25 Eylül 2008 Perşembe

Halk başbakanın ağzı ile konuşursa neler olur?

Halk başbakanın ağzı ile konuşursa neler olur?

- Şiştt lan, oradan bir kilo ayva koysana!
-????
- Ayva, ayva dedim lan, anlamıyor musun?
- Tamam da hemşerim bunu manavdan istesen!
- Ne demek lan, ayva istendin mi, gelir! Bizim raconumuzda nereden istendiği değil, istemek önemli!
- Hemşerim, bizim buralarda böyle konuşulmaz! Üslubunuza dikkat etseniz!
- Ne demek lan, bana nasıl konuşacağımı mı öğreteceksin! Hoop dedik anaadın mı?
- Hemşerim sen kavga mı arıyorsun, nedir bu durum? Hayır, ben ne seni tanıyorum, ne de sen beni, aramızda bir şey olsa tamam anlarım da durduk yere, adamı günaha sokma!
- Ne istediysem onu ver dedim, anadın mı, yoksa bende kavga istemem durduk yere!
-????
- Ayva dedik değil mi?
- Ayva burada olmaz, manava gitmeniz gerek!
-????
- Manav mı? Bura market değil mi?
- Yok kardeşim!
- Yok öyle kardeşim filan, ama neyse! Bizim görüşten olanların hipermarketleri var, istediğini bulabilirsin! Ayva iste ayva var, havlu iste, oda var, hatta üzerine ismini bilem yazarlar!
-????
- Bazı alçaklar var, bizim parti iyi çalıştığında çamur atarlar, yalan söylerler. Allah adına kandırdığımızı yazmışlar. Biz hiçbir zaman kandırmadık, neysek oyuz!
Halkın dilini kullanırız, halkın sesi olduk! İlk defa halk kendisini bizde buldu. Kömür gitmiş, pirinç gitmiş… Gitmesinde aç mı kalsınlar, kara kışta donsunlar. Bizim dinimiz ne der; ‘komşun açken, sen tok olamazsın!’ O halde biz halka eşit dağıtıyoruz! Olmayana veriyoruz, sevap işliyoruz…
-????
- Deprem evleri olmammış diyorlar, hangi alçak der bu lafı, hangi depremden donra açıkta kalan var? Bak bizim TOKİ’ye, yoksula verdiği gibi, evi olmayan milletvekiline de ev vermiş, ne olmuş? Milletin vekilinin evi Ankara’da olmayacak, sonra diyeceksin ki git ev tut! Elbette vekilim ev de tutar, satın alırda, oda vatandaş. Vekil oldu diye ev mi almayacak? Memura lojman varda, vekilime mi olmayacak, ama başbakanım halk nerede oturuyorsa vekilimde orada oturacak dedi ve o korumalı sitelerden çıktı! Meclis lojmanında oturmayan vekilim elbette bütçesine uygun ev alacak! Parası ile değil mi?
-????
Bunların hepsi müfteridir! Çamur at, izi kalsın!
???
- Bir de biz altın dağıtıyormuşuz! İspatlayamayan şerefsizdir, namerttir!
-???
- Yandaş medya diye tutturmuşlar, kartel medyanın yaptığını görmezler! Adama bak, pazarlık bile yapmış, yok bilmem nereye şunu yapmak istiyor, ya verirsin ya da … diye tehdit etmiş, görüyor musun? Bizler neler gördük, neler? Bak bir medya patronlarına, şimdi bize muhtaç oldular, kim ile uğraşıyor, bilmiyor, bizi eskileri ile karıştırıyor!
-???
- Bizim dönemimize hürriyet oldu, bak asker görevinin başında, bizde görevimizin başındayız. Her kes istediğini konuşuyor, yazıyor. Şu öldürülen gazeteci olmazsa her şey iyi olacaktı, onun ölümüne sebep olanlar bak hepsi cezasını çekiyor, siyasi irade olunca nasıl oluyormuş, görüyorsun değil mi?
-???
- Enflasyon yok oldu, fakat içimizde bir ukde kaldı, onu da yakında gerçekleştireceğiz, Allahın izni ile ve bizim dönemimizde türban yani namusumuzun sorunu çözeceğiz!
-???
- Söz sözü açınca insanın ne kadar çok söyleyeceği şeyi varmış, bana ayvamı verinde gidem!
- Burası manav değil kardeşim, burası berber! Berberde ayva ne gezer?

23 Eylül 2008 Salı

Günün fotoğrafına bakarken…

Günün fotoğrafına bakarken…

Günün fotoğraflarına bakıyorum, bir yanda podyumlar, öte yanda sefalet içindeki dram.

Günün fotoğrafı dünya geneline baktığımızda; acıyı, mutluluğu, kutlamayı ve son nefesi görmek mümkündür. Bir yanda hastane önlerinde acı içinde bekleyen aileler, öte yandan yeni doğmuş bebeği kucağına almış sevinen bir anne. Her an ve saniye zıtlıklar yaşanmaktadır. Zıtların birliğidir dünyamız. Anlık yaşamımıza çelişkileri göremeyiz, fakat geçmiş yaşam çizgimiz içinde ne kadar çeliklikler içinde olduğumuzu bir düşünün!

Günün fotoğraflarına bakıyorum, bir yanda şeref sözleri havada uçuyor, öte yandan şerefsiz! Bir yandan paralar başka yere aktarılıyor, öte yandan cebinde para kalmayanlar bir küçük yardım için birbirini eziyorlar.

Günün fotoğrafına bakıyorum, tutuklananlar ve tahliye olanlar. Tutuklananlar ya da gözaltına alınanlar neden alındıklarını bilmeden, sorgu odalarında hadi anlat diye soru ile karşılaştıklarında, ne anlatacağını bilemez şekilde kelimeleri ağızlarında yuvarlarken düştükleri durumu göremezler. Onlar için dünya artık o sorgu odasıdır. Geçmişin hesaplaşması olarak konulur sorgu odası. Sorgu odasından her zaman doğru şeyler çıkmaz, çünkü sorgudan geçmiş ve suçsuz olduğu halde idam edilenler, geçmiş tarihimizin içinde bol bol durmaktadır.

Sorgulamak bir kırılmadır, kırılma yaşandın mı geçmiş ile uzaklaşmayı içinde barındırır. Sorgudan geçenler geçmişi nostaljik olarak görür ya destanlaştırır ya da yok sayar! Sorgu yaşam çizgisi içinde kırılmanın bir noktasıdır.

Alkol içenler ile içmeyenlerin kavgası yoktur, fakat kutsal günler olarak kabul edilen günlerde alkol içenler ve satanlar hep saldırı altında kalır. Alkol kullananların bu hakları o günler içinde hak değilmiş gibi algılanır. Toplumu homojen görmek isteyenler, kafalarına uymayanlara karşı saygısız ve saldırgandır. Kutsallık adına günün fotoğrafı içinde kaç kişi hayatını kaybetmiştir ya da yaralanmıştır?

Kutsal kavramı görecelidir, biri için kutsal olurken, öteki için kutsal olmaz. Hindistan’da inekler kutsal görülürken, burada rahat rahat döner yiyebilmekteyiz. Onların kutsal saydığını burada yiyecek olarak tüketiyoruz! Bizim için kutsal olanlar ise başka yerde ya da bulunduğumuz ortamda tüketiliyordur! Dünya çelişkiler yumağıdır!

Günün fotoğrafına bakıyorum, kiralık daireler ve işyerleri artarken hala her şey yolunda diye propaganda yapılmasına onay verenler ve alkışlayanlarda bu fotoğrafın içindedir. Çalışanların gelirleri azalırken, belirli ticaret erbapların kasalarını dolması doğal karşılanmakta ve onaylanmaktadır. Allah adına kandırdığı ve para topladığı mahkeme tarafından dahi onaylanmış bir yapı için gönüllü bulma sorunun olmaması nasıl açıklanır? Bir damlacık yardımın eline konduğunda her türlü bildiği duayı okumadan duramazlar. Bir damla yardıma muhtaç olanların varlığı, büyük günah işleyenlerin görülmesine perde örüyor olabilir mi?