7 Ocak 2008 Pazartesi

çığlıkların içine bir yenisi daha eklendi.

bugün cumartesi, çığlıkların içine bir yenisi daha eklendi. pakistan ve hindistan sınırında meydana gelen yersarsıntısı sonucu dünyayı kaplayan çığlıklara bir yenisi daha eklendiğini maalesef duymuş oldum.
yağmur ormanları gerektiği kadar yağmur almadığı için dünyanın akciğeri maalesef yok olmaya doğru gidiyor.
meksika körfezini vuran tayfun çığlıkların yükselmesine sebep olmaya devam ediyor.
bbc haberlerine göre ise abd başkanı bush tanrı ile konuşuyormuş ve yaptığı savaşları tanrı adına yaptığını iddia etmiş!
el kaide evrensel çapta bir tv yayına başlamış, tanrının sesi adı altında!
çığlıklar her yerimizi kuşatırken acaba kulaklarımız bütün bunlara alışıyor mu?
bütün acıları duymaz, görmez olmuşuz.
evimizin balkonundan çıkıp evin yanında olan parka dahi bakamaz konuma gelmişiz!
parklar işgal altında, yollar işgal içinde.
fransız sokakları eskisi gibi isyankar değil, her an bir köşeden çıkacak ve oluşacak çatışmayı haber vermiyor.
fransa sokaklarına bakan yabancıların oturduğu binalar ateş içinde kalırken, içindeki çığlıklara kulaklarını kapamış komşular duyar oldum!
nerede kaldı, özgürlük için yürüyen o onurlu insanların torunları?
şimdi sokaklar daha bir boş, daha bir pis!
karnaval zamanı çıkıp şaklabanlık yapan sıradan bir vatandaş olduk, karnaval bittiğinde sokakları yine eskisi gibi boşluğa bırakabiliyoruz!
avrupa son nefesini verirken, dünyanın bir yerinde oraya adım atacağını düşünen kitlelerin hayali ile karşılaşmak ve şahit olmak bile ilginç geldi bana.
çünkü tek kurtuluşun, tek çıkış yolun o olduğu öğretildi yıllarca.
bir yönden de haklılar, çünkü büyük bir belirsizlik içinde kendi etrafında dönmekten kurtulmuş olacak ve yeni bir hedefe doğru gidecek bu insanlar.
umut ederim hayal kırıklığı fazla olmaz, en azından kendi kuyusundan çıkmış olacak, bunun içinde olsa destekliyorum!..
bu yeni yola karşı mayınlar döşemekten ve geleceğe müdahil olmak isteyenler elbette olacak. askeri darbeleri özleyenler elbette bu durumdan rahatsız olacaktır.
geçmişi ile yüzleşmekten korkanlar elbette bu durumdan korkacaktır.
ağır hasarlı evi onarıp içine kiracı koyan ev sahibi elbette bu durumdan şikayetçi olacaktır.
kara para ile kendi düzenini kuran mafya ve benzerleri elbette bu durumdan şikayetçi olacaktır.
devlet ihalesi ile bugüne kadar engin olanlar elbette bu durumdan şikayetçi olacaklar.
hazineden geçinenler ve villa sahibi olanlar elbette bu durumdan şikayetçi olacaklar.
çünkü artık türkiyenin önünde somut bir hedef var, bu hedef içinde yapacaklarını kontrol edilmesine açmış oldular.
artık her şey kontrol edilebilecek!
her şey kayıt altına girecek!
avrupada alt yapı sorunu büyük bir bölümü çözülmüşken ülkemizde o sorun hala göz önüne alınacak durumda projelendirilmemiştir.
gizli bir yasa çıkararak orman içinde yapılmış olan villalara af getiren yasadan kaç kişinin haberi oldu?
bu yasa iki ay sonra geçerliliği ortadan kalkacak.
şu anda orman arazileri içinde yapılmış olan tüm siteler yasal konuma geçiyor.
yağmalamanın belki kayıdı olmayacak ama yağmalandıkta sonra kayıt altına alınacak!
bazı kesimler neden kebap yemiyorlar?
çiğ köfteye düşman yiyeceği olarak mı bakıyorlar?
urfa, adana kebabın içimize girmiş bir biyolojik silah gibi mi görüyorlar?
çığlıklara yeni çığlıklar eklemek isteyenler neden gelecek için bir önermede bulunmazlar?

08.10.2005
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: