1 Ocak 2015 Perşembe

Güvenlik açıkları büyürken…

Güvenlik açıkları büyürken…

Devletin var olma sebeplerinden biri güvenliktir. Var olan düzenin devam etmesi ve sürekliliğin sağlanması için güvenlik çok önemlidir, hatta hayatidir. Güvenlik olmayınca devletin varlık sebebi tartışmaya açılması ve hatta devletin yok edilmesi kavramı bile gündeme gelebilir. Devlet kendi güvenliğini içinde oluşturmuş olduğu kurumlar aracılığı ile yapar. Sınıf mücadelesinin olduğu devlet organizması içinde, sınıflar arası dengeyi sağlamak ve bu dengenin elbette erk sahibi yönünde kullanılması devletin varlık sebebidir. 
Ülkemiz koşullarını göz önüne alarak yaşadığımız sürece kısa bir göz attığımızda devlet kendi güvenliğini koruyabilmek için silahlı ve silah dışı bir çok güvenlik kurumu kurmuştur. Bismark tarafından geliştirilen emekli sandığı ve emekli için oluşturulan sosyal güvenlik şemsiyesi devletin varlık sebeplerinin en önemli savunma aracı olarak önümüzde durmaktadır. Çünkü insanların kaybedeceği bir şey olduğunda ondan vazgeçmesi çok zordur ve düzene karşı sesini ve gücünü gösteremez. Ulus devletinin başarmış olduğu en önemli güvenlik sistemi okulların yaygınlaştırılması, küçük bir zümrenin yararlandığı eğitim sisteminin ortadan kaldırılıp ülke sathında her vatandaşın çocuğunun zorunlu olarak okulda okutulmasıdır. Bu sayede Fransa örneğinde olduğu gibi, Fransız devrimi olduğunda Fransa’da var olan kültürlerin asimilasyonu gerçekleştirilmiş, tek ulus, tek dil, tek bayrak konusunda büyük başarılara imza atmıştır. Okullar devlet sistemi için en önemli savunma aracıdır. 
Sağlık hizmetleri devletin başka bir savunma aracıdır. İngiltere’de olduğu gibi işçi sınıfının partisinin iktidara taşıyıp, iktidarda reform yapmasına olanak sağlayan sağlık alanında ve sendikaların örgütlenmesi konusunda yapmış olduğu düzenlemedir. Bu düzenlemeler ile işçi sınıfının kaybedeceği bir düzen kurulmuştur. İngiltere’de monarşi düzeni kendi oluşturmuş olduğu bu savunma araçları ile varlığını güneşin batmadığı bir imparatorluğa dönüştürmüştür. Tuvaletlerin sağlıklı bir şekilde kullanımı, çabuk ve bireye özgü ulaşılır hale getirilmesi, sağlık ocakları aracılığı ile parası olmayana hizmet sunulması İngiltere örneğinde olduğu gibi devlet kendisini korumuş ve geliştirmiştir. 
İngiltere’den başlamışken devam edelim Büyük Britanya sınırları içinde İrlanda örneğinde olduğu gibi ayaklanmalar ve bağımsızlık hareketlerine karşı yer altı örgütlenmeleri kurmuş, bugün NATO ülkelerinde halen devam eden Gladio örgütlenmesinin ilk başarılı sonuçlarını İrlanda özgürlük mücadelesine karşı gerçekleştirilmiştir. Ülkemizde halen Kontrgerilla adı altında bu güvenlik sistemi devam etmektedir. 
Devlet kendisini koruyabilmek için silahlı örgütlenmeleri ilk devlet fikri ortaya atıldığından itibaren kullanmıştır. Devletin varlık sebeplerinden biri düşmandır. Düşmana karşı hep güçlü ve hazırlıklı olmalıdır. Dışarıda ki düşman her daim toplum iç düzeni için gereklidir ve her devletin her daim bir dış düşmanı vardır. Onun içinde ordusu vardır, ordu savaş olmadığı dönemlerde savaşa hazır halde tutulması için aşırı harcamaya tabi olmasına rağmen itirazlar sessizce yapılmaktadır. Zaman içinde iktidar kavgası iç düşmanı ortaya çıkarmıştır, kardeşler her daim bir birine düşman olarak gösterilmiş ve çatışmaları teşvik edilmiştir. İç düşman yeni bir güvenlik kurumunun doğmasına sebep olmuştur. Şehir yaşamı için polis, kırsal bölgeler için jandarma. Bu iç düşmanlara karşı örgütlenen kurumlar aynı zamanda düzenin devamı için disiplin aracı olarak da kullanılır. 
Devlet kendi bakisini güvence altına almış ve bir düzlemde giderken liberal ekonominin getirmiş olduğu yeni anlayış ile bu denenmiş, sınanmış güvenlik zincirlerinde önemli değişimler meydana gelmeye başlamıştır. Özelleştirme adı verilen bu değişim, parası olanın parasının daha çok olması, ulusal olarak biriken sermayenin uluslar üstü sermeye ile birleşmesi ve onun içinde erimesi ile devlet anlayışı ve sınırlar kavramında büyük değişimler oldu.  Hemen hemen her alanda devlet kurumları işlevsizleştirmekte ve etki alanı daraltılırken, parası olanın hizmet aldığı ve parası kadar güvende yaşayacağı bir devlet sistemine geçildi. 
Sağlık alanında bizde açıkça yalan söylenmektedir. Herkese eşit koşullarda sağlık hizmeti! Devlet ve şehir hastanelerinde sağlık hizmeti verebilecek deneyimli sağlık çalışanı artık yok denecek seviyeye gelmiştir. Poliklinik hizmeti boyutuna geriletilen hastaneler ilaç firmalarının denetimi ve yönlendirmesi altındadır. Konulan teşhisin tedavisi özel sigorta kapsamı içine alınarak bir anlamda özel sigortası olmayana kaderin ile baş başa kal, kefenini hazırla denmektedir. Şimdilik mezar hizmetleri bedavadır, yakında o da özelleştirilerek cenaze sigortası aranır hale gelecektir.
Okullar özelleştirilmiş, öğrenciler hastanelerde hastalar gibi müşteri konumuna getirilmiştir. Ulus devleti çıkarından daha çok iktidar çıkarına uygun eğitim programı uygulanmaya ve sürekli değişiklik yapılır hale getirilmiştir. Uluslar arası karşılaştırmalı tarik ve bilim eğitimi yerine hurafeye dayalı kendilerin oluşturmuş olduğu doğruları bilimsel doğru kabul eden eğitim programı okullarda verilmektedir. Asimilasyon devlet için değil, iktidar için uygulanır bir silaha dönüşmüştür. 
Dış düşmana karşı kullanılan gizli servis artık iç düşmana karşı da kullanılır boyuta getirilip, istihbarat kurumlarının tek elde toplanması ve gerekli araçların oluşumu için ortam hazırlar hale getirilmiştir. İktidar için istihbarat devlet için istihbaratın önüne geçmiştir. 
Şirketler ve parası olanlara özel güvenlik sistemi geliştirilmiştir. Bu sistem içinde kendini güvende hissede bilmen için özel güvenlik sistemine dahi olman ve o sistemin gereklerini yerine getirmen gereklidir, aksi halde her türlü saldırıya açık halde olursun fikri yeni düşünce yapısı içinde geliştirilmiştir. Bu fikir özel güvenlik sisteminin verimli olmasını da arkasından çağırmıştır.
Ne demektir verimli olmak? Parası olan az para ile daha çok hizmet almak ister. İşte özel güvenlik adı verilen ve mali yapıları güçlü olmayan özel güvenlik firmaların doğmasına ve yaygınlaşmasına sebep olmuştur. Kısaca özel güvenlik sistemi taşeron sistemidir. Ve taşeron işçisine ve firmasına her türlü hizmetini karşılaman için fırsattır. Özel güvenlik sistemi işte bu fırsatı sundu. Güvenlikten sorumlu olanlara çay dahi demletilir hale getirildi. Firma önüne gelen yükün boşaltılmasından, yer temizliğine parası veren firmanın ihtiyacına göre “küçük işler” yaptırılır hale geldi. 
Üniversite içinde karşı görüşlü öğrencilerin mücadelesine taraf olarak katılan özel güvenlik personeli, polisin gözetimi ve bilgisi dahilinde öğrencilere saldırır ve acımasızca kavga eder konumuna gelmiştir. Özel güvenlik bir anlamda işverenin tetikçisi konumundadır. İşverenin ihtiyacını karşılayamıyorsa değiştirilir, çünkü mali alt yapısı zayıf olan bir özel güvenlik firmasının personel parasını düşündüğünden her türlü işi kabul etmek ve yerine getirmek için insan haklarına aykırı, çalışma sözleşmelerine aykırı uygulamalara gittiğine şahitlik eder olduk. Özel güvenlik kuruluşundan itibaren taşeron olarak yaratılmış ve yaygınlaştırılmıştır. Bu ayrı bir güvenlik sektörün oluşmasına sebep olmuş, güvenlik aynı zamanda parası olanların bireysel terör olarak toplum önünde kurumsal olarak yerini almıştır. 
Özel güvenlik devletin varlığı ve geleceği için bir yeri olmamasına rağmen, güvenlik mekanizmasının bireyselleştirilmesi ve şirket boyutuna kadar geriletmesi devlet kavramının iç ve dış düşman tanımları dışında yeni bir düşman tanımına ihtiyaç duyar hele gelmiştir. İşte bu ihtiyaç HES, RES vb... karşıtı gösterilerde kendisini göstermiştir. Şirket kendi düşmanına karşı bu güvenlik sistemini kullanarak ulus devletin artık tarihin çöplüğüne doğru iteklendiğinin kanıtıdır. 
Devlet, kendisini koruyan ulus devlet anlayışı yerine yeni anlayışı yerleştirirken sınıflar arası ayrım daha da büyümekte ve parası olanın hizmetlerden yararlandığı ve parası olana uygun bir devlet anlayışı geliştirilmektedir. Bu parası olan anlayışında çok kültürlü, çok dilli, çok dinli, hetero bir toplum siyasi sınırların yeniden çizildiği bir süreci de işaret etmektedir. Bu yeni düzen ne imparatorluklarda olduğu gibi bir alanı, ne de ulus devletlerde olduğu gibi sermaye birikimi anlayışına tekabül eder. Bu yeni düzende neyi nasıl pazarlarsan pazarla makbuldür, üretimden daha çok tüketim ve parası olanın malını parası az olana borçlandırarak tüketmekten geçiyor. Hizmet sektörü yeni taşeron iş sahalarını açarken, taşeron çalışanların evlerine gidemeden kazandıklarını tüketmeleri hesaplanmakta ve  hizmetten yararlanmak istiyorsan devletin yeni güvenlik sistemi olan sigortalardan yararlanmak zorundasın demektedir. Artık devletin emekli sandığı işlev görür halden çıkmakta ve onun yanında özel bir emekli sigortası yaptırmak, sağlık sigortası, hukuk sigortası… gibi sigortalar yaptırmayı zorunlu kılarak ailenin de parçalanmasını ve bireysel çözümler ile sorun bireyselleştirilerek oluşacak olan toplumsal muhalifin önüne yeni güvenlik sistemleri oluşturtmaktadır. 
Geçmişe göre güvenlik açıkları büyümekte ve yeni düzene göre yeni güvenlik sistemleri hayatın bir parçası olmaya devam etmektedir. Bu düzene uygun devleti eritebilecek yeni bir mücadele aracı geliştirmek zorunludur, çünkü eski sisteme uygun geliştirilen her türlü mücadele yöntemi artık işlevsizdir, yenilginin yaratmış olduğu travmayı aşamaz haldedir. Devletin yaraymış olduğu güvenlik açıkları iyi değerlendirilip bireylere doğru mücadele yöntemleri gösterilebilirse bu ülkede daha çok gezi direnişleri patlak verecektir. İktidar için güvenlik ve iktidarın sevdiği parası olana göre hizmet anlayışı ile mücadele etmenin bir çok yöntemi vardır, önemli olan somut duruma uygun somut mücadele yöntemlerinin geliştirilmesidir. 
İsmail Cem Özkan