Hastaneler ve …
Bütün insanlar bir gün
hastaneye yolu düşecektir, orada yaşanan gelişimlerden bir şekilde haberi olacak
ve sonuçta ya mutlu olacak ya da şikayet edecektir. Hastaneler gün be gün
değişime uğruyor ve yeni özel hastaneler eskiden muayene açan doktorların
tabelalarını yok ederek büyüyor. Yalnızca özel doktorların tabelalarını yok
etmekle kalmıyor, yasal düzenlemeler ile devlet ve araştırma hastanelerini de
yok ediyor. Ev doktorları uygulaması başlamış olmasına rağmen özel hastaneler
büyümeye ve yeni şubeler açmaya devam ediyorlar ve piyasa koşulları içinde
küçük olanlar tabelalarını büyük olan firmaların tabelaları ile değiştiriyorlar.
Özel hastaneler özel
insanlara yönelik hizmet vermeye devam ediyor. Özel hastanelerde çalışanlara
her işten anlayan ve her türlü hizmeti iyi yapması koşulu ve düşük ücret ile bünyesinde
bulundurmaya devam ediyor. Özel hastaneler aldıkları ücretlerin küçük birimini
sağlık emekçisine verirken, önemli bölümünü hastanenin reklamını yapan, ağzı
laf eden, ekran ekran dolaşarak, gazetelerde köşelere konuk olarak reklam yapan
uzaman doktorlara gidiyor. Ya da her hangi bir hastane ceo’suna.
Özel hastanelere
gidip de gerçek anlamda sağlığına kavuşmuş kaç kişi var bilmiyorum, eğer
iyileşme kısa sürede olmuş olsaydı sağlık bakanlığı kişi başına ödeme
yaptığında gereğinden fazla uzun ve gereğinden fazla tetikler için özel
hastaneleri sıkıştırmaz, onların bu davranışı karşısında önlem alma ihtiyacı
duymazdı.
Özel hastaneler
sonuçta bir şirkettir ve kar elde etme amacıyla hizmet eder. Kar yapmadığı bir
işi yapacak lüksü yoktur, o konuda özel bir ayrıcalığı yoktur. Özel hastaneye
giden her vatandaş hasta değil müşteridir ve müşteri memnuniyeti ve hastanenin
kasasının dolması ile orantılıdır. O yüzden özel hastanelerde özel ilgi
görebilir ve sizi mutlu etmek için her türlü reklamlarda gördüğünüz önerileri
yapabilirler ama gerçek anlamda sağlık hizmeti beklemeyin, çünkü müşteri
memnuniyeti içinde doğru ve ucuz sağlık hizmeti yoktur. Daha çok ilaç
firmalarının denetiminde kimyasal ilaçların çok tüketildiği, reklam amacı
üretilmiş olan kozmetik adını verebileceğim şeylerin tüketimi daha fazladır ve
o fazla olan şeyler kar hanesinde rakam sonrasına sıfır olarak kendisini
kaydetmektedir. Estetik ve moda özel hastanelerin vazgeçilme reklam
araçlarından olması tesadüfi değildir.
Hastalardan başka
hastalıklar yaratılıp, tedaviler ediliyor... Tedavilerden yan etkiler ile başka
tedavilere geçiliyor ama hepsinin ortak özelliği; “git MR çektir”, “git” bilmem
ne için “kan ver”, “git şu laboratuara, şunu yaptır, bunu yaptır” derler.
Doktor hastasına
henüz elini dahi sürmeden istediği laboratuar sonuçlarına bakarak hastalık
hakkında bir önyargıya sahip olur ve bu önyargısını doğru kabul ederek ilaç
firmalarının o tanıya uygun ilaçlarını yazar. Bu durumdan hastaneye her giden
bir şekilde yaşamıştır.
Şimdi burada konuyu
biraz açalım. Hastanelerde kullanılan MR makinesi, röntgen aletleri.. vb gibi
insan elinin değmeden kullandığımız araçlar bir veya birkaç değişik şirket
tarafından üretilmiş ve piyasa içinde pazarlanan aletlerdir. Aletlerin büyük
bir kesimi yurtdışında ve üretildiği ülkenin standartlarına göre üretilmiştir. O
aleti bizim ülkemizde kullanmadan önce standart sonuç konusunda bir çalışma yapılmadan,
üretildiği ülkenin insanı ve vücut yapısına göre standartlar doğru kabul
edilir. O standartlar içinde hangi hastanın gerçek hasta olup olmadığını
bilemeyiz, çünkü aletten çıkan sonuç doğru kabul edilip ve sonuçlar tekrar
kontrol edilmediği için sağlam kişiye bile hasta gibi davranılarak ilaçlar
verilmekte ve tedavi edilmektedir. O kullanılan aletlerin standartları farklı
farklı olduğu için hastane dışında yapılan ölçümleri pek kabul etmezler, bu
kabul etmemenin arkasında işte bu sapma yer almaktadır.
Günümüzde doktorlar hastalarına elleri ile
dokunmadan sonuçlara bakarak teşhis koyuyor... Teşhisler ise hep bilmem ne ilaç
firmasına para olarak dönüyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder