7 Ocak 2008 Pazartesi

parklar ve bahçeler bugünlerde...

parklar ve bahçeler bugünlerde uyuşturucu kullananlara ve sokak serserilerine emanet olmuş!
akşamları bir yeşil alandan geçerken bir çalının arkasından tiner çeken birinin size saldırmaması ihtimali giderek azalıyor.
izmir konak belediye başkanı artık park ve bahçe yapmalarına ve var olanların kapatılması için o yörede oturan vatandaşlardan istek geldiğini belirtti.
bu istemin sadece elbette küçük bir ilçeyle sınırlı değil, tüm türkiye çapında düşünmek gerek!
nasıl oldu da tiner çekenler sur diplerinden veya duvar diplerinden kalkıp şehrin tam orta yerine ve yaşam alanların içine girme cesareti gösterebildiler?
çünkü bunları ancak türk sinemalarında görmeye alışık olduğumuz sahneler artık gündüz gözü ve her yerde görmeye başladık!
tiner çekende, uyuşturucu kullananda bizimi vatandaşımız, bu konuda ayırım yapmıyorum, fakat bu bizim vatandaşlarımızı korumak ve sağlıklarına kavuşturmak için neden kimse elini kımıldatmıyor? görünümde sağlıklı olduğu topluma neden korku yaymalarına izin veriliyor?
sağlıklı toplum sağlıklı bireylerden oluşur tümevarım şeklinde düşünürsek acaba demekteyim, bizim toplumumuzun sağlıksız olduğunu mu vurgulamak istiyorlar birileri dışarıya karşı! çünkü içerideki sağlıksız olduğunu hiç bir zaman göremez!
ben bunların tesadüf olduğuna inanmıyorum, ama belki sizlerin düşüncesini alırsam bu konudaki düşüncelerim yerli yerine oturur!
siz ne demektesiniz, bu insanların parkları bahçeleri işgal etmesini?
yoksa bizim çocuklarımızda mı o bahçelerde bir şeyler çekmekte?
izmir'de uyuşturucu kullanım yaşı 12 olmuş, yani ortaokula düşmüş.
okulda okuyan bir öğrenci, kendisine iyi davranmadığını düşündüğü öğretmenini rahatlıkla bıçaklayabiliyor, saldırabiliyor. üstelik bu saldırıdan sonra okulda da okumaya devam ediyor. peki bu normal mi?
ana caddeler kapkaça teslim, parklar tinercilere, okul önleri uyuşturucu satıcılarına.. peki bizler nerede yaşamak hakkımız var?

aklıma bir fıkra geldi bu soruyu sordukta sonra, anlatamadan geçemeyeceğim.
bir gün bir imparator ülkesinin seller altında kaldığını vezirinden duyar, der vezire git bak bakalım halkımızın durumu ne?
vezir gider ve gelir. raporunu hükümdarına verir.
der ki, dünyanın hakimi efendim!
tebaanızı gidip gördüm, her biri kahkahalarla gülmektedir, evlerinin yıkılmış, tarlaları su altında kalmış, çocuklarını kaybettiklerine ağlamıyor sadece gülmekteler.
imparator şaşırmış, nasıl olur bu demiş.
vezir, içtikleri sudan efendim, kim o suyu içiyor başlıyor gülmeye, bütün sorunları unutuveriyorlar demiş. gözlemleri sonucu!
imparator o zaman demiş, bana da o sudan verin ki, o topluluğu yönetebileyim!

bizde mi tiner kullanmamız,yoksa kapkaç yapmamız lazım, hap mı almamız gerek bu toplum içinde yaşamak için?!?!?!?...

05.10.2005
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: