c
Kader kavramını pek irdelemedim fakat ben kader kavramını
halkın kullandığı anlamda kullanacağım, ortak gelecek ve geçmiş…
Bir uçağa, otobüse, metroya, metrobüse, dolmuşa, trene,
vapura bindiğiniz an o an için o yolcular ile kader ortaklığı kurmuş
oluyorsunuz. Hatta bir caddede kalabalık içinde olduğunuz an, hiç tanımadığınız
ve hayatınızda o an dışında belki hiç görmeyeceğiniz insanlar ile kader
ortaklığı kurmuş oluyorsunuz. Bir an, bir olay olduğunda, sonucunda hastaneye,
başka yere gitmek zorunda olduğunuz insanlar ile o anlık için bir kader
ortaklığınız oluyor. O olaydan yaralanmamış iseniz ve tanık olmayacaksanız o
anlık travmadan hemen çıkabilirsiniz, hatta akşam haberleri seyrederken ben
oradaydım diyebilirsiniz. Olayın yaşadığı an kader denen kavram ortaya gelir ve
oturur.
Her yolculuk bende bu kavramı yeniden canlandırır, hangi
araç ile gidersem gideyim yolculuk boyunca o araç içindekiler kader ortağı
olmuş olurlar. Uçak yolculuğundan o yüzden hazmedemem, çünkü kader ortaklığının
sonucunda yolcuların büyük bölümünün kaderi yaşamın noktalanması aynıdır. Hangi
geçmişten, hangi umutlar içinde olursanız olun, hatta bir birinize zıt
düşünceden, yaşam biçiminden insanların olduğu o araç sizi ortak bir kadere
yolculuk boyunca bağlıyor. Kazasız, sorunsuz bitirdiğiniz her yolculuk bir
kader ortaklığınız bozar…
Hiçbir şekilde yan yana gelemeyeceğim insanlar ile
yolculukta aynı havayı paylaşmak bende karmaşık duygular yaşatır her yolculuk
sonunda bu karmaşık duygular buhar olur uçar. Fakat daha uzun bir yolculuk var
ki, o da hayatımızın büyük bölümünü geçirdiğimiz, atarımızın ve bizim ülkemiz. Bir
ülkenin kader çizgisi içinde yaşaya insanların ortak kadaeri o ülkenin içinde
olduğu sorunlar ve savaşlardır. Hiç beklemediğiniz bir anda bir ülke savaşa
girmesi, terör olayları ile kan ile yıkanması bir çok insanın kaderinin
ortaklaştırıyor. Hiç alakanız olmayan bir çok toplumsal olay sizin de sırtınıza
kambur olarak yapışır ve her gittiğiniz toplum içinde o kambur sürekli
anımsatılacaktır. İşte bizim ortak kaderimiz içinde o kamburlardan biri Ermeni
Tehcir olayıdır. Ne yazık ki kaderimiz bizi yaşamadığımız, tasvip etmediğimiz
bir olayın ortak kaderi yapmıştır.
Yakın tarihimiz içinde Şemdinli, Sivas, Antep, Dink… cinayetleri
toplumumuzun üzerine kambur olarak yapışmıştır, üstelik hiç birimiz o olayı
tasvip etmediğimiz gibi, karşı olmamıza rağmen sorumluluk ortaktır. Kader ağlarını
öğle örer ki, bir anda hem kurban hem de katili yapabilir…
İsmail Cem Özkan