Cinayetler birbiri ile akrabadır.
Cinayetleri incelerseniz eğer bir biri ilişki içinde
olduğunu görürsünüz, tetik çekenler değişik olabilir ama içeriği, yöntemi,
ortamın hazırlanışı ile bütün cinayetler birbiri ile bir anlamda akrabadır.
12 Eylül öncesi ve sonrası işlenen siyasi cinayetlerin akrabalığı
daha fazladır. Hükümetler, aktörler değişmiş olmasına rağmen bütün cinayetlerde
ortak bir eli görmek için falcı olmaya gerek yoktur, sadece dikkatlice bakın
akrabalık ilişkisini bulursunuz. Çünkü yaşadığımız günler çıkarlar üzerine
kuruludur, bu cinayetlerden kimler karlı çıkmıştır, onu düşünün yeterlidir.
Abdi İpekçi öldürüldüğünde iktidarda olanlar, tetiği
çekenler ile bugün Turan Dursun cinayeti arasında organik bir akrabalık ilişkisi
ilk anda göremezsiniz, fakat biraz dikkatlice bakarsanız görebilirsiniz, çünkü
her iki cinayetin gerçek tetikçileri muğlak olarak gözükse de gerçek anlamda
onları ölüme itekleyen görünmeyen el ve ölümlerden çıkarı olanlar hala sis
perdesinin arkasında kendilerini gizlerken, sonuç itibarı ile bu cinayetlerden
kimlerin ve hangi siyasi sonuçlar elde edildiği ortadadır ve sonuçlara bakarak
bu cinayetler arasındaki akrabalığı ve cinayetin oluşması için ortam
hazırlayanların niyetlerini parmak izi olarak tarihin sayfalarında bulabiliriz.
Bedreddin Cömet ile Uğur Mumcu cinayetlerinde de aynı ortak
noktayı yakalayabilirsiniz. Biri 12 Eylül öncesi, öteki 12 Eylül sonrası
işlenmiş cinayetler olmasına rağmen ortak bir parmak izi cinayetlerin dosyalarında
durmaktadır.
Kemal Türkler ile Bahriye Üçok cinayetleri bir biri ile hiç
alakası yokmuş gibi durur, fakat siyasi sonuçları itibarı ile bakarsak bu
cinayetlerden kimler yararlandı, kimler acı çekti diye kendi kendimize sorarsak
eğer, bir akrabalık yakalayabilirsiniz.
Ülkemiz kurulduğu günden beri seri siyasi cinayetler yapıla
gelmiştir, bir çoğunun tetikçisi dahi ortada yoktur, cinayetler delil
yetersizliğinden, zaman aşımından dosyaları kapanmış, bazılarının ise tetikçisi
yakalanmış olsa da cinayete teşvik edenler hiçbir zaman perdenin arkasından gün
yüzüne çıkarılamamıştır.
Bu cinayetlerin siyasi sonucu genelde sağ iktidarların daha
güçlenmesi ile sonuçlanmıştır. Birileri ülkenin kaderini sağ iktidarlar ile
çizmeyi kendisine ilke edinmiş ve sürekli olarak sağı beslemektedir.
Cinayetler elbette sadece ulusal sınırlar içinde bir biri
ile akraba değildir, global dünyamızda cinayetlerde sınır tanımadan bir biri
ilişki içindedir ve akrabalık bağları artmıştır.
Arap baharının önemli ülkesi Mısır’da Amerika yanlısı
iktidar, hızla yaratılan bir ortam ile demir kafeste yargılanır hale
getirilmesi ile, bizde orgenerallerin mahkeme önünde yargılanması arasında bir
akrabalık ilişkisi vardır. Büyük biraderimiz
gerek gördüğünde, işine gelmeyeni, kendine sadık adamları bile öğütmekten
çekinmemektedir, yerine gelenler ile büyük projelerinin bir parçası
yapabilirken, ülkelerin yaşam kaliteleri, tercihleri, tüketici alışkanlıkları da
büyük biraderin istekleri yönünde kontrollü ama hızlı bir şekilde değişime uğramaktadır
ve bu son değişimler arasında da bir akrabalık ilişkisi söz konusudur.
Bu akrabalık ilişkilerine uzaktan baktığınızda bir anlam
verilirken, yakında baktığınızda çıkmaz sokakta olduğunuzu hissedebilirsiniz. Ve
bütün cinayetlerin, sadık adamların öğütülmesi mantıklı bir sonucunu
yakalayamazsınız. Çünkü bizler her daim görünenler üzerinden olayları
yorumlamaya alıştırıldık ve görünenler her zaman görüldüğü gibi değildir. Cinayet
romanlarında, filmlerinde bu genelde vurgulanmasına rağmen, yaşamda o kadar
akılcı ve ilişkileri izleyemeden fikir sahibi oluveriyoruz. Gündem değişiklikleri
içinde aptallaştırılıyoruz. Cinayet işleyen; kutsal bir amaç için cinayet
işlediği düşünürken, ölenler genelde suçlu ve tarih içinde kaybettikleri için cinayeti
teşvik eden olarak görülür. Katiller kahraman ilan edilirken, değişim ile
ölenler vatan haini unvanı dahi alabilirler.
12 Eylül öncesi siyasi ortam, öncelikler, yaşam kalitesi,
yaşama bakış çok farklıydı, ne oldu da 30 yılda bir birine bu kadar zıt konuma
geldik? Bu soruya yanıt verirken o dönemde işlenen cinayetler, yasal
düzenlemeler, tüketim alışkanlıklarımıza bakın ve büyük birader olan ülkelerdeki
değişime ve o ülkelerdeki tüketim alışkanlıklarını inceleyin. Bir akrabalık
ilişkisi ile karşı karşıya kalabilirsiniz… Bizim değişimimizden kimler yararlı
çıktı, kimler bizim siyasi cinayetlerimiz ile yakın ilişki içinde olduğunu
araştırın, şu anda düşündüğünüzden ve tepkilerinizden farklı bir konumda
olabilirsiniz…
İsmail Cem Özkan