10 Ocak 2008 Perşembe

Sular kesildi, büyük şehirler aslına döndü!

Sular kesildi, büyük şehirler aslına döndü!

İSMAİL CEM ÖZKAN - Bir sıcak dalgası geldi vurdu, o sarsıntı ile yere düşen su hemen buharlaştı. Barajlar, nehirler, dereler, nerede su varsa buharlaşıp gitti. Güneşin görmediği yeraltındaki suları da dalgadan önce bizler buharlaştırmıştık!

Şehirler; şehir olmadan önceki görünüme büründüler. Sokaklar koktu, pislik her yeri sardı. Çocuklar sokaklardan kayboldu. Suyu olmayan şehirde sokaklar boş kaldı!

Ellerinde bidonlar taşıyan çocukları gördüm, su başında büyükleri ile ağız ile kavgası ederken. Su alma sırası çocukta olmasına rağmen, başı bağlı bir köylü kadını çocuğun hakkını gasp edip, kendi bidonunu musluğun başına tutmasına isyan eden çocuk! Ankara’da kuyudan çekilen suyun başında geçiyordu bu kavga. O çocuk; eğer sular akıyor olsaydı, ne orada olacaktı ne de kavga edecekti, arkadaşları ile oyuyor olacaktı. Susuzluk çocukları sokaktan aldı, sokaklar daha sessiz ama kokuyor şimdilerde.

Çocuklar koşturamıyorlar, çünkü yıkanacakları ne su vardır, ne başka olanakları. Buldukları suyu kaynatıp içebiliyorlarsa şükrediyorlar. Çocuklar kokuyor bu büyük köyde. Çocuklar ile birlikte büyükler ve sokaklar. Kirlilik teslim almış durumdadır, kirliliğin teslim aldığı yerde her türlü hastalıkta olur. Hastaneler biraz durumları iyi olan hastaları evlerine gönderiyor, çünkü hastanelerde kıt imkanlar ile ancak acil olanlara bakabiliyorlar. Yeni hasta kabul etmiyorlar, çünkü kapılarından alacakları her pislik hastanede kalıcı olma riski vardır, çünkü su yok ki temizleyebilsinler! Hastaneler direniyor, susuzluk karşısında. Şehir çoktan teslim olmuş durumda!

Sokaklarda çocuk sesleri duyulmaz oldu, çocuklar ellerinde bidonlar ile bir su kaynağı arar durumdalar. Su olmayınca hayat durur! Suyun olmadığı yerde pis kokudan korunmak için parfümlerin satışı artar! Susuzluktan en çok kar edenler bidonlar ile su satanlar ve parfüm satanlardır! Her felaket birileri için para kazanma kapısını açar!

Yer üstü su kaynakları buharlaşıp gitti, peki yer altı suları? Onlarda kullanamayacak kadar kirlettik! Tarlalara atılan fazladan kimyasal gübreler, hem toprağı öldürdü, hem de yeraltını! Plansız ve gelişigüzel yerleşim yerlerinin açılması, yer altı sular ile yapılan inşaatlar! Yer altı su kaynaklarının üzerine kurulan büyük yerleşim birimleri. Çöplükleri dahi nerede bir su görsek onun yanına kondurmuşuz! Şehirlerin oluşturmuş olduğu kirlilikte yer altını teslim almıştır. Yer altı yer üstü gibidir, kirlidir! Yer altından kokular yeryüzüne ulaşmaz, kanalların kokuları dışında!

Şehirler susuzluk karşısında büyük köy görünümüne döndü. Önce çiçekler soldu, sonra çocuklar!

9 Ağustos 2007

Hiç yorum yok: