20 Nisan 2009 Pazartesi

140 yaşındayız!











140 yaşındayız!

Foto 1

1870 yılındaki Osmanlı imparatorluğunda manzara şu şekildeydi, manzarayı görmeden bir noktaya odaklandın mı, nedenleri tam olarak anlaşılmaz. Mizah dergisi bir ihtiyaç üzerine çıkar. O dönemde nende mizah dergisi çıktığını anlayabilmemiz için şartlara kısacada olsa bir göz atmakta yarar vardır.

1870 yılında geldiğinde Osmanlı bir çalkantı içindeydi. Sona doğru bir gidiş vardı ve o sonun yavaşlatılması için her türlü çaba ortaya konuyordu. 1789 Fransız Devrimi'nin etkisiyle yayılan özgürlükçü düşünceler ve ulusçuluk akımı, Osmanlı İmparatorluğu’nu da sarstı. Balkanlar'da 19. yüzyılda bağımsızlık talebiyle ayaklanmalar çıktı. Osmanlı’nın parçalanmasını hızlandıran ve tetikleyen Fransız devrimi olmuştur.

3 Kasım 1839'da okunan Tanzimat Fermanı, Türk tarihinde demokratikleşmenin ilk somut adımıdır. Fermanın en önemli nedenlerinden biri Fransız devriminin etkilerinin Osmanlı üzerinden azaltılmasıdır. Gayri Müslimleri devlete bağlamaktır, çünkü Osmanlı bir İslam imparatorluğu görünümündeydi ve Fransız devrimin ilk etkileri balkanlardan başlamıştı. Bütün bunların yanında ekonomik sorunların altında eziliyordu. Bu sorunlar 17. yüzyıldan itibaren toprak kaybetmesi ve sürekli bütçe açığı vermesiyle başladı. Avrupa devletleriyle imzalanan serbest ticaret antlaşmalarıyla ülkeye giren mallardan düşük gümrük vergileri alınıyordu. Bu hem devletin gelirlerini azaltmış hem de yerli sanayinin gerilemesine yol açmıştı.

Öte yandan 1860’larda bir aydın hareketi olarak Yeni Osmanlılar ortaya çıktı. Namık Kemal ve Ziya Paşa gibi aydınlar, Avrupa ülkelerindeki anayasal monarşilerden etkilenerek Osmanlı Devleti’nin meşrutiyetle yönetilmesi gerektiğini savundular. Osmanlı Devleti, 1850’lerden itibaren dış borç almaya başlamıştır ve 1870’lere gelindiğinde devlet hem ekonomik hem de siyasal bunalıma sürüklenmiştir.

1870 yılı Türk mizah tarihi açısından önemlidir, çünkü 2 Haziran 1870'te günü Rumca ve Fransızca olarak Diyojen dergisi yayınlanacaktır. Diyojen 24 Kasım 1870 yılından itibaren yerel halkın konuştuğu Türkçe ile yayınlanmaya devam etmiştir. Başlangıçta haftalık olarak çıkan dergi, Perşembe günleri okuyucusu ile buluşmuştur. 23. sayıdan itibaren haftada iki gün yayın hayatına devam ederken, 148. sayıdan itibaren haftada 3 kez yayınlanmaya başlamıştır. 183. sayısı ise son sayısı olarak tarih sayfalarına geçmiştir. (9 Ocak 1873)

Namık Kemal derginin ilk günlerini, Menemenlizade Rıfat Bey'e yazdığı mektupta; "O günün bergüzar hatırası Diyojen'in çıkışı oldu. Diyojen Osmanlı ülkesinde ilk mizah mecmuasıydı. Teodor Kasap'la ihtam-ı kabih (çirkin yakıştırmalar) suretiyle oynanan hezeliyattan (saçmalamalar) gayrı göze ve fikre yarar nesnesi olmayan vatanda bir mizah gazetesi neşrine o gün karar verdik. Gittiğimiz Kâğıthane'nin o bahar sabahı harikulade güzelliği bize sadece şairane duygular değil, cümle duyguların tebessüme yol olacak taraflarını bulmak, ciddi olarak söylendiğinde kaza-bela tufanı olacak hakikatleri mizahi bir üslup ile; şikâyetlerine şifa, yalnızlığına dost, sevgisine vefa görmediği için insanlardan kaçarak çareyi tek başına yaşamakta bulan eski Yunan filozofu Diyojen gibi dertlerimizle baş başa kalabilmek için çıkaracağımız mizahi gazetenin ismini Diyojen koyduk.
Altına da onun ünlü deyişini ekledik: Gölge etme başka ihsan istemem!. Ama ne çare hep gölge ettiler. Öyle toz ayağa kaldırdık ki yıllar sonra Meclis-i Mebusan'da Matbuat Kanunu görüşülürken bazı mebuslar mizah gazetelerinin matbuat tarifi içine alınmasına karşı çıktılar. Neyse ki Molyer'den tercümeler yapan Ahmed Vefik Paşa ve Manok Efendi şafaat etti. Yoksa zavallı mizah gazeteleri matbuattan tard (uzaklaştırma) edilecekti. Yazıklar olsun ki, feryad sebebi durumları tebessüme sararak elemi hafifletmeye dahi müsaade edilmiyor"
Düzenli olarak basılamadı elbette. Satışlardan para toplandıkça, Kemal ve Kasap günlük harcamalarından artırdıkları para ile matbaaya koştular. Derginin tek desteği okuyucularıydı. Onların ilgisiyle iki sene ayakta kaldı. Namık Kemal'in siyasi mücadeleyenin yoğunluk nedeniyle ayrılmasından sonra Teodor Kasap tek başına devam ettirdi dergiyi. Namık Kemal ve Teodor Kasap'ın yayımladığı Diyojen yüzlerce mizah dergisinin önünü açtı.

Türkiye’de modern mizahın ilk örneklerinin yayımlandığı dergi, Ali Bey, Ebuzziya Tevfik, Namık Kemal, Nuri Bey, Reşat Bey’in imzasız yazılarına da yer vermiştir. Derginin yazarları makale ve fıkralarını Teodor Kasab’ın öngördüğü doğrultuda kaleme almışlardır. Kendisi de Voltaire’nin “Mikromega” adlı eserini Türkçeye çevirerek derginin 62-68 sayılarında, “Monte Kristo” adlı romanını da Fransızcadan tercüme ederek 66-123. sayılarında yayınlamıştır.

Dergide işlenen konular arasında büyük bir çoğunluğu dönemin siyasi ve sosyal olayları oluşturmaktadır. Mizahi bir üslupla hükümetin yanlışlıkları, suistimalleri, dış ve iç siyasetteki beceriksizlikleri ele alınmıştır. Osmanlı iktidarının, muhalefet bir yana mizaha ve dokundurmalara bile tahammülü yoktu. Bu tahammülsüzlük bugün dahi sürmektedir. Mizah dergisi olurda baskı olmaz mı, kapatılma davaları açılmaz mı? Elbette açılır. Yayım süresi boyunca üç karikatür basan diyojen, üç kez geçici olarak kapatılmıştır. İlki 4. sayısında Iran Şahının Kerbela gezisini konu alan bir yazıdan dolayı bir buçuk ay, 14. ve 15. sayılarındaki yazılardan dolayı 15 gün, 121. sayısında edebe aykırı fıkralar ile 123. sayısında hükümeti küçük düşürücü yayınından dolayı da 2 ay kapatılmıştır. Son sayılarındaki siyasal içerikli mizah yazıları nedeniyle de 9 Ocak 1873 tarihli 183. sayısından sonra yönetimce yayın hayatına son verilmiştir.

10 Ocak 1873 tarihli 183. sayısından sonra Matbuat Kalemi’nden gönderilen şu bildirim üzerine yayın hayatına son verilmiştir:“Diyojen, mizah gazetesi oldugunu ileri sürerek, terbiye kurallarının ve hükümet idaresinin izin veremeyeceği bir yolda dil kullanmayı âdet edinmiş ve bu yoldan vazgeçmesi için bir çok kez ihtar ve tenbih ve birkaç kez kapatılmışsa da yine aynı yolda ısrar ve 179, 180, 182 nolu sayılarında bazı tanınmış kimselerin namlarına ve onurlarına dokunacak isnatları imzaları altında sahte mektuplar yayımlamak üzücü hareketine cesaret etmiş olduguna ve bu yolda devam etmesi asla uygun olmayacagından, 12 Mart 1867 tarihli kararname uyarınca aşagıdaki tarihten başlayarak müsaadesi iptal edilmiş ve tümüyle kapatılmıştır. 13 Ocak 1873 Divân-ı Hümâyun Tercümânı Sadullah


Foto 2

Diyojen jurnalcilerden çok çekmiş olacak ki 74. sayısında ilk karikatürü jurnalle ilgili olarak yayımlamıştır. Bu aynı zamanda tarihimizdeki ilk portre karikatürdür. Uzun kulaklı çizilen bu şahıs İstanbul’da Ermeni harfli Türkçe yayınlanan “Manzume-i Efkar” gazetesinin sahibi Garabet Panasyan'dır. Uzun kulaklı çizilmesinin sebebi jurnalci olarak bilinmesindendir. Resmin üst kısmına da bu şahsı bilenlere derginin mevcut tüm sayılarının ücretsiz gönderileceği yazılmıştır (Diyojen, 2 Aralık 1871).

Foto3

Mahmut Nedim Paşa Kabinesi’ni eleştiren ve Mithat Paşa Kabinesi’ni öven karikatür
Yukarıdaki fıkra, haber ve karikatürlerden dolayı dergiye iki ay kapatma cezası verilmiştir. Iki ayın sonunda 1 Temmuz 1872’de dergi 124. sayısı ile tekrar okuyucusuyla buluşur; ancak bu kez Diyojen kapatma olayına mizahi tepki göstermemiş ve sadece Matbuat Müdürlügü’nden kapatma gerekçesini içerir yazılı metni birinci haber olarak okuyucularına sunmakla yetinmiştir. Bu tavrıyla yönetimi bir nevi okuyucusuna açık ve objektif bir şekilde şikayet etme yolunu tercih etmiştir.
***


Kasap'ın, Ziya Paşa ve Kemal'e Abdülhamid'i şöyle anlattığı biliniyor: "Abdülhamid Efendi'yle iki defa görüştüm. Bu zat hakiki kanaatlerini saklamakta öylesine mahir ki eğer sakalı kafasının içindekileri öğrense hemen tıraş eder. Bir gün tahta geçecek olursa kafasının içindekileri kendisi bile anlayamayacağı için istikrarlı hiçbir şey kalmaz. Çehresi karikatüre öylesine müsait ki bizim için yeni bir Sirano de Berjerak çıkar."


Foto4


Teodor KASAP (1835-1905)
1835 Kayseri doğumlu Rum kökenli Osmanlı gazeteci ve yazardır. Babasının ölümünden sonra İstanbul’a gitti. Çıraklık yaparak Kuruçeşme Rum Okulu’nda öğrenimini sürdürdü. Bir Fransız subayının yardımıyla Fransa’ya gitti (1856). Paris’te öğrenim gördü. İstanbul’a dönünce gazeteciliğe başladı, ilk Türk mizah gazetesi Diyojen’i çıkardı (1870-1873).
Âli Bey, Recaizade Ekrem ve Namık kemal’in yazılarıyla gazete, dönemin ilgiyle izlenen muhalefet organlarından biri oldu. Diyojen kapatılınca Namık Kemal'le birlikte Çıngıraklı Tatar'ı yayınladı. Tatar postacılara verilen isimdi o dönem. Takip ve tacize dayanamadığı noktada onu kapatıp Hayal'i ardından Karagöz'ü ve Kahkaha'yı çıkardı. En sonunda İstikbal adlı gazeteyi çıkardı. Yazılarından ötürü hapse mahkûm edildi (1877), Avrupa’ya kaçtı. Birkaç yıl sonra bağışlandı, ölümüne değin Mabeyn (Haremle selâmlık arasındaki oda.) kütüphanecisi olarak sarayda görevlendirildi.
Tanzimat dönemindeki tiyatro çalışmalarını destekledi, Türk tiyatrosunun yerli kaynaklardan yararlanması gerektiğini savundu. Pinti Hamit (1875), İşkilli Memo (1874), Para Mesleği (1875) adlı Moliére uyarlamaları yanında Lükresya Borçiya adlı bir oyunu vardır. Alexandre Dumas Pére’den Monte-Kristo (1871) çevirisi de ilk roman çevirilerindendir.

Hiç yorum yok: