Geçmişi unutma!
Liberal basında ve AKP yandaş
partiler ve örgütlerde ayrılıklar oluyormuş, olması da doğal, çünkü
estirdikleri karalama kampanyasının boşa çıktığı ve hatta bu karalama
kampanyasından kendileri de karaların içinde kalma durumu ortaya çıkınca; ayrılık
kaçınılmaz oluyor, çünkü her karalama kampanyasından da bir sınırı olduğu gerçeği
ile karşı karşıyayız. O sınırın çizgileri kişilerden kişilere göre değişir,
fakat sonuç olarak ortada çamur attıkları insanlar ve olaylar olduğu yerde
duruyor. (belki kendileri kişisel olarak çamur atmadılar ama çamur atanlar ile
aynı ortamı paylaşmadan dolayı çamura ortak olmuşlardır.)
Kendileri bu karalama
kampanyasında bugüne kadar taraf olduklarını unutup, sanki ak kaşıktan çıkmış
gibi karalama yaptıkları çevrelere gülümsemeye çalışıyorlar, hatta geçmişte
yaşanmış ilişkiler kullanılarak o çevrelerin içinde kendilerine yaşama alanı
bulmaya çalışıyorlar.
Taraf Gazetesinde gönüllü
yazarlık yapan biri, 1 Mayıs 77 olaylarını solun üzerine yıkmaya çalışan eski
Aydınlık Gazetesi yazarlarına tepki olarak gazetesinden ayrılmış. Bu ayrılık elinin
kirini temizlemez, sadece daha fazla kirlenmesini engeller, çünkü Taraf
gazetesinde gönüllü olarak yazı yazanlar, bugüne kadar sola karşı yapılmış
küfürlere ortak olmuş demektir, solu Ergenekoncu olarak göstermek için uydurulan hikayelere
ortak olmuş demektir...
Sola küfreden ve solmuş
gibi kendilerini gösterenler AKP destekledikleri unutulmasın, bugün yaşanan her
olumsuzluluğun yandaşı olarak Taraf Gazetesi ve DSİP vb. içinde kümelenmiş
liberal eski solculardır...
Taraf gazetesinde gönüllü yazı yazanları unutmamak
gereklidir, çünkü orada gönüllü yazanların olanak bulduklarında çıkarları ne
gerektiriyorsa orada olabileceklerini bilmekte fayda vardır... Onlardan dost,
omuzdaş olmayacağı, olamayacağını bilmek için bir kenarda not olarak durmasında
fayda vardır...
Tarihimiz içinde
yenilgilerimizin temelinde bu geçmişi unutmak yatmaktadır. Geçmişi unutmamak ve
kişilerin sözlerine değil, davranışlarına ve geçmişine bakarak ilişki kurmakta
yarar vardır. Kişilere geçmişinde yaptıklarına bakarak değer verilmesi
gereklidir, bugün ne söylediği o kadar önemli değildir. Bazıları için süslü laflar,
lüks kıyafetler içinde ağır abi rolü oynayanlar önemli olabilir, ünü, unvanı,
kariyeri birilerinin gözünü boyayabilir ama gerçek her zaman ortadadır. Çünkü
sola küfredenler, sola suç yükleyemeye çalışanlar; çıkarları gereği yapıyorlardır,
bir yerden bir beklentisi vardır. O beklentileri karşılanmadığı zaman geçmişte
içinde bulundukları çevre ile ilişki içine girmek için fırsat kullanırlar. Bizlerin
için bu kişilerin çıkarları gereği yaptığı dönemi unutmamak gereklidir, çünkü
onlar yine çıkarları gereği başka şeyler yapmayacağını kimse garanti edemez.
Çevremiz geçmişin kirleri
ile kirlenmiş insanlardan tamamı ile temizleyemeyiz, steril ortam hazırlayamayız,
zaten öyle bir çevrede yoktur, o halde kirler ile birlikte ama kirlere karşı
dirençli bir ortam yaratarak birlikte yaşayabiliriz. Elleri kirli insanlar ellerini ne kadar yıkasalar
da yıkasınlar kirleri hep tırnaklarının arasında kalacağını unutmamak
gereklidir. Etrafımızda tırnakları kirli (çamur atanlar, ispiyonlar, muhbirler,
korucular, itirafçılar…) olacaktır, hatta onlardan olduğu halde bilmeden
çevremize almış olabiliriz, hatta bu kirli insanlara çevremizde paye vermek
isteyenler olabilir, yeni bir çıkar ilişkisi kurulabilinir, fakat unutmamak
gereklidir, unutursak eğer, onların suçuna ortak oluruz.
Bugün AKP iktidarını kısa
da olsa çıkarı gereği destekleyenler, onlar ile birlikte hareket edenler,
kamuoyu oluşturanlar bilmelidir ki, okullarda dağıtılan bozuk süte de ortak olmuş
olurlar. Çünkü onların desteği ile o özgüveni AKP kendisinde duymuştur ve sorumsuzca
hareket etmeye devam ediyor. İktidarı desteklemek demek; dolaylı vergilere, HES
adı altında doğanın yağmasına, B2 yasası ile orman arazilerin talanına, duble
yollar ile bereketli toprakların tarımdan uzaklaştırılmasına, çocukların ucuz
işçi olmasına, kadın cinayetlerine, rant için yeni güzergahların ve
yapılaşmanın önünün açılmasına, sanatı AKP propagandası için kullanılmasına,
devlet memurunun AKP memuru haline getirilmesine, sendikal mücadeleyi yandaş
sendikalar içine hapsedilmesine, kıdem tazminatın yok edilmesine, güvencesiz iş
yasasına ortak olmak demektir.
Geçmiş ile yüzleşmek adına
geçmişin yeniden yazılmasına, katilleri masum hale getirilmesine, azınlıkların
haklarını yurtdışında savunup, içeride azınlıkları yok sayılmasına, ibadet
özgürlüğü savunulurken Alevilerin ibadetinin görmemezlikten gelinmesine,
asimilasyon politikalarının en katı şekilde uygulanmasına, Kürt sorunu adının
konulmuş olmasına rağmen, çözüm için adım atılmamasına, kendisine göre muhatap
yaratılmasına ortak olmak demektir.
Bugüne kadar yaratılan
toplumsal kirlilik, bilgi kirliliği, çamur atma ve izi kalması politikasını
kararlı bir şekilde yürüten erk sahibine destek verenler; bu kirliğe ortak
olmuş demektir, onların iktidarının güçlendirmek için propaganda aracı olanları
unutmamak gereklidir. Unutmak demek, demokrasi yerine katiline aşık olmak
demektir. Demokrasi için, özgür bir dünya için, bir arada yaşama kültürünü
oluşturmak için geçmiş unutmamak gereklidir.
İsmail Cem Özkan