19 Temmuz 2009 Pazar

Hadım!

Hadım!

Erbakan, ‘iktidara kanlı mı gelinecek, kansız mı’ derken, başka yerlere işaret gönderiyormuş. Bu işaretin dilini hadım nasıl yapılır sorusuna cevap ararken anladım!

Hadım, iki türlü oluyormuş, kanlı ya da kansız. Hadım yapan kişi hangisini biliyorsa onu uygularmış. Hadım yapılan kişi ise genelde, en fakir ve köle olmaya adaylar arasından, en yakışıklısı ve güçlüsü seçilirmiş. Ona bakan aşık olur ama o elinden bir şey gelmediği için sadece bakarmış!

Hadım edilmiş erkekler, genelde hareme alınırmış. Yani, iktidarın yatak odasına alınırmış. Devlet, bir süreliğine de olsa bu yatak odasından yönetilir. Geri dönülmez aşklar filan da bu yatak odasında olurmuş. Yatak odası aşklar, iktidarın boyuna bazen ip olurmuş. Bir başbakanın aşkı mahkeme tutanaklarına girdi yakın tarihimizde…

Hadım ağaları işte bu gelişmeleri görür ama konuşamazlarmış, çünkü onlar konuştuklarında, dinleyenler iri kıyım vücuttan bu kadar ince ses nasıl çıkar diye hayret içinde bakarlarmış, sonrada ellerinden olmadan gülerlermiş. Hadım ağaların anlattığı bütün gerçekler duyulur ama anlaşılmazmış. O yüzden haremin yabancı erkeği hadım edilerek, yatak odası dedikoduların dışarıya çıkarılması engellenirmiş. Bir de iktidar yatak odasından hanımın elden gitmesi engellenirmiş, çünkü o sayede ‘bak o kadar güçlüyüm ki, benden güçlü ve yakışıklı olanın erkekliğini elinden alırım’ diyerek iktidar sahibi gücünü gösterirmiş.

Hadım ağalığı o kadar önemli bir durum olmuş ki, koskoca imparatorlukta, başbakan bile atanmış. Hadım ağaların yönettiği imparatorluklarda kim kimi yönettiğini sormaya gerek var mıdır?

Hadım edilen erkekte bir takım değişiklikler olur. Ses incelir, kafa yapısında bozulma olur. Erkeğin erkeklik hormonun tamamı ile ortadan kalkmasıdır… Bu bireysel anlamda hadım olayıdır, bir de toplumlar hadım edilir. Bu durum günümüzde dahi geçerlidir.

Toplumun gür sesi, zaman içinde yok olmuştur. Sesi incelmiş ve hepten yok olmuştur. Kaderine karşılıksız boyun eğme vardır. Bütün gelişmelere karşı ses çıkarmaya bakar ama o kadar ince ses gelir ki, o güzel cüsseden bu ses nasıl gelir diyerek gülmeye başlar onu duyması gerekenler. Gülerler, çünkü duymak istemediklerini söylemektedir. O yüzden, duyması gerekenler istediklerini duyar, istediklerini hasır etmeyi öğrenmiştir.

Erbakan yıllar önce kansız mı, kanlı mı geliriz derken bir başka şeyi işaret etmiş olduğunu bugün yaşananlara bakarak anlamaktayım. Çünkü, toplum bu kadar zam karşısında yapmış olduğu tepkiler, hadım edilmiş erkek gibi duruyor. Erbakan, kendisi iktidara gelmemiş olmasına rağmen, fikirleri iktidardadır, iktidara ise nasıl geldiği ya da getirildiği ortadadır. Benim merak ettiğim, toplum ne zaman hadım edildiğidir?

Kansız bir hadım süreci yaşarken, neden toplum acı içinde çığlıklar atmadı, attı da yoksa o gürültü içinde kaçırdık mı? Hadım edilme olayı müthiş can acıtan bir şey olduğunu okudum. Tamam, şimdi anladım, toplum tam vücut anestezi uygulanmış olma ihtimali büyüktür. Bu anestezi hipnoz ile de olabilmektedir…

Siz hipnoz olmak için ne zaman bir nesneye dikkatli bakmıştınız? Bu nesne başörtüsü olmuş olmasın? Hani özgürlük sembolü olan! (sembollerde kişiden kişiye göre değişebilmektedir, kimine göre özgürlük, kimine göre kölelik sembolüdür) benim için ne anlam ifade ettiğini söylemeye gerek var mı?

Hiç yorum yok: