6 Ocak 2008 Pazar

çocuklar neden en basit hastalıktan dahi ölmekte?


bozkırlarda taş bulmak güçtür, onun için binaları kerpiçten yaparlar!
çölde de durum farksızdır. çöldeki yüksek kültürler kerpiç gibi zamanın ve rüzgarın gücüne dayanamaz ve hiç iz bırakmadan insanlık tarihi içinde yok olurlar!
kerpiçlere işlenmiş o güzelim el sanatı olan resimler ve heykelcikler çöl kumları içinde yok olmuştur.
arap akımları afrika çölleri içine yayılmaz iken afrika´da büyük bir kültürün yaşadığını taşlara bıraktıkları izlerden anlaşılıyor, fakat bu büyük kültürel değişim zaman içinde açlık ve sefalete bırakmıştır.
şimdi afrika deyince akla, aids, açlık ve iç savaşlar gelmektedir.
tarih sahnesine ilk çıkan insan, afrika´dan çıktığı farz ediliyor. daha sonra asya çöllerini aşıp, çinin en doğusuna kadar yayıldıklarını ve orada zor koşullar içinde ki insanlar ilk silahları da orada keşfediyorlar.
günümüzde avlanan insan ilk defa orada olduğu kabul görüyor.
insanın ataları orada avlanmak için bir araç kullanmış!
çok ilkel olduğu için hemen aklınıza uçları demir olan oklar ve sopalar gelmesin!
doğa içinde kırılmış ağaçları kullanarak kendini koruyabileceğini, hem de karnını doyurabileceğini bugünkü o topraklarında görülmüş!
doğudan batıya göç eden insanlar, mezopotamyanın bereketli topraklarında ilk tarımı kendi yararları şeklinde kullanmayı öğrenmişler ve öğrenmekle kalmamışlar kendinden sonra gelen kuşağa aktarmayı da becermişler!
öğrendiklerini kendinden sonra gelenlere aktardığı için insan, diğer canlılardan üstün olmaya başlamış!
üstünlük savaşını günümüzde de sürdürülmekteler!
insanlık tarihi, doğaya karşı üstünlük amacıyla verilmiş savaşlarla örülüdür!
sadece doğa ile değil, kendisine karşıda savaşmaktadır!
günümüz insanı daha çok kendini yok eden amiplere benzemeye başladı!
doğanın tüm ekolojik dengelerini kendi yararına dönüştürmeye çalışırken, doğada kendini korumak için savunma araçları ile ortada durmaktadır.

insanın biçimlendirdiği doğada yaşamak istemiyorum.
börtü böcek ve her türlü sesin duyulacağı bir ortamda olmayı daha önemli görmekteyim, fakat evimde de bir küçük böceğin yaşmasına izin vermem!
en ufak bir örümcek ağını, en ufak bir kanatlı yaratığın ve de karafatma olarak bilinen banyo böceklerinin evimde istemem!
o kadar çok izole ederim ki evimi, dışarıya çıktığımda hemen hastalanmamak mucize olarak görüyorum!
çünkü doğaya karşı direncimin ne kadar azalttığımın farkında değilim!

kuş gribi karşısında ölenlere bir bakın!
hepsi çocuk!

neden?

hiç dikkatinizi çekti mi?
çocuklar neden en basit hastalıktan dahi ölmekte?
hepimiz panik durumda ne yapacağını bilemez konumdayız!
hastalıktan korunmak için tüm kuşların soyunu mu kurutacağız?
yoksa tüm bataklıkları mı kurutacağız?!
ne dersiniz, insan doğadan uzaklaştıkça, daha da zayıf hala dönüşmüyor mu?
kendi kendini yok eden birer canlıya mı dönüşüyoruz?

15.01.2006
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: