6 Kasım 2012 Salı

Sözüm meclisten dışarı!


Sözüm meclisten dışarı!
Üzülerek paylaşıyorum açlık grevinde yer alanların fotoğraflarını, bu gencin bu hale gelmesinde esas suçun sende olduğunu düşünüyorum, duyarsız, eğlencesine düşkün, gününü gün etmek için fırsat kollayan sen bu gencin bu hale gelmesini görmezden geldin. O dedin PKK'lı, o Kürt, o Alevi, o Zerdüşt, o Gavur dedin, onu hep görmemek için öteye ittin...
Bizde açlıktan ölüm yok diye düşündün, açlıktan ölen yüzlerce insanı görmezden geldin…
Biz bir birimize yeteriz dedin, aslında her şeyin kıt ve yetersiz olduğunu düşünmedin.
Parası ile değil mi dedin her şeyi satın alacağını düşündün, gerek olursa gider Avrupa’dan, Amerika’dan satın alırsın...
Ama insan canı, insan yaşamı satılmayacağını hiç düşünemedin...
Hep bir şeylerin arkasına gizlendin, işin gücün var, onu kaybetmemek için sesini kıstın, görmezden geldin, kendince hep haklısın, hep bir şeyler var yaşamında kaybedeceğin ve o ölüm döşeğinde olanlar yakının değil, o yüzden uzakta olan senin için haberlerde duyduğun birkaç dakikalık haber ve unutup gideceğin şey… yaşam devam ediyor ve bireysel ihtiyaçların senin toplumsal ihtiyaçlarının üstünde… Yıllardır öğrettiler her koyun kendi bacağından asılır, duyarsız oldun, duyasızlaştırıldın.
Gördüğün bir trafik kazasında dahi ne olmuş diye arabanı yavaşlattın, trafiğin tıkanmasına arkadan gelen ilkyardım aracının çığlığını dahi duymaz oldun, yaralı ve parçalanmış şeyler bakıp gittin. Akşam haberlerde o görüntüyü gördüğünde işte bende oradaydım dedin…
Bana dokunmayan yılan çok yaşasın dedin, gelişmeler karşısında homurdandın ama sesini çıkarmadın.
Her ay gelen zamları kanıksadın, olmaz bu dedin ama sessizce uyum sağladın…
Suçu hiç kendinde aramadın, hep suçlu karşı taraftakidir ve güçlü olan hep haklıdır diye gördün. Güçlü olmak için her türlü özveriyi göze aldın, alta kalanı ezmekten çekinmedin.
Çocuklarının geleceği için yatırım yaptın, onlar için her türlü özveriyi gösterdin. Çocuğun okulunu özel kolej olması için gücünün üzerinde çalıştın. İşten atılmamak için, var olan gelirini kaybetmemek için her türlü baskıyı görmezden geldin. Bizim kaderimiz bu dedin, işin seni yorduğu ve hırpaladığı için bırakamadın.
İşini değiştiren arkadaşlarına “ne güzel seçme şansın var, bizim seçme şansımız bile yok” diye gıptayla baktın… Ama riske girmektense bu sürüde birey olmak önemlidir dedin ve hareketsiz ve sessizce kaldın.
Toplumsal olaylar karşısında gaz yiyenleri, coplananları görünce orada olmadığın için şükür ettin, onların kazandığından faydalandığında onların emeği il olduğunu düşünmeden parayı verene şükür ettin.
Demokrasiyi seçme ve seçilme olarak gördün ve her hangi bir partiyi seçim zamanı gidip seçtin ve vatandaşlık görevini en iyi şekilde yaptığını düşündün.
Çocuğunun askerlik zamanı askere güvenli yerde gitmesi için her türlü yolu aradın, kartvizitler taşımaktan hiç alınmadın, bu iş böyle olur diyerek ölen çocukların haberlerini duyduğunda için rahat çocuğun yaşadığına sevindin. Neden bir ülkede insanların çocukları ölür diye sormadın, ölen ve öldürenler üzerine kendince fikir oluşturdun ve onu samimi ortamlarda kimseye duyurmadan çoğunluğun sesi içinde seslendirdin…
Vicdan rahatlatmak için fakire biraz yardım etmeyi ibadet olarak gördün.
Yaşadığın her anını azınlık mutlular olduğunu düşündün…
Senin dışında gerçekleşen araba kazalarını trafik canavarı olarak gördün, bu canavarı neyin yarattığını hiç düşünmedin.
Gazete sayfalarına, internet ekranına, tv haberlerinde canlı bağlantılara yansıyan görüntüler o anlık için rahatsız olmana rağmen, birkaç saniye sonra başka bir görüntü karşısında rahatsızlığını unuttuğunu hiç düşünmedin.
Balıkları çok sevdin, gidip deniz ve göl kenarında avladın.
Bugünlerde ülkemize olağan olmayan şeyler yaşanıyor, dışarıdan savaş nedeniyle göç alıyoruz, çadırlar kuruluyor. Karanlık noktalarda bir şeyler oluyor ama duymuyoruz, hissetmiyoruz. Günlük koşturma ve gündem değişiklikleri içinde karagöz Hacivat oyununa bakar gibi politik oyunlara bakıyoruz. Hangi lider bugün hangisini sözleri ile dövdü? Biraz politika ile ilgiliysek eğer…
Açlık grevleri oluyor, toplumun bir bölümü acısını duyurmak için her gün yollarda, her gün haberlerde gaz yerken görünüyor…
Sadece izliyoruz, onlar işte kapımızın dışındaki öteki… Acı çekenleri artık insan olarak görmüyoruz, kurbanlık bayramında kaçan bir boğanın macerası olarak bakıyoruz.
Gerekçeleri ne olursa olsun açlık grevinde olanları görmemezlikten gelmek demek, onları insan olarak görmemek demektir…
Görün, baskı kurun, sizin seçtiğiniz AKP ile görüşsünler ve yaşama tutunsunlar...
Devlet taviz vermez yalanına inanmayın, devlet sürekli taviz verir...
Kanmayın, kandırmayın kendinizi ölümü durduracak irade sizde...
İsmail Cem Özkan