6 Ocak 2008 Pazar

uzay filmlerinden sonra aklıma daha başka konu geldi!


kovboy ve polisiye filmlerinde ki sahneler yıllardır üzerinde düşündüğüm bölümlerdir. hatta bir film firmasına teklifte bulunmuştum, o konu üzerine bir sosyolojik ve psikolojik analizi barındıran bir dokümanter film konusunda.
doğal olarak ret edildi!
çünkü o piyasanın sahibi zaten bu tip filmleri çekiyor!
neyse konuya gireyim hemen!
amerikan polisiye filmlerinde başlayan daha sonra avrupa sinema ve tv yapımcılarına kadar sıçrayan piyasası bol olan ve iyi para kazandıran macera filmlere!
bu filmlerin ortak bir yönü var.
işkence!
evet her filmde kahraman kötü adamlara karşı her türlü zoru kullanmakta serbest!
eğer bir olayı aydınlatmak istiyorsa kahraman kanuni yönden değil, kanunların aslında sadece kağıtta kaldığını gösterir gibi, kendi bildiği yöntemlerle olayı çözüyor ve film sonunda bir güzel kadın ve madalya ile ödüllendiriliyor!
bu filmlerde ortak yön, muhbirler!
muhbirlere kahraman ya iyilik şeklinde bir şey yapıyor ve karşılığını istiyor, ya da bazı karanlık işlerine göz yumarak bilgiye ulaşmayı hedefliyor, fakat bazı filmlerde açık açık rüşvet veriyor!
bu rüşvet ve başka davranış şekilleri kurumu bağlamıyor, sadece yapanı bağladığı kesin olarak belirtiliyor.
evet kurumların ve yasaların aslında bu şekilde uygulaması yok, özgür polisin kendi inisiyatifi ile almış olduğu uygulama olarak perdeye yansıyor.
hedefteki adama ulaşmak için her türlü işkence sahneleri perdeden içimize kadar işlemekte, hatta zaman zaman alkışladığımızı duyar gibi oluyorum!
sorgu sırasında polislerin kaba kuvvet uygulaması rutin bir işmiş gibi gösteren sahneler hemen hemen her sorgu odası sahnesinde gösterilmektedir.
peki bu durum insan hakları ve yasalara aykırı değil mi?
ülkemizde işkenceyi durdurun diye bağırırken, perdelere yansıyan amerikan ya da batı yaşantısı işkenceyi meşrulaştırmıyor mu?
işkence ve zor yaşantın bir parçası olarak yansıtılmıyor mu?
türkiye'de yapılan bir araştırmaya göre türkiye’de yaşayan kişilerin %68', i sanırım, şu anda tam yüzde aklımda değil, zor ile işlerin çözüleceğine inanıyor. acaba bu durum tesadüfi mi?
mafyanın gelişmesi, çetelerin yükselmesi acaba tesadüfi mi?
birileri bu durumdan acaba bir rant elde ediyor mu?
Türkiye’de her üç kişiden birinde silah olduğu ortaya çıktığına göre, bunun da bir ticari boyutu ve rant getirici boyutu olduğu gözardı edilmesin derim!
bu tip filmleri yapan şirketler acaba silah üretici firmalardan direkt olamasa dahi maddi yardım alıyorlar mı?
en azından film dağıtan ve satan firmaların kaçta kaçı bu tip silah üretici firmalar ile direkt ya da indirekt olarak ilişki içinde?
eğer ülkemizde sorunların çözümünde beynimizi kullanmak istiyorsak, bu tip filmlerin yayınlanmasına ve seyredilmesine dur demek gerek!
yasalara eğer saygılı vatandaş yetiştirilmek isteniyorsa, yasaları bizzat devlet memurunun hiçe saydığı bu tip filimler perdelerden uzaklaştırılmalıdır!
19.08.2005

Hiç yorum yok: