Görmemişin
bi madalyonu olmuş…
Görmemişin bir madalyası olmuş, tutmuş
bayrağını vücuduna sarmış... Faşizmin yaşandığı ülkede sporcu olmak duruş
ister, eğer duruşunuz yoksa faşizmin bir propaganda aracına dönüşürsünüz ve
faşizmin propaganda bakanlığı istediği gibi kullanacak ve zamanı geldiğinde
çöpe atacaktır.
Nazi döneminde başlayan bu gelenek bugünde
devam ediyor. Faşist ülkelerin sporcuları madalya kokladığı an bir anda ünlü
oluyor ve bayrak şovu yapıyorlar...
Nazilerin dünya şampiyonu boksörünü anımsayan
var mı? Nazi Almanya’sında gazetelerde çıkan boy boy haberlerden ve
görüntülerden haberi olan var mı? Hadi o kadar uzağa gitmeyeli, bizim atom
karıncamız, haltercimiz adını anımsayan var mı? Haltercimiz altın madalya
alırken cezaevlerinden çıkan işkence seslerini dışarıdaki sevinç çığlıkları
bastırıyordu...
Atatürkçülük yıllardır savunulur durulur ama
Atatürkçülük denilen şeyi 12 Eylül rejimi mezara koydu, şimdi savunulan
anladığım kadarı ile sanırım karikatür olanı... Benim gördüğüm ve bildiğim tüm
Atatürkçüler liberal ekonomiyi savunuyor. Planlı programlı bir ekonomi onlara
ucube geliyor...
Çevremizde görmüşsüzdür, her önüne gelen bugün
yaşananları sola yükleme telaşı içindedirler, vur abalıya demiş atalarımız, her
şeyi solun üzerine yıkarak vicdan rahatlatmayı seçenler, suçladıkları soldan da
bir haberlerdir. Bu ülkenin bu şekle gelmesinde hiç bir suçu yoktur, çünkü
iktidar erkini hiç alamadılar... İktidar kimin elindeyse o bu hale getirdi...
İktidar da ülkemizde her zaman Amerika’nın dediği oldu, o yüzden bu ülkenin bu
hale gelmesi ne sağın ne de solun işidir, Amerikan politikasının ürünüdür...
Atatürkçülük yok, hiç olmadı da... Olduğunu
söyleyenler hep tarih bilgisini saptırarak verdiler... Yeni bir ideoloji
yaratmaya çalıştılar... Arada tampon olarak... Ama olamadı, çünkü liberal
ekonomi savunuculuğu her şeyi kullanıp çöpe attı... Liberal ekonominin sonunda
omurgasız, biçimsiz, moda değim ile ucube bir şey ortaya çıktı. Sistemin
yarattığı sorunları çözme yerine kolaj yapmaya ya da estetik yapmaya gidildi...
O durumda birileri de gelir, senin devletini biçimlendirir...
Çok kültürlü, çok dilli, çok dinli bir ülkeden
tek bir doğrunun olduğu ülke yaratılmaya kalkıldı...
Atatürkçülük adına ılımlı İslam gerçekleştiren
Amerikan ordusunun neferleridir(!), onlarda şimdi yargılanmamak için hastaneden
rapor alma telaşındalar, çünkü işleri bitmiş, Amerika’nın kullanıp attığı
çöplükteler... Bugün ki iktidarda yakında onların yanına gidecektir, Amerika
kullanır atar, attıklarının hali nasıldır diye bakmaz...
Sol bağımsız, özgür bir Türkiye ütopyasına
sahiptir.... Bu arada sol dediğimin içinde CHP yer almaz, CHP AKP'nin
karikatürü gibidir, durduğu yeri bilemez konumda ve AKP gündeminin peşinden
koşar... O yüzden Erdoğan’ın dalgası içinde kendisini savunmaya çalışır...
Ben; tek doğruların yaşadığı, tek dilin, tek
dinin, tek ulusun yaşadığı bir ülke istemedim. Bir arada yaşama kültürünün
geliştiği, insan haklarına saygılı, doğa ile barışık bir ülke hayal ettim...
İktidar olanlardan her daim uzak durdum, çünkü iktidar olmak demek (var olan
çağda ) işlenen cinayetlere ortak olmak demektir... Ben daha başka şey
istiyorum, Sait Faik duyarlılığında, Yaşar Kemal dilinde, Orhan Veli
sadeliğinde, Aziz Nesin çalışkanlığında bir yaşam istedim... O yüzden sol
düşünceyi savundum, savunuyorum... Bir arada yaşamak için kendi duruşumu
belirledim... ABD’nin ülkemizdeki politikalarına ancak solcular izin vermez, o
yüzden ABD emperyalist düşüncesine karşı olduğu için solcu oldum... ABD
politikasına doğru diyen herkesi karşıma aldım, arkadaş dahi yapmadım kendime,
biliyorum ki, ABD düşüncesini savunmak demek, çıkar için ilişki kurmak anlamına
gelir...
Görmemişin bi madalyonu olmuş, Türkiyem
Türkiyem şarkısı söyleyen sanatçı gibi bayrağı vücuduna sarmış, olayı
izleyenlerden de ondan gurur duymuş...
Sanal dünyada bayrağa sarılı sporcunun resmini
/fotoğrafını paylaşmış...
İsmail Cem Özkan