8 Ocak 2008 Salı

Kongo bu günlerde seçimler nedeniyle yeniden gündeme geldi.

Kongo bu günlerde seçimler nedeniyle yeniden gündeme geldi. Almanya ve Fransa seçimlerde güvenliği sağlamak için Birleşmiş Milletlerin isteği yönünde oraya asker gönderecek. Peki neden Kongo ve neden güvenliği dış güçler sağlamak zorunda?

Kongo coğrafyamızdan çok uzak bir ülkedir. Bu ülke Afrika’nın üçüncü büyük coğrafyasına ve nüfusuna sahiptir.

1960 yılına kadar Belçika Kongosu olarak tanınan yer, 1971 ile 1997 yılları arasında Zaire olarak tanıdık. 1960 yılı 30 Temmuz’unda ise bağımsızlığını kazandı.

Ülkenin ismi, Kongo nehri havzasında yaşayan Bakongo kabilesi dilinde "avcı" demek olan "kongo"dan gelir. Geniş toprakları olan ülkenin, Atlas Okyanusu ile sadece kırk kilometrelik bir kıyısı vardır (Kongo Nehrinin denize döküldüğü yer).

Başkenti Kinshasa'dır. Kinshasa ile komşu Kongo Cumhuriyetinin başkenti Brazaville arasında sadece Kongo Nehri yer alır ve dünyanın birbirine en yakın başkentlerindendir.

Kongo 12 etnik grup içinde ayrılmakla birlikte, küçük etnik grupları katarsak 240 gruptan oluşmaktadır. En büyük grubu oluşturan Kongo, Mongo, Luba ve Lunda. 58,2 Milyon (2004 nüfus sayımına göre) insan bu ülkede yaşamaktadır. Ülkenin büyük bir çoğunluğu Hıristiyan inancına sahip, küçük bir bölümü de Müslümandır (%3). % 5'ide Afrika’nın yerel dinlerine inanmaktadırlar.

Resmi dili Fransızca olan bu ülkede, 200 değişik günlük olarak konuşulmaktadır. En çok anlaşılan dil olarak Lingala (%50), Kikango (%30), Kiswahili (%10) gibi diller resmi diller arasındadır.

14 yüzyılda krallık Kongo kurulmuştur. 17. yüzyıla kadar Portekiz etkisi altındadır, daha sonraları kölelik ticaretin artması ile birlikte Hollandalılar ve İngilizler buralara akımlar yapmıştır.

Belçikalı kral Leoplad II. burayı krallığın özel alanı ilan ederek bir Belçika toprağı (1885) yapmıştır. 1908 yılında ise burası normal bir Belçika sömürgesi olmuş.

1959 yılında dünyadaki gelişmelerin sonucunda burada Belçikalılara karşı direnişler başlamış ve 30 Temmuz 1960 yılında burası bağımsızlığını kazanmıştır.

Bağımsızlığını kazanması bu ülkede baskıların bittiği anlamına gelmemiş ve dış destekli diktatörlükler ülkede kanlı bir tarihinde başlangıcını beraberinde getirmiş. İlk başkan J. Kasavubu Belçikalılara karşı savaşan birliğin başkanı olarak ilk cumhurbaşkanı olmuştur. 18 ay sonra bir darbe ile Lumumbas, Joseph Mabutu Amerika ve Belçika destekli darbe ile iktidara gelir.1971 yılında ülke adını Zaire yaparlar. 1994 yılında diktatör baskısından kaçanlar komşu ülkeler büyük bir göç hareketi başlatırlar Ruanda ve Burundi'ye doğru göç dalgası ile dünyanın gözleri yeniden bu ülkeye çevrilir. 1997 yılında ülkenin adı bu sefer Demokratik Cumhuriyet Kongo olarak değiştirilir. 1996 -2002 yılları arasında Kongo savaşı olarak adlandırılır.

1998 yılından sonra başlayan savaşlara Afrika dünya savaşı adı verildi. 2001 yılında Joseph Kabila Kongo'nun başkanı olur.

1998 yılından 2005 yılına kadar bu savaşlarda 3,8 milyon insan ölmüştür. Günlük olarak 1000 kişi birleşmiş kaynaklarına göre ya savaş kurbanı ya da işkence gördüğü belirtilmektedir.

1997 yılından beri politik partiler yasaklanmıştır. En son olarak özgür seçim 1965 yılının başındadır. Parlamento 300 üyeden oluşmaktadır. Dünyanın en kötü sosyal devleti bu ülke gösterilmektedir.
17 Mayıs 2005 yılında yeni anayasa parlamentoya sunulmuş, 27 Aralık tarihinde ise halk oylaması sonucu kabul edilmiştir. Bu anayasa hükümlerine göre seçimler yapılacak. Haziran 2006 yılına kadar seçimler olacaktır. Bu seçimlerde görev yapması için Birleşmiş Milletler Avrupa birliğinde askeri yardım istemiş ve seçim güvenliğini sağlamak için Almanya ve Fransa oraya asker gönderecektir.

Peki, dünyanın neden bu ülkeye ilgisi bir anda arttı?

Bunun ekonomik boyutunu incelediğimizde anlıyoruz.

Bu ülkede Amerika ve Avrupa birliği ülkelerinin firmaları büyük bir anlaşma boyutunda ortak çalışmaktalar. Afrika’nın en önemli tarım üretimi bu ülkede olmaktadır, bir anlamda orası Afrika’nın gıda deposu olarakta görülebilir, fakat bu özellik elbette değil, Avrupa’nın ve Amerika’nın buraya göz dikmesi.

1974 yılında Bakır üretimi ve fiyatında büyük dalgalanma olur. Kongo'da zengin maden yatakları bulunmaktadır. İki melalin birleşiminden oluşan Coltan (Columbit ve Tantalit) Niob ve Tantal elde ediliyor. Tantal madeni ise cep telefonları, bilgisayar cipsleri ve video kameraları gibi aletler yanında sohbet ve konuşma (müzik) elektronik aletler için önemli. Niob ise Raketler, savaş jetleri ve uzayda oluşturulan uydular için önemli.

Bu ülkede başka yeraltı zenginliklerde bulunmaktadır. Altın, Gümüş, Elmas, Petrol, Kobalt, Mangan, Çinko, Kalay, Cadmium, Germanyum ve Beryllium (zümrüt).

Yurtdışına ihraç ettiği ülkelere baktığımızda ise, Amerika, Almanya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Şili, ve Hindistan’ı görmekteyiz. Ağırlıklı olarak, bakır ve elmas, kahve ve ham petrol gibi.

Kongo neden gündeme geldiğini şimdi daha iyi anladığımızı düşünüyorum. Durduk yere neden askerlerini göndersin batı değil mi?

22.03.2006
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: