7 Ocak 2008 Pazartesi

yurtdışına ilk çıktığım günlerdi...

yurtdışına ilk çıktığım günlerdi, o zamanlar yılmaz güney filmlerinin hepsini videodan seyretmiştim. çünkü o tarihlerde yılmaz güney filmleri türkiyede yasaktı. yasaklı ne varsa yurtdışında serbestti. şimdi kanal 7 dahi yılmaz güney filmlerini yayınlamakta.
o tarihlerde video salgını vardı almanyada yaşayan türkler arasında. türkçe ne kadar video varsa herhalde her evde mevcuttu. kemal sunal gibi konuşuyordu büyük çoğunluk. çünkü onun türkçesi hakim olmuştu evlerde.
ülke onlar için uzakta ama bir video bandı kadar yakındı.
yıllarca iteklenmişler ve kendilerini birer mark olarak gören ülkeye karşı özlem duyuyorlardı, bu özlemi ilk bitiren almanya için köln radyosu olmuştu. günde 20 dakika ile yarım saat arasında değişen radyo yayını beklenir ve o saatte tüm konuşmalar susar, memleketten gelecek haberler dinlenirdi. vücutları her ne kadar almanyada ise de kalpleri hala geldikleri topraklarda atıyordu.
yıllar geçti, teknoloji hızlı ilerledi ve hiç hayal edilemeyecek bir gelişmeyi son 1 yılın içine sığdırdık.
ülkeye telefon etmek için artık telefon kulübelerinin önünde beklemiyorduk, bir de her arandığında çıkmaz, düşmezdi, türkiye! düşünce bir de evde yoksa kimse diye endişe duyulurdu.
ya şimdi, her evde bir türk kanalı seyrediliyor ve kemal sunal konuşmalarının yerini daha başka konuşmalar alıyordu.
telefon etmek için artık telefon kulübeleri beklenmiyor, her an elinden düşmeyen cep telefonu ile de karşındakine ulaşabiliyordun.
ülke kalkmış almanyanın içine girmişti sanki!
fakat almanyanın gizemi türkiyede yaşayanlar için hala bir sır. oralar hala cennet olarak gören hayal yolcularını varlığını burada yaşadığım süre içinde gördüm.
türkiye almanyada yaşayanları artık euro olarak görmüyor şimdi lobi olarak görmeye başladı. roller değişmiş, bu rollere uygun vatandaş aranıyordu.
hala da bulmuş değil türkiye, aramalarını sürdürüyor.
lobi ne demek?
hiç düşündünüz mü?
lobi, almanya içinde türkiye çıkarlarını hangi koşulda olursa olsun korumak anlamına geliyor.
yani türkiyede diyelim ki, geçmişte olduğu gibi sivas katliamı yapılsa, lobi faaliyeti içinde olan bu katliamı eleştirilere karşı savunmak zorunda!
yani gözünü ve kulağını uluslararası hukuk ve insan hakları kurallarına kapatmak ve ülke çıkarlarını savunmak demektir.
bunu yahudi lobisi çok iyi bir şekilde yapmaktadır.
filistinlilere karşı yapılan her türlü insanlık dışı davranışı her türlü ortamda savunmakta lobi faaliyeti içinde olan yahudi inancına dahil vatandaş.
konumuza döneyim en iyisi..
gelişen teknoloji sonucu daha sıkı ilişkiye giren türkiye kökenli vatandaşlar yaşadıkları toplumdan büyük bir biçimde soyutlandı ve kendi içinde yaşamaya başladı.
almanca bilmeyen almanya doğumlu çocukları görmek artık şaşırtıcı değil!
almanyada değişen yasalardan bi haber yaşayanlar.
yabancılar yasasındaki olumsuz değişimlerin dahi farkında değiller.
eğer farkında olsalar da geçen ve artık çoğunluğun kaybetmiş hükümetin ortakları yeşiller ve sosyal demokrat partilere oy vermezlerdi.
ne yazık ki, alışkanlıklar hemen terk edilmiyor, fakat gelişen teknolojide bazı şeyleri zorluyor.
dün ileri bir geleceği savunanlar, şimdi ırkçı düşünceler içinde yok olduklarını görmek bende şaşkınlık yaratmıyor. çünkü bu kesim gelişmelerden haberdar dahi değiller, haberleri olmadığı içinde yaşamı ıskalamaktalar.
yaşamı ıskalayanlar ise daha tutucu olmaları tesadüfi değildir.
yaşamı ıskalamayın ve güzel günler geleceğinden şüphe duymayın!
iyi pazarlar..

23.10.2005
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: