Sivas ellerinde sazım çalınır!
Sivas, Alevilere yönelik son 50 yıllık tarihimiz içinde dahi
katliam, baskı ve asimilasyon ile anılır. Tarihin karanlık dehlizlerine
giderseniz bu il sınırları içinde bir çok vahşi olayın olduğunu bulabilirsiniz.
Orta Anadolu’nun geçiş noktasında olmasından kaynaklanıyor olabilir ama orada
farklı olana, farklı düşünen karşı hoşgörünün olmadığına hep tanıklık edilmiş
ve bu tanıklıktan ders çıkarılmadığına şahitlik ediyoruz.
“Sivas ellerinde sazım çalınır,
Çamlı beller bölük bölük bölünür.
Yardan ayrılmışam bağrım delinir,
Çamlı beller bölük bölük bölünür.
Yardan ayrılmışam bağrım delinir,
Kâtip arzuhalim yaz yare böyle.
Pir Sultan Abdal'ım ey Hızır Paşa,
Gör ki neler gelir sağ olan başa.
Beni hasret koydun kavim kardaşa,
Kâtip arzuhalim yaz yare böyle.”
Gör ki neler gelir sağ olan başa.
Beni hasret koydun kavim kardaşa,
Kâtip arzuhalim yaz yare böyle.”
der Pir Sultan, der de kim kulak kabartır?
Duyarız, işitmez oluruz, bakarız, görmez oluruz…
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği başkanı
bir basın açıklaması yapmış; “Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) ,
katliamın 20. yılında Sivas kent merkezinde yeniden şenlik düzenleme kararı
aldı. 29-30 Haziran 2013 tarihlerinde düzenlenecek etkinliklere, yine çok
sayıda yazar, şair, sanatçı, gazeteci davet edilecek. Etkinliklerin, Sivas’taki
Cemevi’nde yapılması planlanıyor. “ Cumhuriyet Gazetesi, 4/5/13
Haber bu arkadaşlar, şimdi soruyorum ne değişti de böyle bir karar alındı, PSAKD her hangi bir saldırı karşısında nasıl bir direnç gösterecek, geçmişte yaptığı gibi sadece telefonlardan yardım mı bekleyecek?
Haber bu arkadaşlar, şimdi soruyorum ne değişti de böyle bir karar alındı, PSAKD her hangi bir saldırı karşısında nasıl bir direnç gösterecek, geçmişte yaptığı gibi sadece telefonlardan yardım mı bekleyecek?
Hangi gerekçeler ile bunu yapmaya karar aldı?
Geçmişten ders almayanların, gözü kara kararları birçok
aydının ateş içinde yanmasına sebep olmuyor mu?
Dersiniz ki, ülkede demokrasi geldi, dersiniz ki ülkede
barış huzur geldi, dersiniz ki ülkede Sivas acısı dindi...
Bunların hiç biri olmadan hangi akla bu kararı alırlar...
Bu ancak kendi durduğu ülkeyi tanımamayı getirir...
Soruyorum; bu şenlikte her hangi bir saldırı olduğunda ne
yapmayı planlıyorlar?
Hükümete ve onun temsilcilerine telefon edip yardım edin mi
diyecekler?
AKP içinde Sivas davası savunma avukatları olduğunu
unutmayalım. AKP davaya bakış açısı ve duruşu ortada. AKP Alevilere nasıl
baktığını saklamıyor. Benim bilmediğim bir şey oldu da AKP Alevi açılımına mı
başladı?
Ne değişti?
PSAKD Genel Başkanı Kemal Bülbül; “Bizim tarihe
borcumuz var. 4 Eylül 1978’de, 2 Temmuz’da katledilen canlarımıza borcumuz var.
2 Temmuz 1993’te şairlerimiz, yazarlarımız, sazımız, sözümüz ne varsa orada
yakıldı. Biz o tarihe sahip çıkmak zorundayız.” demiş.
Sahip çıkmak demek şenlik düzenlemek mi?
Sivas Madımak katliamı zaman aşımı ile sonuçlandı, fakat
gerçek anlamda yüzleşilemedi. Madımak yangını olduğunda yaşanan ortam ile bugün
yaşanan ortam arasında nasıl bir fark oluştu da yeniden bir şenlik ile gündeme
gelmeye çalışılıyor?
Sivas için şenlik kararı alanlar bunu şöyle veya böyle
gerçekleştirecekler. Belki AKP demokrasi camekanı (dışarından gelen baskıları
yaymak ve etkisizleştirmek için) için bu şenliğin olaysız bir şekilde olmasına
da izin verebilir. Geçen sene 1 Mayıs Taksim alanında gerçekleştirilen etkinlik
gibi. Hem bayram ilan edip hem de İstanbul’da sıkıyönetim ilan eden yine aynı
iktidar olduğu unutulmasın!
Şenlik, dolaylı olarak (Her ne kadar şenlik içinde AKP
düşünce yapısı eleştirilecek olsa da) iktidara verilen bir destek değil midir?
AKP kurmayları dışında geçmişte olduğu gibi ülkemizde henüz dağıtılmayan ve yeniden yapılandırılan bir gladio yapılanması söz konusudur. Bu gladio yapılanmasının yaratacağı bir çatışma ortamında; taraflar arasında saldırı olursa ve kayıp olursa bunun tek sorumlusu saldırganlar olmadığını şimdiden söyleyebiliriz... Çünkü, yapılacak bu şenlik, o gladio için hazır bir zemin yaratma anlamına gelmektedir. (Bu sene olmazsa da ileride olmayacağı anlamına gelmez!)
AKP kurmayları dışında geçmişte olduğu gibi ülkemizde henüz dağıtılmayan ve yeniden yapılandırılan bir gladio yapılanması söz konusudur. Bu gladio yapılanmasının yaratacağı bir çatışma ortamında; taraflar arasında saldırı olursa ve kayıp olursa bunun tek sorumlusu saldırganlar olmadığını şimdiden söyleyebiliriz... Çünkü, yapılacak bu şenlik, o gladio için hazır bir zemin yaratma anlamına gelmektedir. (Bu sene olmazsa da ileride olmayacağı anlamına gelmez!)
Güvenliği tam olarak güvence altına alınmadan yapılan her
türlü etkinlik, istenmeyen sonuçların yaşanmasına sebep olabilir.
AKP, her sene Madımak önünde yapılan 2 Temmuz
protestolarından rahatsızdır. Bu protestoların çözüme bir yararı olmadığı ve
kanayan yaranın üzerinin kabuk tutmadığını daha önce değişik ortamlarda dillendirmiştir.
Madımak otelini müze yapma dışında kendi isteği biçimde değiştirmiş, şehrin
içinde yanan bir kor gibi bırakmıştır. Zaman içinde bunun da diğer katliamlar
gibi unutulacağını ummaktadır.
Geçmiş ile gerçek anlamda henüz yüzleşilmiş değildir.
Ülke; azınlıklar (tanınan ve şimdilik tanınmayan) karşısında
pozitif ayrımcılık hukuki olarak güvence altına alınmadan, çatışma olabilecek
noktalarda toplu etkinlikler her zaman suiistimale ve saldırıya açıktır.
Yüzleşme olmadan, hesaplaşma olmadan ikinci bir Sivas Madımak
gibi ortam yaratılmasına hayır!
İsmail Cem Özkan