10 Ocak 2008 Perşembe

Seçimden sonra İstanbul kokacak!

Seçimden sonra İstanbul kokacak!

İSMAİL CEM ÖZKAN - Seçimlere kadar su sıkıntısı yaşamayan İstanbul ve Ankara halkı seçim sonrası gerçekler ile karşı karıya kalacak ve su kesintileri ile karşılaşacaktır, çünkü suyun buharlaşmasını önleyecek herhangi bir hava değişimi yaşanmamıştır, aksine havalar gün geçtikçe ısınmaya devam ediyor!

Su sıkıntısı demek kokmak demek olduğunu geçmiş su kesintilerinden biliyoruz. Bu durumda parfüm satışlarında patlama olacağını varsaymak hayalci olmasa gerek! Biliyoruz ki Avrupalılar ortaçağda yılda bir banyo yaptıkları için peruk takarlarmış, bir de bol bol parfüm. Fransa evlerinde tuvalet olmadığı içinde lazımlıklarda toplanırmış artıklar, düşünün evin bir köşesinde lazımlık! Fransa bu kokulardan kurtulmak için banyo ve tuvalet ile tanışacağına parfüm bulmuş. Bugün dahi gittiğinizde Fransa’ya tuvaletleri parfüm kokar! Bizde parfüm pek kullanılmadığından kokuları bir düşünün!

Seçimden sonraya kalan bir şeyde cebimizi ilgilendiriyor, seçim sırasında harcanan paraların bir de ödenmesi var! Borsamız kimleri zengin edeceği seçim sonrasına kalmıştır. Kiracılar bile seçim sonrası tayinleri bekliyor ki, başka yerden kiralık ev tutabilsinler. Tayinler çıkmadığı için evler boşalmıyor! Halkımız seçim sonrasını bekliyor, hangi parti iktidar olacağını merak etmeden!...

Bu seçimde parlamentoya üç parti gireceği kamuoyu araştırmalarından ortaya çıkıyor. Büyük sürpriz olmaz ise resmen üç parti ceylan derileri paylaşacaklar! Fakat bu bizi yanıltmasın, üç parti resmen girecek ama parlamento çatısı altında benim tahminim yedi parti grubu olacak! Şimdi nereden çıktı bu gruplar demeyin, çünkü 12 Eylül darbesi sonrası düşünülen iki partili parlamento hiç hayat bulmadı ama daha karmaşık ilişkileri yanında taşıdı. Bazı milletvekilleri hülle olarak kullandıkları partilerden yemin sonrası istifa edip düşüncesine uygun bir yere gidip grup kuruyorlar. % 10 barajı bir anlamda anlamsızlaşmış ve işlevsizleşmiş oluyor. Kime karşı konduğunu söylemeye gerek yok! Fakat bu baraj kimi iktidara taşıdığı ortada.

Şimdi bu yedi partiyi biraz açalım. Üç parti bildiğimiz gibi AKP, CHP ve MHP olarak sıralanmakta. Bu sıra sandıkta yer değiştirse de sonuçta bu üçü şanslı gözüküyor. Diğerleri baraj altında kalacak! Peki bu üç parti nasıl dört parti doğuracak?

Bu üç parti içinde gizlenmiş ama bilinen milletvekili adayları var. Partilerin içlerinde milliyetçi, solcu, merkezci adaylar dağılmış durumda. Her parti içindeki bu adaylar seçildiklerinde gönül partilerine gidecekler ya da parti kuracaklardır. Varsayım olarak bunları düşündüğümüzde kimler grup kurabilir? AKP; MHP ve CHP dışında kurması mümkün olanlar; BBP, DTP, DSP, Merkez Parti, (DP ve ANAVATAN karışımı yeni oluşacak bir parti, parti başkanı büyük olasılıkla parlamentodan olacak!) bunların dışında başka partilerde olabilir, fakat grup kurup kuramayacaklarını şimdiden söyleyemem. Ben sadece olasılık olarak yüksek olanları düşünüyorum! Halkımız üç partiyi seçecek ama parlamentoda temsil durumu değişik olacak. Karışık ilişkiler değil mi?

Gerçek temsilciler bu durumda ne olacak? Eğer baraj % 5 olmuş olsaydı belki bu partilerin dışında partilerde rahat rahat gireceklerdi ve onları seçen seçmeni gerçek anlamda temsil durumu ortada olabilirdi. Bu baraj yüzünden gerçek temsilci yerine seçilmeden seçilen milletvekilleri parlamentoda olacak! En azından hülle olayı olmazdı!...

Seçim sonrası ülkemizdeki kuraklık ve sonuçları ile karşı karşıya kalacağız. Tarımımız dışa bağımlıydı, şimdi daha ve kökten bağlanacağız. Bu durumda köylülerin durumu ne olacak? Çünkü ürünleri tarlada yanmış durumda! Sanayimizi besleyen kaynaklarımızda kıt, bu kıtlık sanayi nasıl vuracak? Su yoksa elektrik tüketiminde artış olacak ve elektrik kesilmeleri de gündeme gelebilir. Bizler elektrik ve doğal gazda dışa bağımlıydık, şimdi suda da bağımlı olacağız! Dışarıdan su almak için çareler düşünülecek gibi! Doğal gaz gibi dışarıdan su getirirsek şaşmam! Su gelişmekte olan çok büyük bir sanayi konumuna gelmiştir ve bu işten para yiyen firmalar evrensel olma yolundadır. Yakın zaman diliminde Fransız suyu tüketirken şaşırmamak gereklidir.

Seçimlerden sonra bizi bakalım neler bekleyecek?

Çok mu karamsar oldum?


18 Temmuz 2007

Hiç yorum yok: