20 Şubat 2008 Çarşamba

Gelmekte olanı anlamak…

Gelmekte olanı anlamak…

AnadoluÇıplakYalınayakKarnı açistediğiBir lokma ekmekBilmez tatlı yemezGirer patronun cebine emekBir yandaKadehler yanyanaŞampanyalarPatlarYalınayak çocuklarYok bir lokma ekmekKarınlarını doyurmaları gerekSuçlarıFakir olmakAğlamak istiyorumAğlamak.


Ulaş Bardakçı bu şiiri yazdığında ne düşünmüştü, neden bu şekilde seslenme ihtiyacı duydu, bugünden bakınca kendimizce yorum yapabiliriz, fakat onun yaşamı bir bütün olarak algılarsak duruşu hemen ortaya çıkar. 68 kuşağının devrimci kesiminin önderidir. Özgürlük ve demokrasi mücadelesi içinde ön saflarda yer almış, düşündüğü yaşam için mücadele vermiş bir liderdir. Siyasi görüşleri o güne özgüdür, o günün koşulları içinde dünyayı yorumlamış ve tam bağımsız Türkiye mücadelesi vermiştir. Kendisinin hayatının sonlanmasına yol açan olaylar art arda gelir, düşünecek zamanı dahi yoktur. Hızlı bir koşudur onun yaşamı. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamına karşı direnişin içinde yer alır ve İstanbul’da 19 Şubat günü Arnavutköy’de öldürülür. Duygusaldır, duygularını yazdıklarını ve sohbetlerine saklar. Yaşam onun kavgasının devamı değil bir ara duraktır. Kavga süreklidir, kavganın içinde düşenler olacaktır. İlk düşenlerdendir, bir orman gibi kardeşlik mücadelesi içindedir. Adalı yoldaşının duygusallığı vardır üzerinde, dostluğun ve dayanışmanın en güzel örneklerini yaşamları içinde göstermiştir. Mahkeme salonun da Mahir Çayan ile karşılaşması gözler önündedir. O kucaklaşmada her şey anlatılır, her türlü engellemelere rağmen. Düşüncelerini savunurken gösterdikleri dik duruş ortadır. Taviz vermezler, dayanışma ve özgürlük mücadelesi içinde.

Bugünlerde yılların birikimi içinde Fidel aktif siyasetten çekildi, onun çekilmesini güle güle diyerek kutlayanların yanında, tarihin silinmeyecek sayfasına yazanlarda vardır. Kendi halkının özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi içinde önemli bir liderdir. Yol arkadaşının ölümünü nasıl selamladıysa, bugün bizde onun gidişini aynı duygular ile paylaşıyoruz. Özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi sömürünün olduğu her yerde devam edecektir, Fidel onun sembolüdür, kavganın sembolü CHE olması gibi. Giden ve gelmekte olana merhaba diyerek yerden göğe doğru selamlarımı gönderiyorum.

Kavganın şehrinde tersanelerde ölümler birbirini izlemektedir. Ölümler saklanmakta, orada ilkel sömürü düzeni kendisini basının önünden saklamaya devam etmektedir. Orada ölüm demek, kan parası olarak ailelere verilen paradır. O paralar sayesinde ölümleri duyar olduk. İlkel koşullarda çalışmaya zorlanırken emekçimiz, dayanışmadan uzak, gözlerden ırak yerlerde her türlü baskının altındadır. Onlar için öncelik yaşama mücadelesidir. Sonra ekmektir. Ekmek olmadan özgürlük olmaz! Alın terlerini bu soğuk günlerde de dökmeye devam ederler, alın terleri buz kesede. Kışın soğuk koşullarının hüküm sürdüğü ülkemizde insanların bir bölümü sokaklarda donamam mücadelesi verirken, çelişkilerin gün geçtikçe derinleştiğine de şahit oluruz. Altıyüzbin insanımız bir dolar ücretle günlük yaşamını geçirmeye çalışırken, banka reklamlarında kredi verme yarışiı devam etmektedir. Borçsuz insan kalmamıştır bu kampanyalar sonunda. Borç yiğidin kamçısıdır derler, fakat artık kamçının da vermiş olduğu acının farkında değiliz. Ülke ekonomisi iflasın eşiğine doğru hızlı akarken, sokaklar günlük yaşamın koşturmacısı içindedir. Prof. Mehmet Altan, “Türkiye’de 12 milyon kişi günlük 1 dolarla yaşıyor. 600 bin kişi aç yatıyor.” demektedir bir röportajında, ülkenin aynası burada durmaktadır. Ulaş Bardakçı ve arkadaşları ne için mücadele ettikleri ortada değil midir? Fidel ve arkadaşları neden başardıkları ortada değil midir, eğer Fidel ve arkadaşları olmasaydı Küba bugün nerede duruyor olacaktı, yan komşusu Haiti’ye bakmakta fayda var.

Özgürlük anlayışını sadece türban ile sınırlayanlar, özgürlükten bahsedebilirler mi? 301 ortada dururken, vicdanı retçiler cezaevlerinde yatarken, özgürlükten bahsedilebilinir mi? Başbakanın açtığı davalara bakın, hep düşüncelerini açıklayanlara karşıdır. Onun özgürlük anlayışı ortadayken, yapacağı anayasanın ne kadar özgürlük ve demokrasiyi içselleştireceği ortada değil midir?

Hiç yorum yok: