7 Ocak 2008 Pazartesi

ırkçılık...

peki neden yazdım bu azınlık ve ırkçılık konusundaki düşüncelerimi?
belki düşünmüşsünüzdür, cem durduk yere neden yazdı?
hayır durduk yere yazmadım elbette, beni rahatsız eden gelişmeler üzerine düşüncemi belirtmekte uygun gördüm.
peki ne rahatsız etti beni?
son günlerde cumhuriyet konusunda yapılan açıklamalar ve bir takım insanların yollara çıkması ile düşüncemi açıklama ihtiyacı duydum.
nedir son dönemde gelişmeler.
kırmızı elma koalisyonu mu? onun gelişimi mi?
abartılacak bir durum değil bu koalisyon, o yüzden o gruba dahil olanları ciddiye dahi almıyorum.
beni rahatsız eden başka gelişmeler.
ülke ılımlı bir islami düşünceyi savunan iktidarın elinde.
onun iktidarda olmasını çekemeyen bir de çoğunluk muhalefeti vr.
çünkü hükümet ülkenin %30 unu temsil ediyor, elde var olan seçim yasaları gereği.
ülke iktidarına faşist bir parti da geçebilirdi, bu seçim sistemi içinde.
bu hükümete muhalif olan ordu ve onun emekli üyeleri sol söylem kullanarak bir kesmi etrafında toplamaya çalışıyor.
bu arada kemalizm olduğundan çok abartıldı ve ırkçı bir söylemin ortasına oturtuldu.
kemalizmde ırkçı yaklaşımların var olduğunu geçmiş deneylerimizden biliyoruz.
bu muhalif dalga eşliğinde ırkçılık meşrulaştırılıyor, her türü ırkçı örgütlenmelerin önü açılmaktadır.
kuvvayi milliye adı altında toplanan bu ırkçı kesim, çeşitli illerde şubeler açmaktalar.
günlük köşe yazarları bu tip örgütlenmelere destek vermekten çekinmiyor.
hatta biz ulusalcılar söylemi içinde kışkırtıcı yazı yazmaktan da çekinmiyorlar.
denize düşen yılana sarılırmış söylemi içinde, muhalif dahi olamayan muhalif kesim kendisini ırkçı söylemlerin içine hapsediyor.
yök gibi bir kurum ilk defa bu kadar meşrulaşıyor ve onların yöneticileri demokrasi kahramanı gibi ortada dolanabiliyorlar.
yök ırkçı bir kurumdur ve ülkede var olan tüm bilimsel çalışmayı yok eden bir yapılanmaya sahiptir.
ne çabuk unutuldu 1402 sayılı kanun ile işinden olan üniversite çalışanları..
üniversitede yaşayan ve bilimsel çalışma yapan o pırıl pırıl bilim adamlarını tırpanlayan bu yök değil mi?
o zamanda mı cumhuriyeti savunuyorlardı?
bir rektör suç işlemiş, ona sahip çıkmak cumhuriyete sahip çıkmak gbi büyük laflar ediliyor, peki efendiler sizin yapmış olduğunuz o kadar demokrasi karşıtı tavırlarınızı ve aldığınız kararlar cumhuriyete ne kadar uyumlu?
eğer nazi almanyası cumhuriyetinden bahsederseniz elbette haklısınız!
ellerindeki gücün yok olamaması için her türlü direnci gösteren bu muhalif çizgi, aslında var olan iktidardan da daha tehlikeli olarak görüyorum.
elbette ben var olan iktidarı savunmuyorum, onların yapmış olduğu bir çok olumsuz duruşu görüyorum ve tepkimi koyuyorum.
fakat ona karşı bu şekilde ırkçı insanların oluşturmuş olduğu söylemi de kabul edemem.
ikinci dünya savaşı öncesi ve sırasında ırkçı nazi düşüncelerini açıklamaktan çekinmeyen cumhuriyet gazetesi şimdi aynı misyonuna dönmüş olarak görmekteyim.
o yüzden o gazeteyi yıllardır okumuyorum, çünkü ırkçı söylemi pervasız olarak yansıtmaktadır.
o söylem içine giren bulvar gazeteleri ise daha çok kamuoyunun ve patronunun çıkarına göre yön değiştirmekten çekinmemektedir.
bulvar gazetelerinde önemli olan çıkardır, o çıkarda patronun çıkarı önemlidir. o gazetelerde onurlu duruşunu koruyan elbette gazetecilerde vardır. saygım sonsuzdur onlara.
demokrasiyi güçlendirmek için mücadele eden tüm dostların yanındayım, fakat ırkçılığı körükleyenlerinde karşısındayım.
bana son dönemde gelen ırkçı söylemler olan şu kuvvayi milliye yazıları üzerine düşüncelerimi söyleme ihtiyacı duydum.
benim duruş noktam belli, hiç bir zaman ırkçı kemalist olmadım, hiç bir zaman ırkçı düşünceyi savunmadım. o düşünce yapısı içinde kendime yer de aramadım.


25.10.2005
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: