünüyor buluyor.

Yazıyı olduğu gibi tercüme edip gönderebilirim, fakat yukarıda özetini verdiğim kadar zaten içeriği. Bende kendi düşüncelerimi araya kattım ve elinizin altında duran bir yazıya dönüştü.
23.06.2006
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: