7 Ocak 2008 Pazartesi

panik!

panik!
yaşantımızın bir vazgeçilmesi mi olmaya başladı son yıllarda?
önceleri deli dana hastalığı yüzünden tüm avrupa ülkelerinde büyük bir panik yaşanmıştı. o yaşantı içinde oradaydım! hayatımda hiç yemediğim etleri o dönemde yedim.
panik bulaşıcı bir hastalık olarak görüyorum.
örnek mi bu duruma?
düşünün bir kez, en işlek caddedesiniz, bir anda biri yukarıya bakıp koşmaya başlıyor bu durumda ne yaparsınız?
düşünmeden koşarsınız değil mi? çünkü o kişinin panik durumu aynı anda sizi kuşattığını durduğunuzda anlarsınız!
uçakta gidiyorsunuz bir anda türbülansa girdi ve uçak türk karayollarında giden araç gibi zıplamaya başladı, ne olur?
çocuklar ağlamaya büyükler kendini sıkmaya başlar ve sonra panik!
birileri dua ederek bu durumdan kurtulmaya çalışır, birileri ise içer!
bir anda tüm uçak panik halini alır!
birde bunun kara yolunda giden olarak düşünün? hiç otobüste giderken otobüsün sallanması neden panik yapmaz insanı?
sınav öncesi elleri terleyen ve bendi benzi atan biri ile karşılaştınız, acaba aynı sınava girdiğinizi düşünürsek sizinde bir panik durumu yaşayamayacağınızı kim söyleyebilir?
üniversite sınavlarında bu durumu görmüşsünüzdür! sınav kapısında heyecanlanan, ne yapacağını bilmeyen birileri!..
kuş gribi geldi ama insanlarımızda bir panik başlamadı!
panik olanlar şimdilik üretici, çünkü giden tavuk, hindi ve kaz olarak değil de, para olarak gördüklerinden paniklenen üreticileri kaç gündür tv'den izliyorum!
köylüler ise olaydan haberleri yok, neden öldürecekmişim, günah efendim diyenleri.. çünkü panikten sanırım köylülere durum tam anlatılmamış!
kimler panik halinde kimler değil?
panik bulaşıcı bir hastalıktır, bakarsınız türkiyede bir kaç gün sonra beyaz et ve yumurta tüketimi en düşük seviyelere inebilir!
panik hasatlığının yayılmasına bağlı bir durum!
paniksiz bir gün geçirmeniz dileği ile..
sevgiyle kalın..

11.10.2005
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: