Çuvaldızı batırmak!
Karikatürcü,
meslek olmayan mesleği yapan kişidir. Çizgi ile mizah olarak kısaca tanımlanan
karikatür, bir anlamda trajik komik olayları izleyicinin gözüne batırandır. İğneyi
hep başkasına batırır ama arada da olsa çuvaldızı kendisine batırması da
gereklidir. Uzun zamandır çuvaldız kullanımdan çıktığı için karikatürcülerde
çuvaldızı kendisine batırmayı unutmuştur!
Karikatürcülerin
değişik kitle örgütleri vardır, bu örgütlerin isimleri değişik değişiktir ve 12
Eylül ile kapatılmıştır. 12 Eylül sonrası açılan ise dernekler yasasında
değişim ile ancak eskisinin karikatürü konumunda olacak bir yapıdadır. Şimdilerde
var olan demokratik kitle örgütleri (DTK) içinde, liberal ekonomistlerin söylem
ile sivil toplum kuruşları (STK) içinde karikatürcülerin oluşturmuş olduğu yapıları
da görürüz.
Liberal
ekonominin yaratmış olduğu sistemde STK’ların bazıları yeni adlarına uygun var
olan erk sahibini eleştiren değil, dokunmayan konumdadır. Çünkü kaybedeceği
gelirleri vardır ve o gelir için her türlü haksızlık karşısında sus pus olmayı “etik”
olarak görür.
Bir çok kitle
örgütü; devletten veya devleti temsilen büyük firmalardan alacağı sponsor
ücreti için var olmayı ve onlardan aldıkları sponsorluk ücretlerine uygun
etkinlikler yapmayı uygun görmektedir. Sağa sola dokunmayan sergiler, rahatsız
etmeyen ve gelenekselleşmiş etkinliklerde gelir getirici masalar açmak,
üyelerinin bazıları için vazgeçilmez gelir kapısı olması önemlidir, çünkü yeni
adı ile STK liberal düzene uygun çıkarına göre hareket etmek zorundadır.
Çıkarların
ilişkileri yönlendirdiği yerde maddi getiri getirmeyenlerin hakları savunmak ve
onlar için bir şeyler yapmak ‘absürt’ bir duruş olsa gerek! STK’lar projeler
üretir ve o projelerden bazıları için maddi gelir anlamına gelir. Projeler için;
AB ve ABD gibi ülkelerin proje veren kurumlarından yardım almak için bir sürü
bürokratik işleri yerine getirir. Proje almak için tanınmış bir kurum olmak
önemlidir, kamu yararına olan kurumlar daha rahat projelerin bütçelerinden
yararlanır. Kamu yararına kurum adını kaybetmemek için her türlü överi
gösterilir ve kamu yararı için devletin kurumları ile barışık çalışılır ve onların
niyetlerine uygun kararlar alınır.
STK’ların
bazıları sosyal dayanışma kurumlarıdır, vakıf adını alan ama vakıf özelliğini
göstermeyen bir çok yapı ile de karşılaşırsınız. Dayanışma tek yönlü olarak
bakarlar ve kurum daha öndedir ve o önde olan dernek, vakıf gibi STK’lara gelir
gelmesi üyelerinin ihtiyaçlarından da önündedir.
Sanat dalları
arasında karikatür yer almaz, alamaz çünkü onu sanat olarak tanıyan Kültür Bakanlığı
ve Çalışma Bakanlığı yoktur ama her yıl o sanat ve meslek olmayan dala bir
bütçe ayırırlar ve o bütçeden yararlanan bir meslek olmayan meslek için
yardımlar yapılır, ortak etkinlikler düzenlenir. Karikatürcü emekli olması için gereken sosyal
kasalardan yoksundur, çünkü meslek değildir. Meslek olanın emekli sandığı ve
sosyal güvencesi olur. Meslek olmayanın sosyal yardımı olur mu?
Dernek,
vakıf vb isimlerde kurulan STK’lar bu açığı kapatmak amacı ile kurulmuş
olmasına rağmen, o konuda yeterli bir çalışma yapamadığı ve yapmadığı bugün
yaşanan süreçten daha iyi anlaşılır.
Ayağını kaybeden
bir karikatürcüye her türden söz telefon ile verilir ama söz gökyüzüne kısa
sürede karışır. Emeklisi olmayan artık yaşlı karikatürcünün evinden çıkarılması
karşısında sessizdir ve ona barınak bulmak için yapacağı bir şey yoktur, çünkü
var olan bütçe yardım için değildir!
STK’lar bildiğimiz gibi (en azından karikatürcüler için) sosyal
yardım yapmıyor, çünkü “karikatürcü milletin hepsi fakir fukaradır birine
yaparsak hepsine yardım yapmak gerek, önünü alamayız” diyen bir anlayış
hakimdir. Var olan gelirin, karikatürcü milleti içinde paylaşılması yılda birkaç
defa verilen lüks lokantalarda gerçekleştirilen yemeği finans edilemez duruma
getirir! Yemek mi daha önemlidir, yoksa ihtiyacı olana verilecek yardım mı? Tercih
yemekten tarafı olmuş ve yemek olunca derneğe uğramayanlar yemeklerde buluşur
olmuş. Hatta bir gözleme göre dernek kongresine katılan üye sayısından daha
fazlası bu yemekte oluyormuş… Ben o gözlemcilerin yalancısıyım, çünkü yemek
müdavimi ve kongre delegesi değilim.
STK’lar ile bir yere varamıyoruz, kısır bir döngü içindeyiz. Teşbih
uyar mı bilemem ama halk dilinde anlatılan bir balçık vardır ve balçık içinde
çırpındıkça balçık üzerine sıçrar, temiz olarak oradan çıkılmaz, çünkü balçığı besleyen
bir kaynak vardır… Geliri olan bir yerde gelirden nemalananlar o geliri
kaybetmemek için her türlü özveriyi gösterecek… Her türlü kongrede iktidar
mücadelesini yapacaklardır. Uzun süredir bir yapıda yönetim değişmiyorsa orada
ya üyeler pek ciddiye almıyor ya da başka şey geçerlidir… onu üyesi olanlar
düşünsün…
Örgütlü olmayı da zor günler için hep önemsedim... Hepimiz
yaşadığımız düzeni ömür boyu koruyamayacağız, elbette yardıma ihtiyaç dönemi
olacaktır... Kemal Tahir, Enver Gökçe yaşamı buna örnektir...
Yarının ne getireceğini bilemediğimiz için bir dayanışma ağı
kurulması ve bu ağ içinde aynı işi yapanların bir birine destek vermesi hümanist
bir durumdur ama günümüzde hümanizmden daha öne çıkan şey çıkarlardır ve çıkarına
göre hareket edenler var olan tüm iyi niyetleri istedikleri gibi kullanmaya
devam ediyorlar.
Eğer karikatürcülerin kurumsal bir yapısı olsaydı bugün
karikatür çizdiğini iddia eden Memecan ve benzerlerine karşı bir duruş ortaya
konmuş olurdu, çünkü karikatür muhalif olma durumudur, iktidarı ve iktidarın
penceresinden olaylara bakmak değildir. Aynı şekilde karikatürcüler büyük -
küçük firmaların adına yapılan yarışmalarda, sponsor oldukları yerlerde
karikatür sergilemez, sergileyene karşıda seslerini yükseltirdi, çünkü
karikatür sermaye için ve sermaye sahibini öven bir illüstrasyon olmazdı.
Bugün karikatürün tanımını yok ettiler, muhalif, eleştiril
olma durumundan yalaka ve övgü düzen ve birbirine çamur atan konumuna getirildi…
Karikatür, çamur atma aracı değildir, ezilenlerin yanında
emperyalizme ve faşizme karşı duran bir mizah dalıdır. Çizgisini ve dilini
binlerce yıldır yaptığı gibi kullandığında karikatür olur, aksi halde karikatür
konumundan çıkar sadece yazılar ve medya için görsel bir illüstrasyon özelliği
gösterir.
Demokratik Kitle Örgütü olan bir karikatürcüler kurumu özlemi
ile diye sözlerimi bitireyim, arada çuvaldızı kendimize batıralım.
İsmail Cem Özkan