12 Ocak 2008 Cumartesi

Türk – İş kimin arka bahçesi?

AKP ağırlığını koydu ve genel başkanını kendi istediğini seçtirdi! Bu durum büyük basınımızdan nasıl yansıyacağını şimdi bilmiyorum, fakat sendikalar iktidar partileri tarafından tepkisizlik yaratılması için en önemli araç olarak görülür. Muhalefet yapması beklenen sendikalar ve sivil kuruluşlar günümüzde dünya ölçeğinde olduğu gibi iktidar taraftarıdır.

Toplumun tepkisizliğinin yaratılması için iktidar partisi elinden geleni yapar, çünkü uygulamaya koyduğu politikaların toplum tepkisi almadan ya da en seviyede tepki ile uygulamak ister. Çünkü her iktidar yaptıklarının en doğru olduğuna inanır!

İşçi sınıfı ise, duruşu gereği muhalif olması gerekirken, Almanya örneğinde olduğu gibi, sosyal hakların tek tek yok edilmesi karşısında iktidardaki sosyal demokrat partisi etkisi ile sessiz kalmış, mücadeleler ile elde ettiği hakların büyük bir kesimini kaybetmiştir. Almanya işçi sınıfı örnek gösterilirken, şimdi sınıfın mücadele tarihinin en karanlık ve en örgütsüz dönemini yaşamaktadır. Sendika yöneticileri daha çok lüks yaşama kavuşurken, işçiler iş yerlerini kaybetmemek için, geçmişte olduğu gibi davranamamakta, çok hasta olmasına rağmen, işine giden işçi, daha fazla çalıştırılması karşısında hiçbir hak etmeyen işçi, her türlü istismar karşısında sessizliğini koruyan bir işçi görünüm içindedir. Bugünkü hükümet ortağı olan sosyal demokratlar kendi politikalarından taviz vermemek için partinin dayandığı sendikaları daha da yalnızlaştırmış, sendika yöneticilerine daha lüks yaşamı sunmaya çalışmaktadır. Sosyal demokratların iktidara geldiği son iki seçim sonucunda Almanya’da sendikalı işçi sayısı düşmüştür. Almanya tarihinin en büyük dönüşümü içinde işçi devletin geleceği için bütün haklarından vazgeçmiş gibidir. Sosyal demokratların güzel günler vaadi ile yaptığı politika çalışanların tüm haklarını ortadan kaldırırken, tepkisiz bir toplum yaratılmış durumdadır. Son demiryolu grevlerinde işçilerin grevi kırması yönünde adımlar atmaktan geri durmamış ve genel politikadan taviz olarak gördüğü için sosyal demokratların hükümetteki başbakan yardımcısı istifa dahi etmiştir!

Ülkemizde sendikaya dayanan bir sosyal demokrat partisi yoktur. AKP çok rahat bir şekilde Türk-İş içinde genel başkanlık yarışına girmekten geri durmamış, yalnız ve zayıflamış olan yönetimi kendi istediği gibi biçimlendirebilmektedir. Hükümet muhalif bir kurum ve kuruluş istememektedir, bunu göstermiş olduğu tepkiler ile yansıtmıştır. Haberlere getirdiği sınırlamalar ve yasaklamalar bunun göstergesidir. Sivil toplum örgütleri siyasi bir irade ile kontrol edilmeye ve yönlendirilmeye başlandığını görmekteyiz. Hükümetin rahatsız olduğu kurumlar karşısında, bu sivil kurumların olduğunu düşünelim, neler olur?

Toplum tepkisizleştirilmekte ve otorite karşısında boyun eğmeye yönlendirilirken, kafalarda karıştırılmaktadır. Önce geçim, sonra başka şeyler gelir denerek, gelecek kavgası içinde geçmişini ve şimdiki zamanı kaybeden bir toplum oluşmaktadır. Uzun zamandır eğitim sistemin çökertilmesi, arkasından sağlık sisteminin yerle bir edilmesi karşısında tepki oluşmamıştır. Dershaneler ve özel okullar, özel hastaneler genelde kimlerin elinde dersiniz?

Türk-İş başkanlık seçimi hükümetin desteklediği aday kazanmış. Bu bir sürpriz mi diye sorarak yazımı sonlandırayım!

9.12.2007

Hiç yorum yok: