20 Haziran 2012 Çarşamba

Vedat Milor Seçimi


Vedat Milor Seçimi

İstanbul’un leziz bir lokantası olan Frankie’de Vedat Milor ve ekibi ile buluşmaya gittim. İstanbul sıcağının rüzgar ile buluştuğu bir günde Nişantaş’a ulaşmak için Demokrasi parkının içinden yürüyerek gittim.
Adını çok duyduğum ama içine hiç girmediğim bir alışveriş merkezinin karşısındaki otelin en üst katında bulunan Frankie restourant’ında Vedat beyi bekleyen Türkiye şarap tadımı konusunda yeni bir masa kuran ekip ile buluştum. Türk Sommelier Masası ekibini her zamanki sıcak bir sohbetin içinde buldum.
Frankie İstanbul’un boğaz girişini tepeden gören bir yer, İnönü stadını üstten sıyıran bir görüntü içinde, rüzgarında verdiği bir serinlik içinde sıcak bir sohbetin içinde Vedat Milor seçimlerini yurtdışından getirmek ile sorumlu olan arkadaşımızın kısa bir tarihçe bilgisi içinde İtalya’dan ithal ettikleri köpüklü şarap eşliğinde sohbete başladık.
İstanbul her an bir kaosun içindedir, bu seferki göz göre göre, haberlerden anons yapıla yapıla oldu ve şehrin ana caddeleri tıkandı, yol bakımı için. Yollar tıkanırda insanlar randevularına geç gelmez mi, elbette geç kalmak doğaldır ve zaman kontrolü bu şehrin kaosu içinde yapmak büyük beceri ister. Vedat Bey ve eşi biraz gecikerek de olsa geldiler ve onların gelmesi ile şarap tadım yapacağımız masaya doğru yol aldık. Vedat bey kısaca masa etrafındakilerini tanımak ile başladı ve bu buluşmanın büyük bir anlam barındırdığını belirtti. Yeni bir işe, işi bilenlerin düşünceleri ile başlamak istediğini ve görüşlerin çok önemli olduğunu vurguladı, çünkü Vedat Milor kendi isini verdiği şarap ithal etmişti ve kendisine güvenenlere bu şarapları öneriyordu. Vedat Milor önerisi olan şaraplara acaba Türkiye Sommelier Masası ne diyecekti?
Şarap seçiminde asitliğin çok önemli olduğunu ve kendi seçiminin daha çok asitliği öne çıkmış olan kendisini hemen fark ettiren şaraplar olduğunu vurguladı. Bu şarapların etli yemekler, kebap vb gibi Türk mutfağı içinde damak tadımıza uygun şaraplar olduğunu vurgulayarak söze başladı. Şarap seçiminde sanayileşmiş ve ismi öne çıkmış markaların yerine amatör ruh ile üreten üreticiden direkt şarapların ülkemize getirtilerek şarap kültürümüze bir katkı sunması ve şarap üretimimiz için örnek olmasının önemli olduğunu vurguladı. Her ne kadar yıllardır ülkemizde şarap üretilmiş olsa da gelişen bir alan olduğunu bu alan içinde dünyadan bağımsız değil, dünyadaki gelişmeleri de göz önüne alacağımız bir damak zevkinin oluşması için ortam yaratılması gerektiğini vurguladı. Amatör ruh ile, profesyonel üretim koşullarının olduğu butik şarapçılığının güzel örneklerinden seçki oluşturmaktadır.
Dünyada ki sommelier mesleğinin gelişimi ve bu konuda bir zamanlar dışlananların açmış olduğu yeni bakış açısının bugün ne kadar etkili olduğunu Lary Stone ismi üzerinden örnekledi. Kendisinin Amerika’da öğrencilik yılarlında tanıştığı bu akımın şarap tadımı konusunda nasıl bir çığır açtığını anlattı. 80 yıllarda oluşmuş olan statükoya karşı bir grup sommelier karşı bir bildirge yayınlayarak yeni bir kapının açılmasına sebep olduğunu ve o günden sonra alışkanlıkların nasıl değiştiğine şahitlik ettiklerine vurgu yaptı.
Şarap ithal ederken farkındalık yaratacak, bu seçimin Vedat Milor damak zevkini yansıttığını vurgulayan şaraplar olacağını söyledi. Bu seçimler piyasa içinde markanın öne çıkacağını ve şarap için üretilen üzümlerin yıllarının da önemli olduğunu söyledi. Bazı markalar bazı yıllar için çok iyi verimli şarap elde ederken bazı yılarlın vasat olduğunu ve aynı tadı vermediğini belirtti. O yüzden seçim için kalitenin önemli olduğunu ve vasat yılların ürünleri yerine kaliteli ürünleri şarap severlere sunulacağını vurguladı, hali hazırda var olan seçki de buna göre belirlendiğini belirtti.
İthal edilen şarapların içinde organik ürünler olduğunu ama bizim etiketler konusundaki yasamız bu konuda vurgu yapmamızı engellediğini vurguladı. Şaraplarda iyi ve kötü şaraplar olabileceğini ama esas önemli olan unutulmayan şarap olmasıdır.
Türk sommelier masası ithal ürünlerde bir sorun yaşandığını ve genelde ülkemize vasat yılların ve Avrupa ve Amerika piyasasında pazarlanamayan ürünlerin getirildiği konusunda düşünce belirtmesi üzerine, Vedat Milor bu konuda yaşanan örneklere bakarak haklılık payınız varır ama ülkenin gelişen ekonomisi içinde bu durumun değişmeye başladığını ve değişeceğini vurguladı.
Şarap ithalatı konusunda gümrüklerde sorunların var olduğunu ülkemizin vergilerinin çok yüksek olduğu vurgulandı. İthalat sektöründe yaşanan sorunların zaman içinde aşılabileceğini vurgusu içinde tadım yapılan şaraplar konusunda Türk Sommelier Masası üyelerinin görüşleri alındı. Genelde olumlu karşılanan şaraplar, piyasa içinde müşterilere önerileceğini ve aranacağı umudu içinde tadım sona erdi.
Tadım sonrası yemek eşliğinde üç ayrı şarabın tadımı ve yemek ile şarabın uyumu bulunduğumuz lokantanın mutfağının hünerleri de konuklara sunuldu. Vedat Milor hangi şarabın yanında nasıl bir yiyecek olması gerektiği konusunda da önerileri bulunmaktadır, bu  konuda çıkarılmış olan broşüründe kısa bilgiler yer almaktadır. Şarap tadımcısı olmadığım halde, benim damak ve ağız zevkime uygun şarap eşliğinde yemeklerin tadını ve şarabın tadını güzel bir sohbet eşliğinde hissederek ve teşekkür ederek bu anları elimdeki fotoğraf makinesi ile ölümsüzleştirmeye çalıştım.
Vedat Milor ile güzel bir İstanbul günü yaşadığım için mutluydum, düşüncemin ve dünyaya bakışımın biraz daha genişlediğini hissettim. O gün bir şeyler öğrendim, öğrendiklerim tercihlerimi ve seçimimi etkileyecek diye düşünmekteyim… o gün emeği geçen herkese teşekkürler…
İsmail Cem Özkan