7 Ocak 2008 Pazartesi

petrol borsada 60 doların üzerine çıktı


petrol varil başına düşen ücret borsalarda 60 doların üstüne çıktı ve çok uzun zamandır gözükmeyen bu fiyat neyin habercisi olduğunu düşündünüz mü?
"aman petrol canım petrol" nameleri eşliğinde superstarın eşliğinde eurovizyon yarışmalarına katılmıştık. o dönemde de bir petrol fiyatlarında oynanan oyunlar ile yüz yüzeydik ve ülkemiz yokluklar ve zam bombardımanı altındaydı.
o günden bugüne çok değişti fakat tek değişmeyen bir gerçek petrol dünyasında baş gösteren bunalım.
bu bunalım acaba sunni olarak mı yaratılıyor?
ekonomi dünyası içinde zaman zaman sunni olarak yaratılan bunalımlar, o bunalımı yapanın koltuğundan eden gelişmeler ile istenmeyen sonuçla bitebiliyor. işte bundan ders alan bunalım yaratanlar daha kontrollü bunalımlar yaratmaya ve kendi çıkarları doğrultusunda gelişmelere izin vermekte. eğer kendi lehine gelişmiyorsa o zaman sansür uygulayarak gelişmelerden haberdar olmamamızı engelleyebiliyorlar.
herhangi bir gerçek görüldüğü gibi olmayabilir!
her gördüğümüz doğrular ise doğru olmayabilir!
göreceli kavramlar doğru ve gerçek günümüzde, çünkü nereden baktığına bağlı doğu ve gerçek kavramı.
benim izleyebildiğim gerçek ise, dünya ölçeğinde bir sermaye el değiştirmesi yaşanıyor. sermeye el değiştirirken biçimde değiştirmekte. eskiden olduğu gibi ulusal sınırlar ile ölçemiyorsunuz. sermaye sınırları ortadan tamamı ile kaldırırken dünya ölçeğinde de sermayeyi yani parayı kontrol etme sorunu ortaya çıktı.
siz bakmayın ordular sadece sınırları koruyor, hayır orduların şimdiki tek varlık sebebi belki de kara parayı kontrol altına almak için vardır! kim bilebilir değil mi?
boşuna değil son dönemde gelişen profesyonel ordu kavramı.
neyse konuyu dağıtmayayım. petrol fiyatlarında gelişen bu gelişme büyük bir bunalımın olduğunu gösteriyor. bu bunalımdan acaba nasıl düze çıkar dünya sermaye sahipleri henüz belli değil, çünkü bu bunalım öyle kolay kolay atlatılacak gibi gözükmüyor, çünkü kısa dönemli gelen bu fiyat artışları gösteriyor ki, bunalım artık derinleşmiş, hatta bir çoklarına normal bir şeymiş gibi gelmeye başladı.
ülkemizde peki neden petrol tüketimi hala teşvik ediliyor?
gelişmiş ülkelerde petrol ürünlerine karşı alternatif ürünler camekanlarda yerini alırken ülkemizde neden camekanlarda petrol ürünleri sergilenmeye devam ediyor?
ülkemiz yoksa benim bilmediğim petrol üreticisi bir ülke mi?
londra’da belediye otobüsleri koyun sidiği ile hareket ederken, hem doğaya hem de petrol tüketime karşı bir alternatif duruşu sergilemekte.
almanya’da bioyakıt bir yakıt ile çalışan araçlar teşvik edilmekte, hatta onlar ile ilgili çalışmalar yaygınlaştırılmakta.
şimdi diyeceksiniz şu bioyakıt ne diyebilirsiniz.
bioyakıt çürümeye yüz tutmuş sebzelerden elde edilen gazlarla aracın hareketinin sağlanması. ülkemizde de hattından fazla sebze var, çünkü yurtdışına gönderdiğimiz tüm sebze ve meyveler insan sağlığına zararlı diye geri dönüyor, onu da türkiye insanı yiyor. insanımıza yedireceğimize bu çürümüş malzemeleri yakıta dönüştürelim!
türkiye’deki belediyelerin % 1 de çöplerin yeniden kullanılması yönünde tesis kurulmuş, yani çöp arıtma tesisi fakiri bir ülkeyiz, düşünsenize bu çöplerden ne enerji elde edilir. eğer enerji elde edilmeyeceği kuşkusu olan varsa istanbul’da patlayan çöplük konusundaki geçmiş haberlere baksın.
şu gösteriyor ki ülkemizde hala petrol üreten firmaların etkisi altında, çünkü bu firmalar izin vermiyor sanırım yeni enerji yollarının açılmasına.
aman petrol canım petrol şarkısı boşuna yakılmamış sanırım. gerçi o yarışmada anımsadığım kadarı ile sonuncu olmuştuk!...
28.06.2005
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: