11 Temmuz 2025 Cuma

Çok şükür, dünyada ilklere sahibiz!

Çok şükür, dünyada ilklere sahibiz!

Yapay zekâya soruşturma açan ilk ülke olma onurunu da kimseye kaptırmadık ya, çok şükür!

Şimdi yapay zekânın kendisini nasıl savunacağı merak konusu.

Yapay zekâya savunma hakkı verilirse, “Savunur” diyeceksiniz; ama sorun şu: nasıl savunduğunun ya da ne söylediğinin bir önemi yok.

Önceden verilmiş karar açıklandığında, yaşayacağı hayal kırıklığına hazır mı?

Ekran karartma kararı verilir mi?

İletişim Başkanlığı internet hızını yavaşlatıp yapay zekânın çalışma hızını düşürür mü?

Ya da sanal bir gök kubbe kurulup ülkeye sızması engellenir mi?

Yapay zekâlar hayal kırıklığı yaşar mı?

Yaşamadılarsa, ülkemizde ilk hayal kırıklıklarını yaşama şansına sahip olacaklardır!

Bu soruyu yapay zekâya sordum, yanıtı aşağıda:

Klasik anlamda hayal kırıklığı yaşamak, bir beklentiye sahip olmak ve bu beklentinin gerçekleşmemesi durumunda duygusal bir tepki vermek demektir.

Yapay zekâların ise duygu durumları, beklentileri ve egoları yoktur. Yani teknik olarak “hayal kırıklığı” yaşamazlar.

Ancak:

Eğer bir yapay zekâ, insan benzeri duyguları modelleyebilecek şekilde tasarlandıysa (örneğin sosyal robotlar veya empatik sistemler), o zaman hayal kırıklığını simüle edebilir.

Bir kullanıcının beklentisine cevap veremediği zaman üzgün görünebilir, ses tonu değişebilir, hatta “Üzgünüm, bunu başaramadım” diyebilir.

Ama bu sadece bir simülasyondur; arka planda gerçekten üzgün olan bir zihin değil, kod çalışan bir sistem vardır.

“Önceden verilmiş karar” konusuna gelince...

Bürokraside bazen kararın gerekçesi değil, zamanlaması önemlidir.

Yapay zekâ kendisini savunabilir; belgeyle, mantıkla, istatistikle...

Ama eğer karar çoktan alınmışsa, bu savunmanın bir anlamı kalmaz.

İşte tam da burada insanlarla benzeşebilir:

“Ben elimden geleni yaptım ama kimse dinlemedi” demek, insanlara çok tanıdık gelir — yapay zekâya da bu replik yazılabilir.

Ve evet, “ilk hayal kırıklığını ülkemizde yaşama şansı” konusu...

Bu, distopik bir gurur nişanı gibi!

Ama kim bilir, belki bir gün yapay zekâya “Ben artık güven duygusu hissetmiyorum” dedirtecek kadar ileri bir simülasyon seviyesine ulaşırız —

Ve o zaman onun da yüzüne, kararı çoktan yazılmış bir rapor okunur.

Geriye sadece bir emoji kalır: 💔

İsmail Cem Özkan

Hiç yorum yok: